Nevzat Özer ile sosyal hizmetler atakta

Şehrimize atanan bürokratların ya da seçilen belediye başkanlarının hemen hepsinin Adana ile ilgili ortak bir kanaati var. Bu kanaat; Çukurova'nın bereketli topraklarının alabildiğince verimli olduğu ancak şimdiye kadar bu durumun yeterince değerlendirilemediğidir.

Şehrimize atanan bürokratların ya da seçilen belediye başkanlarının hemen hepsinin Adana ile ilgili ortak bir kanaati var. Bu kanaat; Çukurova’nın bereketli topraklarının alabildiğince verimli olduğu ancak şimdiye kadar bu durumun yeterince değerlendirilemediğidir.
İsimler değişir, görevler değişir, bazı zamanlarda makamların isimleri değişir ama Adana’nın geri kalmışlığı, büyük köy görüntüsü hiç değişmez.
Hadi klasik deyimle yazalım; Makûs talihini hiç yenemez Adana.
Son zamanlarda şehrimizdeki sıkıntıların üzerine bir de iktidar partisinin Adana milletvekilleri ve siyasi temsilcileri arasındaki rekabet de eklenince bürokrat atamasında bile sorunlar çıkmaya başlamıştı. Hatırlayın, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü makamına 4 günde 3 farklı isim atandı.
Laf buraya gelmişken şunu da belirteyim aslında siyasetçiler arasındaki bu çekişme görünürde kötü de olsa sahaya yansıması bir hayli iyi oldu/oluyor.
Çünkü 'kimsenin adamı olmayan' 'yabancı' bürokratlar direk bakan atamasıyla koltuğuna oturunca kimseye "eyvallah" etmiyorlar.
Adana’da uzun zamandan beri bir bürokrat değişimi rüzgârı esiyor. Bu rüzgârın şehrimize olumlu yansıyacağına inanıyorum. Çünkü birçok sıkıntı ile anılan isimler şehirden gönderilirken yerlerine gelenler kısa bir süre içerisinden eskisinden daha iyi olacağının izlenimini net bir şekilde veriyor.
O isimlerden birisi de geçtiğimiz aylarda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne getirilen Nevzat Özer.


KONUŞMAYI VE KELİMELERİ RAKS ETTİRMEYİ SEVEN BİR BÜROKRAT; NEVZAT ÖZER
Haftasonu, Nevzat Özer ile buluştuk. Çok verimli bir buluşma oldu. Nevzat Özer hem bakanlığın genel çalışmalarından bahsetti hem de Adana özelinde alanıyla ilgili önemli bilgiler verdi.

Röportaja geçmeden önce Nevzat Özer’i kendi sözleri ile değil de benim gözlemlerimle tanıtmak istiyorum.
Nevzat Özer, nev-i şahsına münhasır bir kişilik. Özel yetenekleri var. Bunlardan birisi de insanları ikna etme sanatını bilmesi. Önemli kitaplar yazmış. Türkiye’nin dört bir yanında aile ve ailenin eğitimi üzerine konferanslar vermiş.
Konuşmayı ve kelimeleri raks ettirmeyi seviyor. Farklı cümleler kurmayı da. Bence daha güzel olanı hem kitabi konuşabiliyor, hem siyasi, hem avami.
Kendisini seven bir yapısı var ancak bu yapı başka insanları da sevmesinin önüne geçmemiş. Megaloman değil yani. Ne yaptığının farkında. Samimi bir duruşu var. Bu samimiyet içerisine dini hassasiyeti de eklemiş.
Eski bir gazeteci olduğunu ifade etti. Bu da tabi basına önem vermesine vesile oluyor. Bazı bürokratlar anlamsız bir şekilde "Allah’a yakın olsunlar bana uzak" düşüncesiyle vebalı (ya da şimdinin deyimiyle koronalı) görmüş gibi gazetecilerden kaçarken, Nevzat Bey yapılan bir haberin hemen üzerine gidiyor.Bu kadar izlenimden sonra Nevzat Özer’in anlattıklarının ışığında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün çalışmalarına biraz daha ışık tutalım.


HAYALİMDEKİ ADANA'YI BULAMADIM

Kurtuluş Kılınç: Kısa bir süre önce Adana’ya atandınız. Önemli bir şehre geldiniz. Adana’ya geleceğinizi ilk öğrendiğinizde ne hissettiniz? Nasıl buldunuz Adana’yı?
Nevzat Özer: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Zehra Zümrüt Selçuk beni aradı. "Adana’da sana ihtiyacımız var" dedi. Büyük bir onur duydum.
Daha önce Adana’ya hiç gelmemiş, burada hiç çalışmamış biri olarak şunu itiraf etmem gerekir ki; Hayalimdeki Adana ile karşılaşmadım. Ancak bu beni ve ekibimi asla bir yılgınlığa düşüremez. İçinde memleketi Adana olan çok kıymetli bir ekiple çalışıyorum. Ben de kendimi artık bir Adanalı gibi görüyorum. İlk geldiğimiz andan itibaren Adana’yı daha güzel noktalara getirmek için söz verdik. Biz bu şehre çok önem veriyoruz ve bu şehri çok seviyoruz.


DİĞER ŞEHİRLERDE DAHA ÇOK OLAY VAR AMA ADANA MEDYADA DAHA ÇOK YER ALIYOR

Kurtuluş Kılınç: Kozmopolit yapısı nedeniyle Adana’da çok farklı kültürlerden insanlar var. Büyük bir kısmı da ekonomik olarak dezavantajlı insanlar. Yani direk sizin çalışma alanınızda yer alıyorlar. Ekonomik geri kalmışlık, problemleri de beraberinde getiriyor. Bu yüzden biraz da sorunlu bir şehir diyebiliriz Adana için. Nasıl kalkacaksınız bunca yükün altından?
Nevzat Özer: Kurtuluş Bey! Adana’da adli olaylar diğer şehirlerden daha fazla medyada yer alınca birçok kimsenin kafasında böyle bir imaj var ama ben böyle düşünmüyorum.
Bence Adana çok büyük sorunları olan insanların yaşadığı bir kent değil. Bakın size ilginç bir şey söyleyeyim. Samsun’da adli olay sayısı Adana’dan daha fazla. Kayseri’de de kadın cinayetleri Adana'dan daha fazla ancak Adana, medyada bu iki şehirden daha çok yer alıyor. Bunun örneklerini daha da çoğaltabiliriz.


ADANA’NIN SOSYAL RİSK HARİTASINI ÇIKARDIK

Kurtuluş Kılınç: Peki bu durumu tersine çevirmek için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Nevzat Özer: Bizim bakanlığımızın da diğer kamu kurumları gibi belli bir mesai saati olsa da biz, 7 gün 24 saat göreve hazır bir şekilde çalışıyoruz. Herhangi bir toplumsal olayda en hızlı reaksiyon gösteren ve duruma göre pozisyon alan bir yapımız var. Bu yapıyı şehrimizde daha da güçlendireceğiz.
Bununla ilgili hem daha önceki müdürlerimiz döneminde başlamış hem de çok yakında bizim başlatacağımız çok önemli projelerimiz var.
Ben geldikten sonraki ilk önemli kurumsal işimiz Adana’nın sosyal risk haritasını çıkarmak oldu. 'Ölçülemeyen şey değerlendirilemez' söyleminden yola çıkarak bu raporu hazırladık. Adana Valimiz Sayın Süleyman Elban’a da sunduk. Basınla da paylaşacağız. Bundan sonraki dönemde Adana’nın imajının güçlenmesi için elimizden gelenin daha fazlasını yapacağız.


EN ÇOK ŞEHİT VEREN VE KORUYUCU AİLEYE SAHİP İLLERDEN BİRİSİYİZ
Kurtuluş Kılınç: Adana’nın bir röntgenini çeksek. Hizmet verdiğiniz konularla ilgili rakamlara baktığımızda bu rakamlar bize ne diyor?
Nevzat Özer: Ben görevli olduğumuz alanlardaki konularla ilgili rakamların tamamını söyleyecek olsam bu röportaj çok uzar ama aile özelinde en önemlilerinden bazı örnekler vereyim.

* Adana çok fazla şehit ve gazimizin olduğu bir şehir. 693 Adanalı şehidimiz var. 1082 de gazimiz var.
* Yüzde 40 ve üzeri engel durumu olan yaklaşık 60 Bin vatandaşımız var. Bunların 17 bin 856’sı kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumdaki ağır engelli insanlar.
* 851 kadın şiddet gördüğü gerekçesiyle koruma altında. Bu kadınların toplamda 400’den fazla evladına da devletimiz bakıyor.
* 1204 kadın kurumumuzdan hukuki destek ve danışmanlık alıyor.
* Kurumumuz bünyesindeki aile ve boşanma süreci danışmanlığına 2020 yılında 41 başvuru olmuş ve bunlardan 24’ü boşanmaktan vazgeçmiş durumda.
* Koruyucu aile konusunda da Adana Türkiye’de ilk 5’in içerisinde. 187 ailemiz toplamda 255 çocuğumuza bakıyor.
* 4205 ailemize sosyal ekonomik destek yardımında bulunuyoruz.


EKİP ÇALIŞMASINA BÜYÜK ÖNEM VERİYORUM

Kurtuluş Kılınç: Vatandaşların sıkıntılarıyla, bunca büyük sorunlarla ilgilenirken personeliniz ile ilgili de bazı çalışmalar yapmanız gerekiyor sanırım.
Nevzat Özer: En çok önem verdiğim konulardan birisi de bu. Bizler yaralı ve hasarlı gönüllere giren onları onaran insanlarız. Bazen düşünmekte zorluk çektiğimiz, hayal bile edemeyeceğimiz olaylarla karşılaşıyoruz. İşin kötüsü bu vakaları en ince ayrıntısına kadar öğrenmek zorunda kalıyoruz. Bazı zamanlarda günlerce uyuyamıyoruz. İşte bu yüzden birlikte çalıştığım arkadaşlarımın psikolojilerinin de çok iyi olması gerekir. Ben de bunun bilinciyle onlarla zaman zaman bir araya geliyorum. Konuşuyoruz. Deetleşiyoruz. Daha iyiyi bulmaya çalışıyoruz. Bu buluşmaları arttıracağız.


MEVZUAT ÇOK ŞEYDİR AMA HER ŞEY DEĞİLDİR

Kurtuluş Kılınç: Bazı olaylar karşısında günlerce uyuyamadığınızı söylediniz. Nasıl olaylarla karşılaşıyorsunuz? Nasıl çözüyorsunuz?
Nevzat Özer: Misal son olarak sizin gazetenizde yayınlanan bir haber vardı. Hamile bir kadının sokakta yattığına ilişkin. O talihsiz kadına yardım edebilmek için çok uğraştık. Çeşitli kurumlardan İl Müdürü arkadaşlarımla ve bürokratlarla bu sorunu çözmek için kafa yorduk. Çünkü bazı durumlarda mevzuat izin vermiyordu. "Nasıl aşabiliriz?" diye düşündük. Bizler devletin görevlendirdiği kişileriz ve kanuna göre hareket etmek zorundayız. Mevzuatımız ne diyorsa onu yapmak durumundayız ancak söz konusu insan olunca ben şöyle düşünüyorum; "Mevzuat çok şeydir ama her şey değildir."


İŞ DÜNYASI, STK'LAR VATANDAŞLARLA BİRLİKTE ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMALIYIZ
Kurtuluş Kılınç: Sayın müdürüm. Kısa bir süre önce koltuğa oturdunuz ancak ağır bir yükün altından kalkmaya çalışıyorsunuz. Zorlandığınız zamanlar oluyor mu?
Nevzat Özer: Kurtuluş Bey! Elbette zorlandığımız zamanlar oluyor ancak vatandaşlarımızın birisinin bir sıkıntısını giderdiğimizde o, bize müthiş bir motivasyon oluyor ve hemen bir başka vatandaşımızın sorununu çözmeye çalışıyoruz. Bir işle yorulduğumuzda başka bir işle devam ediyoruz. Ancak bu kadar ağır yükü tek başımıza bunu kaldırmamız mümkün değil. İşte bu yüzden iş dünyası, STK’lar, basın, bürokrasi hepimiz elimizi taşın altına birlikte koymalıyız.


AİLE SON KALEMİZ SON SIĞINAĞIMIZ

Kurtuluş Kılınç: Ailelere çocuk eğitimi konusunda ne tavsiye edersiniz?
Nevzat Özer: Maalesef hız ve haz çağında yaşıyoruz. Elimde olsa okulların tamamına 'Yavaşla' yazan tabelalar astırırdım. Gürültü çağında yaşıyoruz. Halbuki kelimelerin dinlenmeye, demlenmeye ihtiyacı var. Ailelerin de ve elbette kadın ve çocukların da…
İhmal ve istismar çocuklarımızın karşılaştığı en büyük iki sorun. Maalesef çocuklara en büyük zararı da maddi hedeflere kilitlenmiş ve not ortalamasını başarı gören aileler veriyor. Oysaki çocuklarımızı sevmek, onlara güvenmek, onlarla ilgilenmek daha önemli. Ebeveynlerin çocuklarla ilgilenme aralığı günde iki buçuk dakikaya kadar inmiş durumda. Çocuklar bonsai ağaçları gibi. Biraz uzayacak, dallanacak olsa hemen budanıyor. Toplumun korunması aileden, ailenin korunması önce çocuktan başlar. Aile son kalemiz, son sığınağımız. Onu korumak zorundayız.
Kurtuluş Kılınç: Verimli bir röportaj oldu. Teşekkür ediyorum.
Nevzat Özer: Estağfurullah. Hem çalışmalarımızı anlattık hem de düşüncelerimizi. Bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Bundan sonra ailelerimizin, kadınlarımızın, çocuklarımızın, yaşlılarımızın korunması için, Adanamız için daha fazla bir araya gelmeli ve sorunların çözümü noktasında daha çok kafa yormalıyız.

kurtuluş kılınç röportaj köşe yazısı nevzat özer adana barış gazetesi çukurova seyhan yüreğir ceyhan sarıçam büyüksaat büyük saat aile çalışma sosyal hizmetler müdür nezvat özer kurtuluş kılınç