İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya, ‘Gündüz kuşağı yayınlarından hoşlanmıyorum’ ifadeleriyle başlayan bir açıklama yaptı.
Ali Yerlikaya, doğru söylüyor ve aslında halkın hislerine tercüman oluyor.
Peki, Ali Yerlikaya Bey neden gündüz kuşağındaki televizyon programlarından hoşlanmıyor?
İşte yanıtı. “Bazı şeyleri herkesin ortasında konuşmamızın ne anlamı var? Bunun basın özgürlüğüyle ne ilişkisi var? Suçu aydınlatma bizim işimiz. Yayınların etik değerlerle ne ilişkisi var?’
Gündüz kuşağında yayınlanan programları sanırım RTÜK kayıt ediyordur. Suçu ortaya çıkarmayı bir kenara bırakın, ahlaki değerleri yerlerde süründüren kaçmalar, boşanmalar, evli iken başkası ile ilişki yaşayanlar, kaçtığı kişiden dönüp yuvasına kavuşacağını söyleyenler, onu affeden kocalar, kadınlar yani sizin anlayacağınız toplumun genel ahlak kurallarına ters olan yaşanmışlıkları ve yaşananları gözler önüne getirmeler yaşanıyor.
Ben bunu kendi adıma doğru bulmuyorum. Adaletin arandığı yer televizyon programları olmamalı. Aksine adliyeler olmalı. Diyeceksiniz ki adalet tecelli etmiyor…
Olabilir. Er ya da geç tecelli ediyor ama. Yanlış kararları doğruya çevirmek hukuk sistemi içinde mümkün. Kaldı ki devletin kolluk kuvvetleri de suçu ve suçluyu iyi bilerek görevini yapıyor.
Reyting uğruna yapılan bu programların yayınlanmaması adına aslında Sayın Bakan Ali Yerlikaya’da tam bu konuya işaret etmiş iken harekete geçirilip çekidüzen verilmeli.
Bir yerden başlanılmalı. Aslında geç bile kalındı…
Yurttaş olarak görüşümü paylaşıp Sayın Yerlikaya’ya da destek vermek istedim.
Elbette herkesin düşüncesi kendini bağlar. Ama toplumun genel ahlak kurallarını rencide etmek de hepimizi bağlar ve tepki koymamız gayet doğal olmalıdır.