Gürer: "TMO yerli ürün ile piyasayı dengelemelidir"

Cumhuriyet Halk Partisi Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 18 yıllık AKP iktidarında tarımda denenen modellerde çiftçi ve besicinin taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek, 'Küçük aile tipi çiftçilik ülkemiz gibi büyük coğrafya ve nüfus için vazgeçilemez. Bu bağlamda iktidar doğrudan büyük işletmelerle tarımda sorunların aşılamayacağını görmeli ve köyleri kalkındırmayı hedefine almalıdır' dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 18 yıllık AKP iktidarında tarımda denenen modellerde çiftçi ve besicinin taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek, “Küçük aile tipi  çiftçilik ülkemiz gibi büyük coğrafya ve nüfus için vazgeçilemez. Bu bağlamda iktidar doğrudan büyük işletmelerle tarımda sorunların aşılamayacağını görmeli ve köyleri kalkındırmayı hedefine almalıdır” dedi.
İTHAL ÜRÜN ÇÖZÜM DEĞİL 
Cumhuriyet Halk Partisi Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergisinin sıfırlanması yönündeki kararın uygulanma süresinin 30 Nisan 2021’e kadar uzatıldığını ve pirinç için de gümrüğün düşürüldüğünü anımsatarak, “Yabancı çiftçiye verilen destek ülkemiz çiftçisine de verilmelidir” dedi.
CUMHURBAŞKANININ AÇIKLAMALARI 
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tarım ile ilgili açıklamalarına da değindi.
Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Temel gıda ürünleri olan un ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ikinci sıradayız. Tarım ürünleri ihracatında net dış ticaret fazlamız 5,3 milyar dolardır. Çiftçiliğimize verdiğimiz destekleri 12 kat artırdık” dediğini belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Un ve makarna ülkemizde üretilen buğdaydan değil ithal gelen buğdayın işlenmesi sonucu ihraç ediliyor. Dâhilinde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında  yapılan ithal ve ihraç işleminin yerli üreticiye yani ülke tarımına bir katkısı yok. Yalnız ticari  anlamda katkısı olabilir onu da hesaplamasına bakmak gerekir. Sıfırlanan gümrük vergisi ile TMO ithal ettiği ürünü daha düşük fiyatla piyasaya vermesi ile oluşan kurum zararının nerede gösterildiğini de ayrıca incelemek gerekir. 18-20 milyon TL aralığında buğday üretiyoruz ama 8-10 milyon TL aralığında da buğday ithal ediyoruz. Biz bu buğdayı niye ithal ediyoruz da kendi çiftçimize ürettirmiyoruz. Eğer üretimimiz  yeterli ise neden  ithal ediyoruz? Ayrıca makarnalık buğdayı çiftçimizden TMO tarafından açıklanan taban fiyat neticesinde tonu 1800 TL’ye alım yapılırken hasat bitimiyle beraber 24 Ağustos tarihinde makarnalık buğdayı tonu  2450 TL’den ithal etmemizin gerekçesi nedir? TMO eliyle ithal edilen bu buğday iç piyasaya tonu 1950 TL tutarla satılmadı mı? Bunun neticesinde kim zarar gördü. Gümrük vergisini sıfırla, iç piyasadan daha yüksek fiyatla buğday getir, sonra un, makarna ithal ediyoruz diye anlat, ya yurt dışından ürün bulamazsan ne olacak sorusu da yanıtsız.  Ürün destekleri  12 kat arttı deniyor. Buğdaya 2002’den bugüne  12 kat artan bir destek verilmedi.  30 yıldır çiftçilik yapan Faik Toy bu hesabı yapıyor. Diyor ki, “2002’de buğday üreticisi 1 dekar için 16TL destek alıyordu.2019’da buğday üreticisinin 1 dekar için aldığı tüm desteklerin toplamı 65,5 TL’dir. TL bazında artış 12 kat değil 4 kattır. Dolar bazında artış olmadığı gibi 1,3 dolar eksilme var. Eğer çiftçiye verilen desteklerde 12 kat artış olmuş olsaydı buğday üreten çiftçinin 1 dönüm için aldığı destek 65,5TL değil 192 TL olması gerekirdi. Bırakın 192TL’yi 2020’de, daha yeni yapılan sertifikalı tohum desteği artışıyla 1 dönüm buğdaya verilen toplam destek 72 TL’ye çıkmış oldu” diye durumu özetliyor. Çiftçi hesabını doğru biçimde yapınca desteklerde açıklanan 12 kat artışın olmadığı net biçimde görülüyor” diye konuştu.

Gürer: “TMO yerli ürün ile piyasayı dengelemelidir”