AK Parti’nin Hükümet kabinesinde değişikliklerin yapılacağına dair duyumlar alan gazeteci meslektaşlarımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağıyla yaptıkları seyahat sırasında Sayın Erdoğan’a ‘Kabinede değişiklik olacak mı?’ sorusunu yöneltmişler.
Sayın Erdoğan ise bu soruya “Kabinemizde biliyorsunuz iki arkadaşımız değişime tabi oldu. Şimdi bu yeni süreçte de hem genel başkan yardımcılarında bazı değişiklikler olabileceği gibi aynı şekilde kabinede de duruma göre değerlendirmelerimizi yaparız. Orada da bazı değişiklikler olabilir" yanıtını verdi.
Kabinede görev alan bakanlar, benim görüşüme göre bakan olmalarından ziyade genel müdür gibi bir yönetim gösteriyorlar. Yani bakanlık makamının ağırlığını kendilerinin oraya getiriliş şeklinden kaynaklı olarak kullanamıyorlar.
Düşünün ki bir bakan bakanlığı ile ilgili bir açıklama yapacak. Bunu yapamıyor. Sayın Cumhurbaşkanının yapması gerektiğini belirterek geri çekiliyor.
Yani demem odur ki, bakanlık artık genel müdürlük gibi oldu…
Ben Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti içinde revizyonları yapmasının artık zorunlu hale geldiğini, teşkilatları yenilemesi gerektiği, yeni atamaların ise eski usul gibi parası olanlar, daha önce falanca kişiye yakın olanlar, milletvekilinin yazdığı isimler gibi partiyi ayağa kaldıracak isimler olmadığı gibi eski usulle yazılacak ise bence hiç değişiklik yapılmasın.
Yani yeni listeler, yeni yöneticiler eski yöntemle seçilecek ise hiç seçilmesin. Bırakın mevcut yönetimler devam etsin…
Şimdi AK Parti içindeki etkili isimler bana tepki gösterecekler. Rahatlarının bozulmaması adına bu tepkiyi gösterebilirler. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın önceki dönemlerdeki yönetim belirleme yönteminden tamamen uzak, halkın takdir edeceği isimlerle teşkilatlarını donatmasını istiyorum.
Ancak bu şekilde AK Parti ayağa kalkar.
Kayırmacılık son bulmalı. Yönetimdekilerin iş ve ihale kovalamalarının önüne geçilmeli. Yönetici olup parası ile hükmeden değil, emeği ile insanların sevgisini kazan isimler yönetime getirilmelidir.
Adana üzerindeki ağırlıklı ellerin de artık ellerini bir çekmelerinin zamanı gelmedi mi?