Yaklaşık 20 gündür siz kıymetli okuyucularımdan dizimden ameliyat olmamdan dolayı uzak kaldım. Sağlık her şeyin başında geliyor insan için. Şükür olsun yeni yeni sağlığımıza kavuşuyoruz.
Yeni yıla yeni umutlar ile girmek isteriz hepimiz. Yeni umutlardan da mutlu olmaktır temel hedefimiz.
Hükümetin dahi yeniden değerlendirme oranı yüzde 45 iken, emekliye ve asgari ücretliye verilen komik zamdan sonra insanların sesi ve soluğu çıkmaz oldu. Her yerde Hükümetin bu tutumuna karşı resmen ‘isyan’ var. Lakin Hükümet ise bu sesi duymuyor…
Zamlar yağmur gibi yağmaya başladı. Akaryakıt, vergi, SSK primleri, mal ve hizmetlere yapılan yüzde 50 oranındaki zamları sanırım Hükümet yetkilileri görmüyor, duymuyor!
Ekmeğe dahi zam yapıldı bu ülkede…
İzmir’de başlayan ekmek zammı yakında Adana’ya da gelecek…
Zam yapanlar gerekçe olarak ‘akaryakıt, kira, temel girdiler zamlandı, bizlerde zam yapmak zorundayız’ diye cümleye başlıyorlar ama garibanlar parasızlık ile bütün zamların altında ezildikçe eziliyor.
Hükümet ise ‘enflasyon hedeflerini tutturmak zorundayız’ gerekçesi ile emekliye, memura, çalışana, dul ve yetime verilen zamlarda ise küçüldükçe küçülüyor.
Hükümetin acilen çarşı pazarı denetim altına alması gerekiyor. Memlekette ne büyük eksiklik denetimsizliktir. Denetimin olmadığı yerde herkes kendine göre fiyat belirler. Rafında bekleyen ürüne durduğu yerde zam yapana ‘Hayırdır, ne oldu da zam yaptın?’ demeyen sorumlular, sanki bu ülkede yaşamıyorlar.
Ekmek fiyatını 10 liradan 12,5 liraya çıkaran İzmir’in fırıncıları, ekmek imalatında 41 çeşit maliyet girdisini gerekçe gösterip zammı yapmak zorunda kaldıklarını beyan ediyorlar. Ekmeğe gelen zam kadar çalışana zam yapılıyor mu?
Hayır…
O vakit başlıyor işte bütün sıkıntılar…
“İnsanları kuru ekmeğe ve soğana muhtaç ettiniz” söylemi artık ‘Kuru ekmek ve soğanı da bulamayacağız” şekline döndü.
Allah sonumuzu hayır etsin!