MEB'den çalışma bekliyoruz

Sendikal faaliyetlerinde raporlar hazırlaması ile bilinen Eğitim Bir-Sen'in Adana Şube Başkanı Sezer'den önemli açıklamalar geldi.

Kamu sendikaları arasında ağırlığı ile bilinen ve her dönem sendikal faaliyetler konusunda raporlar hazırlayarak kamuoyu ile paylaşan Eğitim Bir-Sen’in Adana Şube Başkanı Mehmet Sezer, ‘‘MEB, kapsamlı bir dosya hazırlamalı ve kamuoyuyla paylaşmalıdır’’ dedi.
Gazetemiz adına muhabirimize açıklamalarda bulunan Başkan Sezer, bakanlığın Talim ve Terbiye Kurulu’nun sorumluluk alanına giren konularda bilgi paylaşımı yapılmasının doğru bir yöntem olacağının altını çizerek ‘‘Biz sadece bakanlık yeni bir düzenleme yaptığında ve bu düzenlemeye ilişkin kapsamlı bir belge veya raporu kamuoyuyla paylaştığı takdirde yapılması düşünülen değişikliğe ilişkin değerlendirme yapıp öneriler sunabiliriz’’ dedi.
‘‘Ortaöğretimde yaklaşık 240 bin şube vardır’’
Bakanlığın henüz yeni bir düzenlemeye ilişkin kapsamlı belgeleri ve raporları kamuoyuyla paylaşmadığını söyleyen Mehmet Sezer, değişikliğe ilişkin daha sağlıklı ve derinlikli bir değerlendirme yapabilmek için ayrıntıların kamuoyuna paylaşılmasının beklenmesi gerektiğini dile getirdi. Ders sayılarındaki bir değişikliğin hem eğitim politikaları açısından hem de ortaöğretim öğretmenleri açısından önemli etkileri olacağını söyleyen Sezer, ‘‘Zorunlu bir sebep olmadıkça, derslerin saatinde ve çeşidinde bir değişikliğe gitmek, okulların fiziki altyapısının ve mevcut insan kaynaklarının verimli kullanılamaması riski taşımaktadır. İlla ki bir değişim öngörülüyorsa toplam norm kadro hesaplamaları çok ince yapılmalı hiçbir öğretmenin dışarıda kalmayacağı, angaryaya maruz kalmayacağı bir sistem oluşturulmalıdır. Ya da norm kadro sayısını artırmayacak ve eksiltmeyecek mevcut ders çizelgelerinde bir konsolidasyon ve iyileştirme yapılarak sistem kurgulanmalıdır. Ancak, açıklanan çizelge hiçbir şekilde böyle bir yaklaşımı benimsememiştir. Bunun yerine, ortaöğretimin hemen hemen tüm derslerini ve dolayısıyla branş öğretmenlerini etkileyebilecek büyük bir değişiklik öngörülmüştür. Böylesi köklü bir adım öğretmenlerimizin olumsuz etkilenebileceği büyük riskleri taşımaya adaydır’’ diyen Sezer, yeni açıklanan ders çizelgesi, mevcut ders isimlerinde oldukça farklı isimler içermekte olduğunu bunun yanında 11 ve 12 sınıflarda öğrencilerin seçenekleri derslerin kombinasyonun da haftalık 40 ders saatini geçen durumların olduğunu söyledi.
 
Öğretmen ihtiyacı doğabilir
Ders çizelgelerinde ve saatlerinde yapılacak herhangi bir değişikliğin, okulların norm kadro durumunu doğrudan etkileyeceğini söyleyen Mehmet Sezer, ders sayılarının saatlerinin azaltılması durumunda, mevut öğretmenlerin bir kısmının norm fazlası olması söz konusu olacağını söyledi. Ders saatlerinin arttırılma durumunda ise öğretmen ihtiyacı sorunu ortaya çıkartacağını ifade eden Sezer, ‘‘Türkiye’de ortaöğretimde yaklaşık 240 bin şube vardır. Her sınıf düzeyine ortalama 60 bin şube olduğu ve bir öğretmenin zorunlu ders yükünün 21 saat olduğu varsayıldığında ve sadece 9. sınıfta herhangi bir dersin bir saat artırılması durumunda, yaklaşık 3 bin öğretmen ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Öte yandan, sadece 9. sınıfta herhangi bir dersin haftalık ders saati bir saat azaltılması durumunda, yaklaşık 3 bin öğretmen norm fazlası haline gelecektir. Birden fazla dersin ders saatlerinin aynı anda değiştirilmesi durumunda 10 binlerce öğretmen ihtiyacı ve fazlasının aynı anda doğması söz konusu olabilecektir. Hal böyleyken, açıklanan ders çizelgelerindeki yeni ders isimlerinin hangilerinin hangi branş öğretmenleri tarafından okutulacağı büyük bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Hemen hemen tüm branş öğretmenlerini etkileme potansiyeli olan bu kapsamlı değişikliğin hangi branşı tam olarak nasıl etkilediği etraflıca masaya yatırılmayı beklemektedir. Kaldı ki, yeni açıklanan ders çizelgelerinde okul türü ayrımı yapılmamıştır. Okul türleri resmi olarak devam ettiğine göre, farklı okul türleri için ders çizelgeleri ne zaman açıklanacaktır’’ sorularını yetkililere yöneltti.
‘‘Değişim belirli kurallara göre yapılmalı’’
Eğitim Bir Sen’in, Eğitime Bakış 2018 raporunda, Türkiye’de gerek yıllık ortalama öğretim günü sayısının gerekse öğretim süreci OECD ülkeleri ve birçok AB ülkesinden düşük olduğunu söyleyen Mehmet Sezer, ciddi bir pedagojik gerekçe olmadan, ders sayısı ve sürelerinde büyük bir azaltmaya gitmek sorunlu olduğunu söyledi.Eğitim sendikası olarak taleplerinin, açıklanan çizelgenin bir taslak olarak düşünülmesi ve ilgili paydaşlarla istişare yapılarak olgunlaşması gerektiğini ifade eden Sezer, ‘‘MEB, bir sunumla açıkladığı ders çizelgelerine ilişkin oluşan sorulara da cevap içerecek şekilde kapsamlı bir dosya hazırlamalı ve kamuoyuyla paylaşmalıdır’’ dedi.
Eğitimin tarihin her aşamasında her toplumda, toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenmiş ve farklı ihtiyaçlara göre geliştirildiğini, bu durumun Türkiye’de de olduğunu söyleyen Sezer, değişimin olağan olduğunu ancak bunun belirli kurallara göre yapılması gerektiğini ifade etti. Türkiye’de sınav sisteminin çok sık değiştiğini, bu durumun ortaokullarda ve liselerde değişen bu sistem içerisinde psikolojik olarak yıpratıcı bir süreçten geçtiğini değişikliklerin sağlıklı bir şekilde planlanmadan ani ve beklenmedik bir şekilde gerçekleştirilmesi kafaların daha da karışmasını neden olduğunu söyledi.
‘‘Bunu yeniden başarabiliriz’’
Yükseköğrenime Bakış Raporunda, yerelin birikimiyle, dünyanın müktesebatını uygun bir şekilde birleştirerek çözüm önerlerini sunduklarını ifade eden Mehmet Sezer, insanlık tecrübesini kucaklayacak bir model geliştirmenin mümkün olduğunu söyledi.Eğitimin sisteminin verimliliğini ve etkinliğini izlenmesi ve sorunlarının sağlıklı bir zeminde konuşulabilmesi için 2016 yılından itibaren eğitime ilişkin izleme ve değerlendirme raporları yayınladıklarını belirtti.Uluslararası kuruluşların standartları kullanılarak ve veri temelli analiz ilkesini gözeterek hazırlanan yükseköğretim izleme raporların daha etkin, verimli ve kaliteli bir öğretim sisteminin tesis edilmesini katkıda bulunabileceğini temenni ettiklerini dile getiren Sezer, ‘‘Yüksek öğrenime Bakış 2019’da; Erişim ve Katılım, Eğitim Çıktıları, Öğretim Elemanları, Eğitim Ortamları, Yükseköğretimin Finansmanı, Üniversitelerin Akademik ve Yenilikçilik Performansı başlıkları altında çözüm önerilerimizi sunduk. Bunların her biri çok kapsamlı ve ayrıntılı öneriler. Dileyen eğitimciler ve vatandaşlarımız bu rapora internetten kolayca ulaşabilirler. Biz bu önerilerimizin hayata geçirilmesiyle birlikte gelişmiş ülkelerin eğitim kalitesini yakalayabileceğimizi düşünüyoruz. Geçmişte her alanda olduğu gibi eğitim alanında da dünyaya örnek olmuş bir milletiz. Bunu yeniden başarabiliriz’’ dedi.