Biran çocukluğuma gittim. O güzel yılları hatırladım. 23 Nisan Bayramı hazırlığına bir hafta öncesinden başlayarak hazırlandığımız günler geldi gözümün önüne.
Tahta sıralarda 3 kişi otururduk. Boyumuzdan yüksekte olan sıralarda…
Kara tahta, tebeşir ve odun sobası ile donatılmış sınıfımızın pencerelerine 23 Nisan süslemeleri yapardık. Türk Bayrakları, şifondan yapılmış süslemeler, balonlar…
Arkadaşlarımız arasında guruplara ayrılarak bazı arkadaşlarımız şiir okur, bazıları da Atatürk’ün hayatı ve 23 Nisan konulu müsamerelere hazırlanırlar, onu da sergilerdiler.
Okulun bando takım eşliğinde 23 Nisan kutlamalarını yapar, heyecanımızı kat be kat artırarak güzel günleri geride bırakarak bayram kutlaması yapardık.
Dün ise Türkiye eve kapandı. Sokağa çıkma yasağı vardı ülkede. Korana nedeniyle insanları zorunlu olarak evlerine hapsettiler! 23 Nisan Bayramını da ne çocuklarımız, ne de bizler heyecanla kutlayabildik. Sayılı günler çabuk geçer diyorlar ama bu korona virüsü illetinden kurtulmamız biraz uzun sürecek gibi.
Dün 23 Nisan Bayram günü müydü? Yoksa sıradan bir gün müydü? İnanın sıradan bir gündü. Hiç heyecan duyulmadan, insanların evine kapanarak dışarı çıkmadığı ortamda sadece sosyal medya üzerinden bayram kutlaması yapıldı. Mesaj yoluyla da kutlamalar pekiştirildi.
Ramazan ayında olmamız nedeniyle de 23 Nisan’ın eve kapanılması ikinci bir buruk bayram kutlamasına neden oldu.
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve aziz şehitleri bu vatanın kurtarılmasında gösterdikleri gayretler nedeniyle ve bizlere bu Cumhuriyeti armağan etmeleri sebebiyle bir kez daha hayır duaları ile anıyoruz, mekanları cennet olsun diyoruz.
Ümit ederim ki önümüzdeki süreçte daha güzel 23 Nisan Bayramını kutlarız. Bayramınız kutlu olsun.