Ümit Özgümüş, ''CHP yöneticisi CIA ajanı''

Cumhuriyet Halk Partisi Adana eski Milletvekili Ümit Özgümüş, CHP'nin Genel Merkezi'nin Ankara'dan yönetilmediğini ve bir yerlerden gelen talimatlarla yönetildiğini belirterek Genel Merkez yöneticilerinden Sezgin Tanrıkulu ve Murat Özçelik'in CIA ve Tayyip Erdoğan ile bağlantılı kişiler olduğunu belirtti.

Gazetemiz Muhabiri Orhun Başkan’ın sorularını yanıtlayan Ümit Özgümüş, Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun CHP’ye dayatıldığını ve bunun da Kemal Derviş vasıtasıyla İstanbul’daki meşhur Beykoz Konakları’ndaki toplantı sonrasında kararlaştırıldığını iddia etti. Sezgin Tanrıkulu’nun TR 705 nolu CIA ajanı olduğunu iddia eden Özgümüş, ‘eğer olmadıklarını çıkıp iddia edebilir iseler bugün ben siyaseti bırakırım’ ifadeleriyle sert cümleler kurdu.
Aytaç Durak’ın kitap yazacak kapasitede olmadığını ve kitabına para vererek almadığını belirten Ümit Özgümüş, CHP’nin fabrika ayarlarına dönmesi gerektiğini söyledi. Bunun da Muharrem İnce ile olacağını ve kendisinin de İnce’ye destek verdiğini kaydeden eski Milletvekili Özgümüş, hayatının en büyük hatalarından birisinin de Güç Birliği Vakfı’nda Şekip Karakaya’ya destek vermek olduğunu ifade etti ve bunun da samimi bir itiraf olduğunu söyledi.
-          CHP’nin parti meclisi toplantısında partideki işleyişi ve CHP Genel Merkezi’nin yönetim tarzını eleştirdiniz. Eleştirilerinizde neler vardı? Neden böyle bir eleştiriyi yapma ihtiyacı duydunuz? Biraz bu konuda bilgi verebilir misiniz?
-          Kapalı yerde konuştuğumu açık yerde de konuşan bir kişiyim. Gizli saklım yok. CHP’lilerin son günlerdeki parti içindeki gelişmeler hakkında partilileri bilgilendirmek, onların bilmediği veya az bildiği konularda bilgi sahibi olmalarını sağlamak amacıyla böyle bir konuşma yaptım. Ben CHP’nin genel merkezden yönetilmediği kanaatini taşıyorum. CHP’nin gelen bazı talimatlar doğrultusunda yönetildiğini düşünüyorum. İl danışma kurulu toplantısında bunları konuştum. Genel merkezdeki uygulamaların hepsine değil ama çoğu kez uygulamalarına karşı çıktım. Bu karşı çıkışımı milletvekili olarak da yaptım. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı olmasına karşı çıktım. Bundan bahsettim. Milletvekilleriyle toplantı yapılarak kimleri Cumhurbaşkanı olarak görmek istediğimiz soruldu bizlere. 3 seçenekli anket yaptılar. Çıkan isimleri de biliyoruz. Çıkan isimler Emine Ülker Tarhan, Yılmaz Büyükerşen, Rıza Türmen, Osman Korutürk gibi isimlerdi.’
-          Sizin Cumhurbaşkanı adayınız kimdi?
-          Benim 3 seçenek hakkım vardı. Osman Korutürk ve Güldal Mumcu’ydu. Her ikisi de saygın ve CHP’ye yakışan isimlerdi. Çok da yakışacağını düşündük. Ama günün birinde Kemal Derviş, Kemal Kılıçdaroğlu’nu İstanbul’a çağırdı. Beykoz Konakları’nda bir yemek yediler ve CHP’nin adayının kim olacağı Kemal Bey o zaman dikte edildi. MHP’ye iyi bir isimle gideceğim diyen Kemal Kılıçdaroğlu MHP’nin adayı olarak İhsanoğlu’nu aday yaptılar.
-          Başka itiraz ettiğiniz konularda vardı sanırım?
-          Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanına bazı isimler zaman içinde yamandı. Bunlardan bir tanesi Sezgin Tanrıkulu’dur. Vikilis belgeleri açıklandı. Bu belgeleri yalanlayan olmadı. CIA’nın yan kuruluşu TR 705 nolu ajanı olarak geçiyor. Aynı belgelerde Sezgin Tanrıkulu’nun İnsan Hakları Derneği Başkanı olduğu dönemlerde ABD Büyükelçiliğine verdiği raporları var. Diyor ki raporda ABD’liler olarak Irak’taki Araplara işkence yapmışsınız. Bu Türk Basınında bir kez yayınlandı. Eğer bir daha çıkarsa Türk halkının ABD’liler sempatisinde azalma olur diyor. CIA’ya bilgi veren kişi aynı zamanda CHP Genel Başkanına danışmanlık yapacak. Genel Başkan Sezgin Tanrıkulu’nun ajan olduğunu yalanlayabilir mi? İkinci tehlikeli adam Murat Özçelik. Bu kişi Tayyip Erdoğan’ın Irak’taki özel temsilci yardımcısı. Bir sene sonra terfi ediyor özel temsilci oluyor. Irak paylaşılırken Türkiye adına konuşan adam. Daha sonra Irak Büyükelçisi oluyor. Buradan da Kamu Güvenliği Müsteşarlığına terfi ediyor. İmralı Tutanaklarını okursanız Hükümet adına Kamu Güvenliği Müsteşarlığının yaptığını görürsünüz. Bu insanı bir süre sonra CHP Genel Başkanı alıp Parti Meclisi listesine koyuyor. Delege seçmiyor. İkinci yedek oluyor. İki milletvekilini istifa ettirip Parti Meclisi’ne alıyor ve akşam da Genel Başkan Yardımcısı oluyor. Alın size skandal.
-          Sayın Özgümüş, eleştirileriniz bunlarla sınırlı değil sanırım. Biraz daha açar mısınız?
-          Bizim milletvekilimiz Erdal Bey bir gül gelip ABD’nin Türkiye’yi dinleme merkezini bulduğunu söyledi. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’na bağlı ODC isimli bir mühendislik şirketinden Türkiye dinleniyor. Bu konuda Mecliste Erdal Bey basın toplantısı yaptı. Erdal Aksünger burayı ifşa etti. Biz oraya gidip orada açıklama yapacaktık. Aradan 10 gün geçti buraya gidip Erdal basın toplantısı yapamadı. Erdal’a sordum cevap vermedi. Ben de arkadaşımın yanlış istihbarat aldığını düşünerek üzerine gitmedim. Ama daha sonra Vatan Partisi’nin Genel Sekreteri ABD’nin dinleme merkezini ortaya çıkarmayı CHP’nin Genel Merkezi’nin engellediğini yazdı, açıkladı. Ben bunları anlattım. CHP Ankara’dan yönetilmiyor. Bunları ifade ettim. Dokunulmazlıklar konusunda CHP’nin nasıl yalpalandığını da gördünüz.
-          Toplantıda bunları parti yetkililerine ifade ettiniz mi?
-          Toplantıda CHP’nin Genel Sekreteri vardı. Kamil Oktay Bey. Dedim ki, söyleyeceğim şeyler önemli ve derin konular. Lütfen ses kaydımı alıp götürüp Genel Başkanın önüne koyun. Genel Başkan bunlar yalan derse sabahleyin politikayı bırakacağım dedim. Yüzüne karşı yaptım bu konuşmamı.
-          Bu CHP’yi bu halden kurtarmak için reçeteniz nedir?
-          Gençlerin attığı sloganı bende atıyorum. ‘CHP düşerse Türkiye düşer’ Türkiye’nin düşmemesi için CHP’nin tekrar alınması lazım. CHP’nin yönetiminde değişiklik lazım. İlkesi olmayan, hedefi olmayan parti konumunda CHP şuan. CHP fabrika ayarlarına geri dönecek. Kadrolar da hazır. Yeter ki kadroları harcamayın. Parti, CHP’lileri harcıyor. Benim ön seçimimde parti genel başkan yardımcısını gönderip ‘Ümit Özgümüş seçilmeyecek’ dedi. Umut Oran’ın, Hurşit Güneş’in, Rıza Türmen’in, Osman Korutürk’ün, Erdal Aksünger’in iyi yetişmiş kişilerin neden tasfiye edildiğini kimse açıklayamaz. Eğer genel başkan bu isimlerin neden tasfiye edildiği açıklayacak gerekçe göstersin yarın siyaseti bırakırım.
-          CHP’nin geleceği ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
-          CHP’nin geri alınması lazım. Muharrem İnce’yi de destekliyorum. Türkiye’de onu ilk destekleyen kişiyim. İnce, CHP’yi fabrika ayarlarına döndürecektir. Mücadelemiz devam ediyor.
-          Yerel yönetimlere talip oldunuz.  O tarihte bıraktığınız Adana ile bugünkü Adana’yı değerlendirmek isterseniz nasıl bir tabloyu görüyorsunuz?
-          2009 seçimlerinden sonra Adana çok şehir kaybetti. Şehir yerinde duruyor ama reel olarak Adana geriye gitti. Benim belediye başkan adayı iken ortaya koyduğum projelerimden bir tanesinin dörtte birini yaptılar. Atatürk Caddesi’nin devamının Sulardan karşıya bağlanması. Benim projemde o yolun devam ederek Mavi Bulvar’a bağlanmasıydı. Bunun haricinde bir şey görmedim.
-          İlçe belediye başkanlarının çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
-          Seyhan ve Çukurova Belediyeleri imkânları dâhilinde çalışıyorlar. İlçe belediyelerinin Büyükşehir ile birlikte çalışmaları gerekir. MHP’nin de Adana’da başarılı olduğunu söyleyemem. CHP’nin son yerel seçimlerdeki strateji hatasından seçim kaybettiğini biliyoruz. Yıldıray Arıkan ‘ben seçimi kazanıyorum algısını yaratamadı’ ve oylar geçirgenlikle MHP’ye kaydı. Adana’da belediyenin yani Büyükşehir’in rutinin dışına çıktığını görmedim. Projelerin de kâğıt üzerinde kaldığını düşünüyorum.
-          Geriye dönüp baktığınızda keşkeleriniz oldu mu?
-          Olmaz olur mu? Şunlarla yan yana durmayayım konusunda elbette pişmanlıklarım var. Bunun dışında ‘şurada şunu konuşmasaydım. Burada şöyle davranmasaydım’ diyerek pişmanlığım yok. Ben siyasete geç başladım. Görevim gereğince hem yasal olarak hem de ahlaki olarak tüm siyasi partilere eşit mesafede durdum. Aktif siyasi hayatım olmadı. Gençlik kollarından gelen, ilçe başkanlığı ve il başkanlığı yapanlar bana göre çok daha avantajlıydı. Yola çıkıp kazık yediğim insanlar oldu. Omurgasız ve altı bağlar gazali olan insanları gördüm yaşadım.
-          Bir kitap yazacak olursanız neleri kaleme almayı düşünürdünüz?
-          Olumlu ve olumsuz hayatıma giren her şeyi kaleme alırdım. Güzel dostluklarım da oldu elbette. Yaşantımı da bu kitapta kaleme alırdım.
-          Aytaç Durak’ın kitabını okudunuz mu?
-          Kendi kafasına göre yazdığı bir kitabı var. Bir kısmını da kendisi yazmamış. Fuara gittiğimde 5 liraya kitabını imzalayarak bana satmak istedi. Ben param nasip olmaması adına vermedim o parayı. Dedim ki kitabın ilk 20 sayfasından birkaç soru sorayım kendisine, eğer yanıt verebilir ise o zaman 5 lirayı vereyim dedim ve kitabına para vermedim. Aytaç Bey, son 30 yılda bir tane kitap okumayan bir kişidir. Bu kişinin Adana ile ilgili yazacaklarını da çok önemsemiyorum aslında.
-          Yeniden dünyaya gelseniz yine bugünkü konumdaki ve düşüncedeki Ümit Özgümüş olur musunuz?
-          Elbette olurum. Koşullarım daha iyi olsa, farklı bir ortamda dünyaya gelsem o farklılığın getirdiği imkanlar belki değişik olur ama aynı imkanlarla dünyaya gelsem yine bu Ümit Özgümüş’ü karşınızda görürsünüz.
-          Güç Birliği Vakfı ve Şekip Karakaya konusunda neler düşündüğünüzü de merak ediyorum.
-          Hayatımın en büyük hatası desem. Gerçek yüzlerini öğrenince tabiî ki bunu söylemek durumunda kalıyorum.
-          Teşekkür ediyoruz, verdiğiniz bilgiler için.
-          Ben teşekkür ediyorum.