Felaketi yaşayan insanlar artık şehirlerden kaçıp köy hayatına doğru yönelmeye başladılar. Eğer felaketler yaşanmasa bu insanlar ‘köyde iş yok’ diyerek şehirlere akın etmeye devam ederlerdi.
Tek katlı evlere büyük rağbet arttı. Hatta yetmedi, arsa satın alarak köy tarzı evler yaptırmak için insanlar yarışa girdiler.
Felaketlerden kaçmak çözüm mü?
Elbette çözüm değil. Köyde arsanız, tarlanız ve size geçim sağlayacak gelirinizin olması gerekir. Ne yiyip ne içeceksiniz?
Ekili tarlanız mı var? Dikili ağacınız mı var?
Burası çok önemli elbette…
Bir babadan doğan 5 evlatsınız. Babanızdan kalan 40 dönüm tarlanız var diyelim. 5 kardeş pay etmişsiniz. Size düşen tarla miktarı 8 dönüm…
Bu gibi rakamlar aslında en iyimser rakamlar. Çoğu insanların köylerinde bu kadar tarlası da yok. Çünkü şehre göçer iken tarlasını, takımını satıp şehre göçmüşler.
Köyde kıt kanaat geçinilebilir mi?
Şartları zorlarsanız geçinilebilir.
Köy hayatının özlemini genelde emekli insanlarımız çekiyor. Tarla ile toprak ile buluşmak istiyorlar. Ekip biçmek, kendilerine meşgale bulmak arzusundalar.
Lakin evlatları ise köye göçmeyi hiç istemiyorlar. Çünkü okuyacaklar, okuldan mezun olup iş arayacaklar. Hayatlarını kazanıp evlenip barklanacaklar. Durum böyle olunca köy hayatı özlemi de biraz zorlaşıyor.
Köylerin mahalle statüsüne kavuşturulmasının olumsuzluğunu da bu insanlar yaşamaya başladılar. Köylerine ev yaptırmakta zorlanıyorlar, emlak vergisi çıkınca masrafları artıyor. Babadan kalma arsanıza ve tarlanıza evladınıza iki katlı bir ev yaptıramıyorsunuz. Kırk dereden kırk su getiriyorlar. Sonrasında da siyasiler şehirden köye doğru bir geri dönüşün yaşanması adına herkesin önünü açtıklarını söylüyorlar. Memleketin hali ne yazık ki bu vaziyette.
Geçen günlerde Seyhan’ın en yakın köylerinden birisi olan ve halen mahalle konumunda olun bir köye gittim. İnsan olarak köy hayatını özlemişiz. Oradaki yaşam bize o an itibariyle cazip geldi. Mutlu da olduk.
Ancak bir süre köyde kalınca yeniden o şehrin karışıklığına, sesine, gürültüsüne, geçim derdi için çalışmaya doğru yönelik köyden ayrılmak arzusu geliyor insanın içinden.
Köyde kalan yurttaşlarımızla da konuştum bu konuyu. Hayvan beslemenin maliyetini, masrafların attığını, tarlayı ekip biçmenin zorluğunu anlatmaya başladılar bana.
Aslında onlar da dertli. Hiç köyde yaşam o kadar görüldüğü gibi kolay değil. Keşke her şey anlatıldığı gibi olsa.
Hayat göründüğü gibi değil…
Yine de köy hayatını özleyerek gitmek isteyenlere Allah kolaylıklar versin diyorum. Türkiye’de yaşamak zor aslında. İster köyde, ister şehirde yaşayın, hayatınızı idame ettirmeniz çok ama çok zor...
Allah herkese kolaylıklar versin.