Atatürk boşuna söylememiş. ‘Beni Türk hekimlerine emanet edin’ diye.
Dünyanın en ileri teknolojisine sahip ülkelerindeki sağlık teşkilatları da, orada görev alan doktorlar da bizim ülkemizin doktorlarına göre mukayese edemeyecek kadar bilgili değiller.
Bunu ancak yaşayınca anlıyorsunuz. Yani başınıza gelince biliyorsunuz.
Çok yakınımın sağlık nedeniyle yurt dışındaki tedavilerini yakından bilen birisiyim. Aylarca yurt dışında olması nedeniyle şikâyeti için gittiği doktorda az kalsın kalıcı hasarlara uğrayacaktı.
İyi ki Türkiye’de ailesi oturuyordu. Yıllık izin için geldiği ülkemizde aynı hastalık nedeniyle Türk hekimlerine başvurdu.
Yurt dışında yapılan tedavileri yakından takip eden Türk hekimleri, hastalığın tedavisi için uygulanan yöntemlerin yanlışlığını gözler önüne serip anında da müdahil oldular. Sonuçta bu yakınımı ileride telafisi mümkün olmayacak rahatsızlıktan kurtardılar.
İşte o vakit anladım ki Türk hekimleri mesleklerinin hakkını veriyorlar.
Aslında Türk hekimlerinin önü açılmıyor. Onların rahat ortamda çalışmalarına imkan tanınmıyor. Sağlık teşkilatının siyasetin merkezine getirilip yerleştirilmesinden kaynaklı olumsuzlukları da yine hekimlerimiz yaşıyor.
Günde baktıkları hasta sayısı 50 olan bir hekimden verim alınır mı?
Alınmıyor da elbette.
Siyaseten hekimleri yönetenlerin ehil kişiler olmamasından kaynaklı yanlışlıklar sürüp gidiyor.
Yoksa doktorlarımız bilgi ve tecrübe açısından Avrupa’daki doktorlardan kat be kat üstünler. Her konuda ön plandalar. Yeter ki onlara yetki verilsin, imkân tanınsın. Çalışma koşulları iyileştirilsin.
Önceki gün sağlık nedeniyle Devlet Hastanesi’nin bir tanesine gittim. Doktor muayeneye başladı. Sıraya göre hastaları içeriye alıyor. Kapıda bir yığılma oldu. Yığılma sonrasında hastalar arasında ağız münakaşası başladı.
Hastanede çalışan, doktorları bir şekilde bilen önüne düşürdüğü bir kişiyi sıra harici getirip muayene ettirip, ilaç yazdırmak, rapor almak amacıyla araya ‘KAYNAK’ yaparak, o kadar hastanın hakkını da hiçe sayarak araya girerek düzeni bozunca sorunda orada başladı.
Bu örneği niçin veriyorum? Aslında sağlıktaki düzensizliğin nedeni biraz da bizden yani vatandaştan kaynaklanıyor. Hakkaniyetli değiliz. Her yerde torpil peşindeyiz.
Yoksa sistemde sıkıntı yok… Sıkıntı bizlerde, yani yurttaşlarda…
Türk hekimlerinin tüm haklarının da kuruşuna kadar kendilerine teslim edilmesi halinde, çalışma koşullarının Avrupa normlarına yakın düzeyde de olsa iyileştirilmesi halinde inanın bana hekimlerimiz Dünya’da bir numara olur.
Allah onların yokluklarını da vermesin.