Her iki blokta birbiriyle ilintili olan müessesedir. Medya siyasete, siyasette medyaya muhtaçtır. Bu muhtaçlıkta ilişkilerin birbirine girmemesi gerekir. Yani seviyeyi korumak önceliktir.
Siyasetçi, medyayı kendisine yönelik güzel haberler yaptığında hatırlar. Başının üstünde taşımaya çalışır. Ne vakit yanlışlığa dikkat çekilirse o zaman medyadan kötüsü yoktur. Siyasetçinin yumuşak karnı eleştirilmektir.
Medya ise siyasetçi ile grift ilişkilere girerse en büyük hatayı yapar. Medyada meslek onurunu bir kenara bırakıp siyasetçiden beklenti içine girerse en büyük yanlışa düşer. Bütün bunlar bilinen gerçeklerdir. Lakin her iki müessese de bu ilişkileri mesafeli tutması gerektiği halde ölçüyü kaçırırlar.
Siyasetçi, besleme basın peşindedir. Yandaş olmalarını istedikleri basını kolu ve kanatları altına almaya çalışan siyaset kurumu, ekonomik muslukları açarak beslemeye çalıştıkları medyadan yeri geldiğinde de karşılığını ister.
Adana yerelinde de son dönemlerde siyaset kurumu içinde yer alan bazı şahsiyetler medya mensuplarıyla çok farklı ilişkiler içerisine girmeye başladılar. Bu ilişkiler temelde menfaat üzerine dayalı ilişkiler olunca da yukarıda bahsettiğimiz konularda dikkat çekmeye çalıştığım konularda yanlışlığa düşüyorlar.
Elbette her koyunun kendi bacağından asılması söz konusu. Bunda bir sıkıntı yok. Ancak meslek adına yapılan yanlışlıklardan tüm medyayı sorumlu tutmak da doğru olmuyor.
Önceki gün bir yaygın televizyon kanalını izliyorum. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan konuk olarak programa katılmış. Soru soran iki gazeteci var karşısında. Belediye başkanı kendi görüşlerini açıklamaya çalışıyor. Karşısındaki gazetecilerden bir tanesi Tanju Özcan’a ve temsil ettiği CHP’ye muhalefet olmakla bilinen kişi.
Tanju Özcan’ı sıkıştırmak için elinden geleni yaparak daha da ileriye gidip Sayın Özcan’ın söylediklerine provoke etmenin gayretine bürünmeye başladı. İnanın programı izlerken aklıma medya ve siyaset üzerine bir yazı yazma ihtiyacı duydum. Bu kadar da tarafsızlık(!) olmaz diyerek bir izleyici olarak rahatsız oldum.
Demem odur ki, siyaset ile medya kendi kulvarlarında ilkeli hareket ederek birbirleriyle grift ilişkiler içine girmeden görevini yapmalıdır.
Düşüncelerimi dile getirmeye çalışan bir yazar olmaya çalışan bir kişi olarak olup bitenleri dışarıdan izleyip kendi düşüncelerime göre bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Siyasette de belirli dönemlerde karınca kararınca yer almaya çalıştım. Ve mesafeyi hep korumaya çalışmayı da kendime ilke edindim. İyi haftalar dileğiyle…