Ülkenin ekonomisi yangın yerine dönmüşken, siyasetçilerin birbirlerine ‘SİYASET’ suçlamalarda bulunup yüz yüze geldiklerinde ‘KUSURA BAKMA BÖYLE KONUŞMAK ZORUNDAYIZ’ dedikleri bir ortamda kendi adıma erken seçim çağrılarının da samimi olmadığına inanıyorum.
Partililerini konsolide etmeyi hedefleyen genel başkanları, yeri gelince meclis kürsüsünden ip atıyorlar. Yeri gelince kırmızı kart gösteriyorlar, yeri gelince yanlarında getirdikleri değişik objelerle gündeme kalmayı hedefleyerek o gün gazete manşetlerini ve televizyonların ana haber bültenlerinde yer buluyorlar.
Siyasetçilerin bu tribüne oynama eğilimlerine millet olarak inanıyor muyuz?
İnanıyor gibi yapıyoruz!
Son günlerde bir erken seçim tartışması sürüp gidiyor. CHP, önce erken seçim mi yoksa öne alınmış bir seçim mi? Diye kafasının karışıklığından dolayı bocalarken birden gaza geldi ve erken seçim diye tutturdu.
Elbette halkın önüne sandığın konulması birinci öncelik…
Halk, söyleyeceğini sandık önüne konulduğu zaman söyler, rengini belli eder. Hatta daha da ileriye giderek kime kırmızı kart, kime sarı kart gösterip, kimi de kadro dışı bırakacağını iyi bilir.
Nitekim geçmişte bunu bu halk çok yaptı.
ANAP, DYP, DSP nerede bugün?
Tarihin çöplüğüne gömüldüler gittiler…
Bu ülkenin en büyük talihsizliği, politika yapma yetkisini kimlerin kullanacağına karar veren mekanizmanın aslında politika üretemeyen isimlerden oluşması olsa gerekir.
Para alarak milletvekili adayı, belediye başkan adayı, belediye meclis ve il genel meclis üye adaylarının sıralamasını yaparsanız ortaya çıkan sonuçta bu siyasi görüntü olur
Son günlerde dillendirilen erken seçim konusunda CHP’nin yeterince inandırıcı olmadığını, halkı da bu anlamda harekete geçiremediğini görüyoruz. Mevcut iktidarın muhalefet partisi olarak CHP’yi kendi belirledikleri gündemin peşine takarak politika yapmalarını zorunlu kıldıklarını da maalesef yaşayarak görüyoruz.
Özgür Özel’in A Takımını öncelikle bir yenileme gerekir. Danışmanlarını biraz daha çok çalıştırması gerekir. O kadar iki arada bir derede kalıp çok konuşan bir yapısı ile de çıkmaz sokağa girip geri dönemediği o kadar çok olumsuzluğunu görüyoruz ki, kırmızı kart olayında olduğu üzere halkın inanmadığı, bu da nereden çıktı dediği çoğu ayakları yere basmayan eylemleri ile partinin dinamiklerini, heyecanını boşa kullandığını, araya verdiğini görüyoruz.
Sizce öyle değil m?
Özgür Özel’in ağzı iyi laf ediyor ama çok konuşup çoğu kez de boş konuşuyor. Siyasette çok heyecanlı. Ekrem İmamoğlu ile olan göbek bağını da bir türlü koparamamış görüntüsünde.
Hükümeti erken seçime zorlamanın yolunu çok iyi bilmiyor. Hatta hiç bilmiyor. İstanbul Bağımsız Milletvekili olan Cemal Enginyurt’taki heyecan ve üretken milletvekilliğinin onda birine Özgür Özel sahip olsa sanırım durum çok daha farklı olur.
Ülkedeki ekonominin bu kadar bozuk gittiği bir ortamda erken seçime gerek var mı?
Hemen, hem de acil yanından var.
Bu muhalefet ile Hükümet erken seçime gider mi?
Asla gitmez. Hükümet, istediği zaman, işine geldiği zaman seçime gider. Nitekim Devlet Bahçeli, dün mecliste yaptığı konuşmada erken seçim olmayacağını zamanında seçim diyerek bir adet netleştirdi.
O halde, Özgür Özel’i birileri uyarsın. Birileri erken seçim çığırtkanlığının nasıl olacağını ona oturup bir anlatsın.
Bir yurttaş olarak benim düşüncem bundan ibaret. Aksini savunan olabilir. Buradan baktığımda ben Özel’i ve onun CHP’sini erken seçim konusunda böyle görüyorum.