Tüketicilere uyarı: 'Sekiz ay boyunca harcamalara dikkat'

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) üyesi dernek başkanlarının oluşturduğu TBF Başkanlar Kurulu, 2016 yılının son toplantısını gerçekleştirdi. TBF, küresel ekonomideki koşullar, ülkemizin burnunun dibindeki yayılma eğilimi gösteren savaş hali, ülke ekonomisindeki olumsuzluklar nedeniyle 2017 yılının ortalarına kadar, tüketicilerin zorunlu olmayan harcama yapmamaları konusunda uyardı.

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) üyesi dernek başkanlarının oluşturduğu TBF Başkanlar Kurulu, 2016 yılının son toplantısını gerçekleştirdi.
 
 
Son bir yıl içinde yaşanan sorunlar ve gelişmelerin değerlendirildiği çalışmanın ardından, Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) adınaGenel Başkan Mehmet Bülent Deniz  açıklama yaptı. Deniz, ‘’Ülkemiz, 15 Temmuz gecesi büyük bir felâketin eşiğinden dönmüştür.Millet iradesine kasteden hainler tarafından gerçekleştirilmek istenen darbe, halkımızın özverili ve canı pahasına ortaya koyduğu tepki ile bertaraf edilmiştir.Tüketici Birliği Federasyonu; her koşulda ve mutlak şekilde halkın iradesinin egemen olduğu, darbelerin konuşulmadığı bir Türkiye arzusuyla çalışmalarını sürdürmektedir’’ ifadelerini kullandı. Deniz, şunları kaydetti:
 
 
‘’Gerek 15 Temmuz’da yaşanan hain saldırı, gerek öncesindeki dönemlerde ülke gündeminin ‘terör, rejim, başkanlık, dış politika’ tartışmalarıyla geçirilmiş olması ve şimdi de sınırlarımızın ötesindeki acımasız savaş nedeniyle ülkemizin, sıradışı bir iklimde olduğunun farkındayız. Bu nedenle yapısal reformlar, işsizlik, ekonomik büyüme ve benzeri konuların gündeme gelmesi çoğu kez ertelenmektedir.
 
Ancak gıda enflasyonu, işsizlikteki artış, hane halkı borçluluğundaki artış acilen çözülmesi gereken sorunlar olarak önümüzde durmaktadır.
 
Rejimin korunması kavgası yanında, sokaktaki insanın cebini, aşını, işini ilgilendiren konularda yapısal reformların yapılarak, sosyal devlet anlayışı içinde, ekonomik büyümenin sağlanmasına yönelik önlemlerin yaşama geçirilmesi ve normalleşmenin sağlanması gereklidir.
 
 
Finans, enerji ve iletişim
Finans, enerji ve iletişim sektörlerinin doğal tüketicisi, ülkemizde yaşayan seksen milyon insanımızdır. Bu nedenle geride bıraktığımız bir yıllık dönemde tüketici gündeminin ilk üç sırasında bu sektörlerde yaşanan sorunlar yer almaktadır.
 Bilindiği gibi uzun bir süre önce gerek ses ve gerekse data iletişiminde tekel kalkmış ve Türk Telekom dışındaki diğer firmalar da, ses ve data iletişimi sağlamaya başlamıştır. Bu uygulama sektörde rekabeti sağlamış ve iletişim hizmetlerinin fiyatlarında düşüşler kaydedilmiştir. Sektördeki genişlemeye koşut olarak; firma sayısının artması, mevcut firmaların pazar paylarını arttırma istekleri, rekabet ortamını ileri seviyeye taşıyacaktır.
 
Ancak bu süreç, Türk Telekom’un yerleşik operatör olması nedeniyle beklenen hızda ilerlememektedir. Altyapının sahibi olan bu firmanın, altyapısını diğer firmalarla paylaşımında yürüttüğü ücret politikası, ses ve data hizmet bağlantılarında, diğer firmaların zorunlu olarak kendisinden hizmet almaları ve özellikle firmalar arasında geçiş yapan tüketicilerin yeni bağlantılarının sağlanması, arıza durumunda arızanın giderilmesi işinin Türk Telekom’un insaf ve hızına bağlı bulunduğundan sektörde rekabetin daha da artmasının önü kesilmektedir.
 
Bu nedenle sektörün düzenleyici kurumu olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından rekabetinin önünü açıcı şekilde, altyapının paylaşılmasını sağlayacak önlemlerin hızlıca alınmasını beklemekteyiz.
 
 
Enerji sektöründe sorunlar büyümeye devam ediyor
 
Elektrik, doğalgaz ve akaryakıt sektörlerinde yaşanan sorunların ortak bileşeni, hizmet bedellerine yansıtılan dolaylı vergilerdir. Bu hizmetlerin birim fiyatlarına bindirilen vergiler, kesintiler ve benzeri yükler nedeniyle daha ucuza alınabilecek hizmet, tüketicinin cebinde karadelikler oluşturmaktadır.
 
Bu nedenle yaşamsal öneme sahip bu hizmetler üzerindeki vergi yükü, acilen en az seviyeye indirilmelidir.
 
Doğalgaz indirimi müjdesi, elektrik indirimi ile devam ettirilmeli
 
01.10.2016 tarihinden itibaren doğalgaz birim fiyatlarında yüzde on indirime gidilmiştir. Bu karar, indirim oranı ve özellikle kış mevsimine girmeden uygulanmaya başlayacak olması nedeniyle olumludur. Tüketici Birliği Federasyonu, kış aylarında artan tüketim nedeniyle bugüne kadar kış aylarında ısınmak için neredeyse küçük bir servet ödeyen tüketicileri -kısmen de olsa- rahatlatacak bu adımı desteklemektedir.
 
Ancak elektrik enerjisi üretiminde, tüketim dönemlerine göre değişmekle birlikte, yüzde 30-55 arasında doğalgaz kullanılıyor olması nedeniyle doğalgaz fiyatında yapılan indirimin elektrik üretimi maliyetine de olumlu olarak yansıması gerekmektedir. Bu nedenle elektrik fiyatında da, benzeri bir indirimin yapılması gerekmektedir.
 
Tüketici Birliği Federasyonu sorunu tespit etti, Bakan Albayrak harekete geçti
 
Tüketici Birliği Federasyonu tarafından 07.03.2016 tarihinde bir araştırma yapılarak; perakende elektrik satışı yapan firmaların çağrı merkezleri test edilmiş, araştırma sonucunda çağrı merkezlerinde canlı operatöre ulaşma süresi 76,82 saniye olarak ölçülmüştür.
 
Kamuoyu ve ilgili kamu otoriteleri ile paylaşılan bu dramatik sonuç üzerine, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu harekete geçerek, elektrik sektöründe hizmet veren firmaların çağrı merkezlerini mercek altına almış ve geçtiğimiz günlerde 45 saniye kuralı getirilmiştir.
 
Tüketici Birliği Federasyonu; tespit ve uyarıları dikkate alarak, harekete geçen kamu otoritelerinin bu kararını desteklemekte olup çağrı merkezleri üzerinde araştırmalarını devam ettirecektir.
 
Elektrik kesintileri bitmek bilmiyor
 
Tüketici Birliği Federasyonu, 01.03.2015 tarihinden bu yana Elektrik Kesinti Endeksi (EKE) çalışmasını yürütmektedir. Mevzuat gereği, firmaların en az 48 saat önceden duyurmak zorunda oldukları planlı enerji kesintisi verileri her gün kaydedilmekte, elde edilen veriler aylık ve yıllık olarak kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
 
01.03.2015-30.09.2016 tarihleri arasındaki ondokuz aylık dönemde toplam olarak 1.030,284,50 saatlik elektrik kesintisi gerçekleşmiştir. Planlı kesintilerin yanında, arıza nedeniyle gerçekleşen kesintilerin de olduğu ve bu konuda tüketicinin yakınma içinde olduğu bilinmektedir.
 
Elektrik hizmeti sağlayan yirmibir firmanın, yaşamı kabusa döndüren kesintileri en aza indirmeleri gerekmektedir.
 
Kaşla göz arasında kayıp-kaçak bedeli yasalaştı
 
Yıllardır kamuoyunun büyük tepkisine neden olan elektrikteki kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak Tüketici Birliği Federasyonutarafından yürütülen mücadele, 2014/Aralık’ta Hukuk Genel Kurulu’nun; hırsızın yol açtığı zararın, dürüst yurttaşa yüklenmesinin hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmadığı yönündeki kararı ile zaferle sonuçlanmıştı.
 
Ne yazık ki, bu kararın ardından siyasi iktidar tarafından kayıp-kaçak bedellerinin yasa zoruyla alınmasını sağlayacak yasa çıkarılmış, hırsızlığın bedeli namuslu tüketicinin sırtına yüklenmiş, tüketicinin dava açma hakkı da yasa zoruyla engellenmiştir.
 
Bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açılmıştır. Yüksek mahkemenin hukukun gereğini yaparak, Anayasa’nın hukuk devleti ilkesini ayaklar altına alan bu yasayı iptal edeceğine inanıyoruz.
 
Akaryakıttaki vergi yükü hafifletilmelidir
 
Akaryakıttan ortalama olarak yüzde 63 oranında vergi alınmaktadır. Türkiye tüketicisi dünyanın en pahalı akaryakıtı satın almaktadır. Benzin istasyonları, vergi dairesi; çalışanları da, vergi memuru gibi çalışmakta, akaryakıttaki yüksek fiyat, tüketiciye ulaşan tüm mal ve hizmetlerin maliyetini arttırmaktadır. Akaryakıttan alınan verginin makul seviyede olması, tüm mal ve hizmet maliyetlerini azaltacak, tüketicinin gereksinimlerini daha ucuza karşılamasının önü açılacaktır.
 
 
Bankaların borusu ötmeye devam ediyor
Her fırsatta ‘faiz lobisi’ nitelemesiyle siyasi iktidarın eleştirdiği bankacılık sektöründe, tüketiciyi yok sayan, ezen uygulamalar hız kesmeden devam etmektedir.
 
Kredi kart aidatı, hesap işletim ücreti, dosya parası ve benzeri haraçlarla tüketiciyi canından bezdiren bankaların bu paraları tüketiciye iade etmelerine ilişkin yargı kararlarının artması üzerine, 2014/Mayıs’ta yeni tüketici yasası ile bu paraların yasa zoruyla tüketiciden alınması sağlanmıştır. Siyasi iktidarın eleştirdiği bir sektörde, tüketiciyi bankalara peşkeş çeken uygulaması, kamuoyunda şaşkınlıkla karşılanmış olup tepki görmeye devam etmektedir.
 
Kredi kart borçlarının yapılandırılması müjdesi balona dönüştü.
 
Halen yirmimilyon tüketicinin cebinde, ellidokuz milyon kredi kartı bulunmaktadır. 2016/Temmuz itibariyle kredi kart borcunu ödemeyen kişi sayısı iki milyondur. Tüketici Birliği Federasyonu’nun tespitlerine göre, kredi kart borcunu asgari tutarları ödeyerek öteleyen tüketici sayısı onbir milyon civarındadır.
 
Kredi kartında akdi faiz aylık yüzde 2,02, gecikme faizi aylık 2,52 olarak uygulanmaktadır. Akdi faiz oranı dikkate alınarak, kredi kartından sadece 1.000,00 TL. harcama yapıp başka hiçbir harcama yapmaksızın, sadece asgari tutarı ödeyerek borcun kapatılma süresi, elliüç aydır.
 
Tüketici Birliği Federasyonu, bu insafsız matematik nedeniyle uzun süredir kredi kart borçlarının yapılandırılması gerekliliğini, daha önce iki kez TBMM tarafından çıkarılan yapılandırma yasalarında olduğu gibi yapılandırma olanağının sadece borcunu hiç ödemeyenleri değil asgari tutarı ödeyerek günü kurtaran tüketicilere yönelik olması gerektiğini ifade etmişti.
 
Tüketici Birliği Federasyonu tarafından yıllardır ve ısrarla dikkat çekilen bu sorunun çözümü için geçtiğimiz günlerde Başbakan tarafından açıklanan ve sonrasında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yönetmelik hükmü haline getirilen ‘kredi kart borçlarının yetmişiki aya kadar taksitle ödenmesi’ müjdesi, bankaların şımarık ve hoyrat tutumları nedeniyle kocaman bir balona dönüşmüştür.
 
Yapılandırma için bankalara başvuran tüketicilere; tercih ettiği değil bankanın kendi uygun gördüğü vade ve temerrüt faizi olan yüzde 2,52 oranı dayatılmaktadır. Tüketicilerin bu konuda, BDDK’ya yaptıkları yakınma ve başvurular da sonuçsuz kalmakta, BDDK tüketiciyi, adeta bankaların önüne yem olarak atan bir tutum sergilemektedir.
 
Bu nedenlerle acil olarak;
-Yapılandırılacak borca uygulanacak faizin, bankanın tüketici kredisine uygulanan faiz oranını geçemeyeceği,
-Tüketicinin yapılandırmak istediği borç miktarı ve taksit sayısına ilişkin isteminin banka tarafından aynen kabulünün zorunlu olduğu
yönünde kesin ve emredici düzenleme yapılmalıdır.
 
Önümüzdeki sekiz ay boyunca harcamalara dikkat
 
Tüketici Birliği Federasyonu; küresel ekonomideki koşullar, ülkemizin burnunun dibindeki yayılma eğilimi gösteren savaş hali, ülke ekonomisindeki olumsuzluklar nedeniyle 2017 yılının ortalarına kadar, tüketicilerin zorunlu olmayan harcama yapmamaları konusunda uyarmaktadır.’’
 
 

Tüketici harcama Bülent Deniz