Türkiye’de en büyük sıkıntı siyasetten kaynaklanan sıkıntılardır. Bunu insanlar olarak bizler yaşayarak görüyoruz. Siyaset söz veriyor. Verilen sözler ise hayata geçirilmiyor. Geçirilse de yıllar sonra hayata geçirilip verilen sözün de bir anlamı kalmıyor.
Muhalefette iken siyasetçi bol keseden atıyor. İktidar olunca işin rengi değişiyor. Bu kez başkaca yollara başvurup sözünün arkasından dolanıyor. Hatta daha ileriye gidiyorlar. Seçim beyannameleri hazırlıyorlar. Bu beyanname aslında tapu gibi, senet gibidir. Yazılı belgeye dahi bakıyorsunuz. Altı bağlar gazali…
Sıkıştıkları yerde de bir ağlama edebiyatı oluşturuyorlar. Enkaz devir aldıklarını söyleyerek ‘sabır’ diliyorlar. Açlık ve sefalet içinde yaşayan insanlara bol bol telkinde bulunuyorlar. Kuru ekmek ile tencere kaynamadan evinde oruç tutanları unutuyorlar.
Bütün bu saydıklarımız ortaya çıkan olumsuz sonuçlardır. Olumlu gelişmeler oluyor mu? Evet oluyor. Bir avuç azınlık için. Çünkü o bir avuç azınlık siyasetçiye daha çabuk ulaşıyor. İsteklerini daha kolay dile getirip çözüm yolunu da üretiyorlar. Çünkü onlar ‘beyefendi’ sınıfına mensuplar…
Siz, biz ise halkız. Yani seçim döneminde sandığa giderek oyumuzu kullanmakla mükellef olanlarız…
Son günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener meydanlarda bir sözü sürekli tekrarlıyor. Akşener, “Esnaf için müşteri velinimettir. Siyasetçi içinde seçmen yani siz halk olarak velinimetsiniz. Bunu siyasetçilere hatırlatın. Kendinizin velinimet olduğunun kıymetini bilerek davranın”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Hanımın bu ifadesine katılıyor. Lakin bugün bunları söyleyen Meral Hanımın yarın iktidara geldiğinde bizleri velinimet olarak göreceğinden emin değilim. Çünkü bunun yaşanmış örneğine Sayın Akşener’in kendisi de ortak oldu.
Yani, daha önce siyasette aktif olarak yer alan Meral Akşener’de bizleri velinimet olarak görmedi. DYP’den bakanlık yaptı. MHP’de milletvekili ve meclis başkanvekilliği yaptı. O tarihlerde seçmeni hiç ama hiç velinimet olarak görmedi.
İktidara geldiklerinde de velinimet olarak görmez ise hiç yanılmamış olurum! Bu da nereden çıktı? Diyerek kendime soru yöneltmem.
Velinimet olarak bizler var olsak da, bunun idraki ile hareket etsek de mühür siyasetçide. Kararı onlar veriyor. Bizlere de kuzu kuzu uymak düşüyor. Bol keseden vaatlerde bulunuyorlar. Arkası gelmiyor vaatlerinin. Yalan kırılıp gidiyor. Kime sorsanız bu dediklerimi söyler sizlere…
İYİ Partinin içerisinde bugün Meral Akşener’in eleştirdiği siyaset tiplemesi yaşanmıyor mu? Onun sürekli şikâyet ettiği olumsuzluklar partisinin içinde yaşanır iken olup bitenleri görmeyerek gözünü kendi partisinin dışındaki insanlara doğru çevirmesi ne kadar etik? Bunun yanıtını da Sayın Akşener’e bırakalım istiyorum.
İYİ Parti’nin Adana teşkilatlarındaki durumu şöyle bir mercek altına alarak yaşanan siyasi problemleri bir gözden geçirse siyaset yapmak isteyenlere velinimet olarak görmeyen teşkilatları da dile getirip onlarında kulaklarını çekeceğine eminim Sayın Akşenir’in…
Netice itibariyle biz velinimetiz ama iyi bir müşteri olamadık hiçbir zaman…
Siyasetçi de bizleri dürüst bir şekilde velinimet olarak görmedi, görmeyecekte. Her şey Üsküdar’ı geçene kadar… Bunları bilsek de Akşener’in sözlerini yine de alıp bir kenara not ettik. Yeri gelince onu da bir kenardan getirip sorarız Sayın Meral Hanıma…
İyi haftalar dileğiyle…