Pazar günü anneler günü olarak kutlandı. Tüm annelerin anneler gününü kutluyorum.
Pazar günü Star TV’de yayınlanan ‘Bir şahsın olsa’ programını izledim ve oldukça etkilendiğim için bu konuyu yazımda dile getirip Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş hanıma da buradan kendisi gibi kadın olan birisi olarak çağrım olacak.
Programa Açelya isimli bir kadın başvuruda bulunur. Açelya, İstanbul’da yetiştirme yurduna 2 aylık iken giren bir kız çocuğudur. Burada yetiştirme yurdunda öğretmenlik yapan Papatya isimli öğretmenle karşılaşır. Papatya anne sayesinde inşaat mühendisi olur. Ve kendisini okutan, sarıp sarmalayan Papatya annesini arar. Çünkü hayatta tanıdığı tek anne odur.
Programı izlerken gözlerim yaşardı.
Pek, Papatya anne kimdir?
Papatya öğretmen, İstanbul’da yaşayan varlıklı bir ailenin kızıdır. Annesi öğretmen olmasını istediği için öğretmen olup mesleğe başlar. Öğretmen iken teğmen bir askeri gönlünü kaptırıp onunla evlenir. Bu evliliklerinden bir kızı dünyaya gelir. Adını Gonca koyar. Çünkü Papatya anne çiçeklere çok düşkündür.
Kızı Gonca, Papatya annenin eşi olan o tarihte üsteğmen rütbesinde bulunan yani Gonca’nın babası ile bir kamyonun altında kalarak hayatlarını kaybederler.
Papatya anne tayin isteyip İstanbul’a döner ve yetiştirme yurdunda öğretmenlik yapmaya başlar. Çünkü çocukları çok seviyordur. Yurttaki çocuklara çiçek isimleri koyar. Açelya, Manolya, Defne gibi…
Papatya anne, dokunduğu her kız çocuğuna lise son sınıfta öğretmenlik yaparak onları sınava hazırlar. Kızlar, üniversite kazanır. Açelya inşaat mühendisi, Manolya inşaat mühendisi, Fulya huzurevinde müdür ve Defne ise doktor olur.
Bu kız çocuklarından Açelya işte programa başvurarak ‘ANNEM’ dediği Papatya anneyi yani yurtta kız çocuklarına annelik yapan kişiyi aramak için programa başvurur.
Programın yapımcısı iz sürerek Papatya anneye ulaşmaya çalışır. Ona ulaşabilmek için Papatya annenin okutup huzurevi müdürü olan Fulya hanıma ulaşır.
Maalesef Papatya anne alzhemir hastası olur. 3 yıl önce oturduğu evi kentsel dönüşüme gider. Evsiz kalan Papatya anne huzurevine sığınır. Huzurevinin müdürü ise onu okutup yurtta kızı gibi baktığı Fulya’dır.
Fulya, Papatya annesine sahip çıkar. Onu evine alıp birlikte yaşamaya başlarlar. Kendisi de huzurevi müdürlüğünden ayrılır.
Programın yapımcısı Fulya’ya ulaşıp Papatya anneyi programa getirdiğinde onu arayıp programa başvuran her ikisi de inşaat mühendisi olan Açelya ve Manolya, Papatya annenin alzhemir olmasına çok üzülürler.
Lakin her iyilik karşılığını bulacaktır. Açelya, yurtta kendisi gibi kalan Defne isimli arkadaşının Papatya hanımın sayesinde üniversite kazandığını belirtip doktor olduğunu ve şuan itibariyle Prof. Dr olarak hizmet verdiğini, dal olarak nörolojiyi seçtiğini ve ihtisasını da alzhemir üzerine yaptığını söyledi programda.
Defne’ye ulaşıp ona konu aktarıldı ve Defne ‘derhal’ diyerek görevi üstlendi. Alzhemir geçmiyor ama yavaşlatılabiliyordu.
İşte programın içeriği böyleydi Sayın Bakanım…
Şimdi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş hanıma çağrıda bulunmak istiyorum.
‘Lütfen bu programı vaktiniz olursa bir izleyin. Basın danışmanlarınıza veya görevlilerinize izletmeyin, lütfen kendiniz izleyin. Yetiştirme yurtlarında böyle annelerin var olduğunu ortaya koyan böylesine önemli bir programı izleyin ki, bakanlığınızın tanıtımlarında ve izlenen yol haritalarında bu gibi konulardan faydalanıp insanlara mesajlar verin Sayın Bakanım.
Elbette her yurtta veya huzurevinde Papatya anne gibi kişiler yok. Papatya anne hala yaşıyor. Bu hayat hikayesi anneler gününde yayınlanan programda benim gibi onlarca insanı derinden etkiledi. Sizinle paylaşmak istedim. Lütfen bu hikayeyi Türk milletine aktarmada vesile olun. Hepimiz anneyiz, hepimizin annesi var. İlginiz için teşekkür ediyorum.’