Dünü bugün arar olduk. Yaşamın acımasızlığını görünce her şeyi arar olduk. Doğru mu yapıyoruz? Yanlış mı yapıyoruz? Bilinmez ama çağın imkânlarının genişlemesi ile bazı duyguları da yitirmeye başladık. Kısacası arar olduk…
Düşsüz sokaklarda düş arar olduk. Sevgisiz kalplerde aşk arar olduk. Merhametsiz yüreklerde merhamet arar olduk. Çıkarlı ilişkilerde arkadaş, acımasız insanlardan dostluk bekler olduk. Aşkı bilmeyenden aşk ister, inanmak ve güvenmek adına herkesi sorgular olduk.
Ekonomik sıkıntılar yüzünden geçmişin rahatlığını, toplu yaşamın vermiş olduğu sıkıntılar yüzünden yetiştiğimiz güzel günleri, köy ortamını, mahalledeki huzuru arar olduk.
Üzülüyoruz elbette bütün bu olumsuzlukları görür ve yaşar olunca. Cinayetleri görünce insanlığımızı dahi unuttuğumuzu hatırlayarak onu bile arar olduk.
Ne ara böyle olduk? Bizi bu hale getiren neydi? Bu sorunun da yanıtını arar olduk.
Siyasetçiye güvenemeyerek kime inanacağımızı dahi bilemez olduk. Güven kalmadı, yardımlaşma, dayanışma, vefa hiç ama hiç bizlere uğramaz oldu. Arar olduk…
Oturup sohbet ettiğinizde benim arar olduğumuzu ifade ettiklerimi konuşmayanınız, değerlendirmeyeniniz oluyor mu? Mutlaka geçmişi ortaya koyarak bugün o günleri arar olduğunuzu söylüyorsunuz. Buna eminim.
Gençlerimiz işi arar oldular. Orta yaşlılarımız sağlıklı yaşamın özlemini arar oldular.
En önemlisi de sonsuza kadar dediklerimiz için buraya kadar der olduk!
Çok ama çok vahim bir durum…
Boşanma olaylarındaki artışlara bakınca buraya kadar demenin ne kadar arttığını görürsünüz, yaşamış olursunuz.
Pandemi ve virüs ile sağlığımızı dahi arar olduk…
Bütün bunları ararken arkasından da ‘buna şükür’ diyerek olanla yetinir olduk. Olmak zorunda kaldık. Böyle de bir durum var ortada.
Siz siz olun aklınıza mukayyet olun. Sakın ola onu da aramaya başlamayın. Gidişat hiç de iyi değil. Allah bizi korusun ve esirgesin.