Aile Hekimlerinden 10 istek

Türkiye genelinde örgütlenen aile hekimleri Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu(AHEF) çatısı altında toplandı. Antalya'da bir araya gelen aile hekimleri dernek başkan ve yöneticileri sorunlarını masaya yatırarak çözüm önerilerini de belirledi.

Türkiye genelinde örgütlenen aile hekimleri Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu(AHEF) çatısı altında toplandı. Antalya’da bir araya gelen aile hekimleri dernek başkan ve yöneticileri sorunlarını masaya yatırarak çözüm önerilerini de belirledi.
AHEF Başkanı Dr. Akif Emre Eker, 10 maddede topladıkları sorunlarını Sağlık Bakanlığı’na ileteceklerini ve çözümünü isteyeceklerini açıkladı. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesini, bu konuda yasal düzenlemelerin bir an evvel uygulamaya geçirilmesini isteyen Aile hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Akif Emre Eker, aile hekimleri olarak ortak akılla oluşturdukları isteklerini 10 maddede topladı. Eker, aile hekimlerinin Sağlık Bakanından isteklerini şöyle sıraladı:
“1. Sağlıkta Şiddet, son yıllarda artarak devam eden ve çözümlenmesi gereken ciddi bir problem olarak karşımızda durmaktadır. Sağlık çalışanlarına yönelik sözel ve fiziksel şiddeti önleyici tedbirler için elzem olan, ilgili kanunlarda düzenlemeye gidilerek ivedilikle hayata geçirilmesidir. Yine uygulama amacı dışında kullanılan 184 danışma hattı adeta bir şikâyet hattına dönüşmüş olup, tüm sağlık personelin çalışma şevkini kırmış, iş barışını bozma noktasına gelmiştir. Bu hattın amacı dahilinde kullanılması sağlanmalıdır. Bunların yanı sıra birinci basamak sağlık çalışanlarını her türlü şiddete açık hale getiren güvenliğin olmaması büyük bir sorun olup, güvenlik tedbirleri almaya yönelik düzenlenmeler derhal yapılmalıdır. Konu ile alakalı uygulama olan "Beyaz Kod" uygulaması pratiğindeki zorluklar azaltılarak daha efektif bir uygulama haline dönüştürülmelidir.
2. Daha önce birçok kez söz verildiği ve gündeme geldiği üzere sağlık çalışanlarının "Yıpranma Payı" ile alakalı düzenleme TBMM 'ne getirilerek adaletli bir şekilde herhangi bir ayrıştırıcı kıstas gözetilmeden kanunlaşmasının sağlanması en önemli taleplerimizdendir.
3. Hekimlerin ve yardımcı sağlık personeli çalışanlarının "Emekliliğe Yansımayan Ödemelerin emeklilik maaşlarımıza yansıması için" ilgili düzenleme ivedilikle hayata geçirilmelidir. Bahsi geçen emekli maaşları günümüz şartlarında kesinlikle yeterli değildir. Bu adaletsizlik bir an önce sonlandırılmalıdır.
4. Tüm Meslek türleri içinde sadece Aile Hekimliği mevzuatında bulunan "Ceza ve İhtar Puanları"cetvelinden, sadece Sağlık personelleri üzerinden uygulanan "Negatif Performans" uygulamalarından, "Sınıflandırma" adlı altında zaten fiziki şartlar uygun olmayan binalarda Aile sağlığı merkezlerinin katagorize edilmesi ve Sanal ASM denilen hizmet için uygun olmayan kiralık binalarda sağlık hizmeti verilmesi uygulamalarından vazgeçilmelidir. Uygulamalarda kaliteyi artıracak 1. Basamak sağlık hizmetlerinin daha verimli hizmet sunucusu olmasının ve tüm vatandaşlarımızın eşit olarak hak ettiği daha konforlu fiziki ortamlarda hizmete ulaşmayı sağlayacak tedbirleri alınmalıdır. Gerçek anlamda uygulanacak "Pozitif performans uygulaması" ile çalışanların moral ve motivasyonu artırılmalıdır. Bunların yanı sıra kayıtlı nüfuslarımızın düşmesine paralel mali kayıpların yaşanmaması en önemli kriterimiz olduğu unutulmamalıdır.
5. Aile Hekimliği uygulamasının koruyucu ve önleyici sağlık uygulaması olduğu asla unutulmamalıdır. Aile Hekimliği uygulaması sadece tedavi edici bir sağlık hizmeti değildir. Dolayısıyla da 1.Basamak sağlık çalışanlarına asli işleri olan bu önleyici ve koruyucu hizmetleri görevlerini daha iyi yapabilmeleri için gerekli şartlar; öncelikle çalışma planlarında koruyucu ve önleyici sağlık uygulamalarını mesai saatleri içinde poliklinik saatlerinden ayrı planlanması gerekmektedir. Bununla ilgili gerekli düzenleyici işlemlerin ivedilikle yapılması gerekiyor. 1.Basamak sağlık kuruluşlarında poliklinik muayene süreleri azaltılıp koruyucu ve önleyici hizmetlerinin ise sürelerinin artırılarak ikisinin bir arada sürdürülebildiği bir yapıya büründürülmelidir. Artık gelişmiş ülkelerde olduğu gibi randevusuz hasta kabulü uygulaması kaldırılmalıdır.
6. Toplum Sağlığı Merkezi çalışanlarının herhangi bir amaca yönelik olmayan olağandışı denetimlerini yıldırma ve baskı aracı olarak kullanmasının yasal olmadığı ortada olup bir an önce adeta bir mobinge dönüşen bu uygulamalardan vazgeçilmelidir. Beklentimiz, denetimlerin bir baskı aracı olarak değil, sorunlarımızın tespiti ve çözümüne ilişkin bir araç olarak kullanılmasıdır.
7. Sağlık okuryazarlığını artıracak, vatandaşlarımızın kendi sağlıklarıyla ilgili sorumluluklar almasını sağlayacak, sağlıkla ilgili önceliğin koruyucu hekimlik olduğunun öneminin vurgulanacağı uygulamalar bir an önce hayata geçirilmelidir. Bu konularla ilgili kamu spotlarının, afiş ve broşürlerin Bakanlığımız aracılığıyla hayata geçirilmesidir. Bu da Aile Hekimliğinin doğru anlaşılmasının yanında bilinirliğini ve kullanılabilirliğini artıracaktır.
8. Raporlar, Her kurum ve kuruluş tarafından olur olmadık sebeplerle, ne amaca hizmet ettiği belli olmayan, bilimsel bir kurul kararına veya bilgiye dayanmayan, hukuksal hiçbir anlam ifade etmeyen her türlü "Rapor İstemi" bir düzene sokulmalıdır. Diğer Bakanlıklar ve Kurumlar tarafından oluşturulan formlarla rapor talepleri Sağlık Bakanlığı tarafından yazı ile uyarılarak ilgili mevzuatımızda belirlenmiş rapor formatı dışında rapor isteminin önüne geçilmelidir.
9. Sağlık hizmetlerinin işlerliğinin artırılması için, karar verici ve politika yapıcı tarafların ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bir "Danışma Komitesi" oluşturulması gerekmektedir. Bu komite için Bakanlığımızla çalışmaya AHEF olarak hazırız.
10. Aile Hekimliği mevzuatında geçen aile hekimliği çalışanlarına verilen görevlere bakıldığında ve hekimlere kayıtlı nüfus sayısı göz önünde bulundurulduğunda bir hekim ve bir aile sağlığı çalışanının altından kalkması mümkün olmayan iş yükü ve çeşitliliği azaltılmalıdır. Yine her değişen Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği ile sürekli eriyen mali kayıplarımızın ve özlük haklarımızın tırpanlanmasına son verilmedir.”