Türk Ocakları’ndan Ortadoğu ve Türkiye konulu konferans düzenledi.Türk Ocağı ile Adana Büyükşehir Belediyesi’nin ortak düzenlediği “Ortadoğu ve Türkiye’de Neler Oluyor?” konulu konferansa Mavi Vatan’ın mimarı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan istifa eden Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı konuşmacı olarak katıldı.Yaycı, konferansta, Ortadoğu’da İsrail ve ABD’nin yayılmacı politikaları gereğince İsrail’in Golan Tepelerini işgal ettiğini ve “Arzu mevud emellerini” gerçekleştirmeye adım adım yaklaştığını ileri sürdü.Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin “Büyük İsrail Projesi (BİP) oldduğunu öe süren Yaycı, projenin Türkiye’den de Doğu ve Güney anadolu ile Adana’yı da kapsadığını iddia etti.Yaycı, “Öncelikle Suriye'nin, ABD ve İsrail tarafından petrol ve su havzalarını kontrol altına aldılar. Amaçlarında PYD/PKK terör örgütü ile bir pkk'istan kurmayı hedeflediklerini, sonrasında bölgede İsrail uydusunda büyük kürdistanı kurarak BİP'i (Büyük İsrail Projesi) kurmayı hedeflediklerini görüyoruz.Türkiye'nin Filistin, Suriye gibi ülkelerle tıpkı Libra ile yapılan anlaşma gibi münhasır bölge anlaşmaları yapması gerekir” dedi. “Netanyahu, ABD başkanı Trump yönetimi ile birlikte Ortadoğu haritasını yeniden çizmeyi umuyoruz”dediğinin anımsatan Yaycı, Türkiye’nin bu konuda acilen önlemler alması gerektiğini de sözlerine ekledi.“TÜRK OCAĞI PARTİ SİYASETİ GÜTMEZ”Adana Türk Ocağı Başkanı Mustafa Halaçoğlu da, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, türk Ocağı’nın parti siyaseti gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu oldupunu söyledi.Halaçoğlu, “Türkiye’nin En Eski ve En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu Türk Ocağı’dır. Türk Ocakları, parti siyaseti gütmez; parti siyasetinin dışındadır ve ‘Biz, Hep Birlikte Türk Milleti’yiz!’ anlayışı çerçevesinde, bölücü olmamak şartıyla her partiye eşit mesafededir. Türk Ocağı, Herkesin inancına saygı gösterir. Ancak inandığı değerlere de sahip çıkar.” dedi. “Türk tarihinin en bilinçli, en şuurlu Türk Milliyetçisi olan Cumhuriyetimizi Türk Milliyetçiliği temelleri üzerine kuran Türk Devletine ‘TÜRKİYE” adını veren Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü rahmet, minnet ve özlemle andığını” belirten Halaçoğlu, daha sonra şöyle konuştu:“Türkiye Cumhuriyeti, o günün şartlarında, yok oluşa doğru s ürüklenen 700 yıllık bir devletin küllerinden bir kutlu liderin önderliğinde tekrar dirilmiştir. Adana Türk Ocağı olarak bizler, 15 Mart 1923’te Ulu önder Atatürk’ün Ocağımızı ziyaretinde “Türklük nurunun bol ve verimli kaynağı” “Türk’ün Has Ocağı, Varlık ve Birlik Ocağı, Yüksek Alevlerle Tütsün, Muhitine Nurlar Saçsın; Türk Ocağı,Türklük Güneşinin Ocağıdır” temenni ettiği gibi bizler de bu yolda yürüyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi olan Türk Milliyetçiliği fikrinden asla uzaklaşmamamız gerekmektedir.Türk Milletinin aydınlanmasında ve Atatürk ilke ve inkılaplarının toplumun tamamına yayılmasında Türk Ocağımızın çok büyük gayret ve çalışmalarının olduğu da tarihi bir gerçektir. Türk Ocakları, Türk kültürünün ve milli şuurun canlanmasında çok önemli vazifeler yüklenmiş ve milletimizin öz benliğini bulmasında büyük katkılar sağlamıştır.Türk Ocakları, Türkiye’de 80 il ve ilçede Şube başkanlıkları ve temsilcilikleri ile yüz binlerce üyesi var. Milli ve Manevi iklimde de milyonlarca destekleyicisi bulunmaktadır. Türk Ocağı, Neslimizin geleceği ve onların milli şuur ile beslenmelerini hedefler. Milli şuur ile beslenen Türk milliyetçiliği çerçevesinde vatansever, manevi duyguları yaşatacak bir görüştedir. Umutların tükendiğini yaşamak istemiyorsanız, Türk milliyetçiliği ülküsünde birleşmemiz gerekir. Üst kimliğini kaybeden bir milletin varlığının bir anlamı kalmaz.Şunu çok iyi biliyoruz ve farkındayız. Türk Ocaklarına yine tarihi sorumluluk düşmektedir. Nasıl zor bir dönemden geçtiğimizi anlatmaya lüzum yok.Türk Ocağı, bu dönemde Türk Milleti’nin huzurunun ve Türk Devleti’nin temeli olan hukukun üstünlüğü ve adaletin tesisi hususunda bir tavır ortaya koyuyor. Anayasa’nın ilk 4 maddesi ve Türk Vatandaşlığı tanımı ile ilgili 66. maddesindeki “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” hükmü, bizim için tartışma dışıdır; tartışılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin temeline kazma vurmaktır. Türkiye’nin demografik meselesinin sığınmacı ve düzensiz göçmenlerden ibaret olmadığını, ciddi bir aile ve doğurganlık problemi ile karşı karşıya olduğumuzu Türk Ocakları olarak hep hatırlatıyoruz. Tarihte en güçlü devletler dahi düzensiz göçmenler, kaçak ve sığınmacılar yüzünden yıkılmıştır.Bu vesile ile Suriyelilerin ülkemizdeki misafirlik dönemi artık sona ermiştir. Farklı ülkelerden gelen kimliği belli olmayan kontrollü veya kontrolsüz ülkemize giren kaçak ve sığınmacılar sebebiyle sosyal, kültürel ve ahlâkî yozlaşma ile ekonomik çöküşü hızlandıracak,Türkçeyi zayıflatacak, Türk kültürünü, Türk ahlakını, Türk Örf ve Adetlerini asimile edecek tehlikeyle karşı karşıyayız. Afganlıların binlerce km uzaklıktan sözde yaya olarak gelişi ve hepsinin ABD’nin lejyoner askerleri olduğu gerçeği daha vahim boyuttadır.”