Dijitalleşen dünyada çağa ayak uydurmak gerekiyor. Öğrencilerin bilgisayarı hayatlarının bir parçası haline getirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Yani internetsiz ve bilgisayarsız, akıllı telefonsuz hayat artık düşünülemez duruma geldi.
Bütün bunları yaşar iken de üreten bir gençlik yetiştirmek gerekiyor. Teknoloji çağında emsallerinden geri kalmak istemeyen gençlerin tercihleri de değişiyor. Artık robotik ve kodlama eğitimlerine geçildi. Artık durumu varın siz tahlil edin…
Üreten gençlik yetiştirmek önemli ama bir o kadar daha önemli olan husus da var ki o da iş bulan, çalışan bir nesil yetiştirmektir bu da…
Üreten gençliği yetiştirdiniz. İyi bir eğitim verdiniz. Okuldan mezun ettiniz. İş veremediniz, çalışma ortamı hazırlayamadınız. Ne olacak bu durumda?
Bunun yanıtını da idarecilerin vermesi gerekiyor. Özellikle teknolojik yatırımların açılışlarında ve bu konuda yapılan yatırımların tanıtımı sırasında koca koca idarecilerimiz bizlere salık veriyorlar. ‘Üreten bir gençlik olun’ uyarısında bulunuyorlar.
Biz gençler olarak bu uyarıyı zaten dikkate alıyoruz. Çünkü çağın imkânlarıyla yetişen bir gençlik olmak arzusundayız. İyi donanımlı bir nesil olmanın gayretindeyiz. Okuldan mezun oluyoruz. Elimizde diplomamız var. Artık diplomamızı gururla asacak yer bulamıyoruz.
İşe giremiyoruz diyerek feryat ediyor bu gençlik. Çay ocağı işleten üniversite mezunlarından, tarlada işçilik yapan yüksekokul mezunlarından, atık kâğıt toplayan üniversite mezunu öğretmenlerden geçilmeyen bir ülkede üretken gençlik olmanın kime ne faydası var?
Atık kâğıt toplamada üretken olsak ne olur? Olmasak ne olur? Misali…
Üniversitede alınan bilgiler kâğıt toplarken işe yarıyor mu? Bunun yanıtını da bize o salık verenlere sormak lazım.
Bir üst kuşağımızda yer alan babalarımız ve amcalarımız, dedelerimizin de içlerinde olduğu kuşak bizlere okumanın önemini anlatıp okuyan ile okumayan insanların mukayesesini yaparlardı. Onların anlattığı dönemlerdeki insanların okul kıymeti bilerek ekmek kazandıkları dönemleri dinleyince bizler de feyz alarak daha da çok azimle giderdik okumanın üzerine…
Bizim evlatlarımıza anlatacak neyimiz var? Sorusuna yanıt aramaya başladık. İş bulamayan insanlar ordusu oluştu bir adet Dünyada ve Türkiye’de…
Bu da asıl tehlike olsa gerekir.
Hakkımızda hayırlısı olsun. Yine de okumak gerekiyor. Çünkü kendimizi yetiştirmek, iyi bir birey haline getirmek adına okumanın önemli olduğun düşünüyorum.
Geçim yükünün her geçen gün ağırlaştığı bir ülkede diploma bir gün bir yerde işinize yarayacaktır elbette. Bu hep böyle gitmeyecektir.
Size de bir gün diploma lazım olduğunda ne söylemek istediğimi anlayacaksınız!
Hani hep söylerler ya, ‘keşke böyle olmasa’ diye… Keşkeler ile yaşar hale geldik maalesef. Dünyadaki ağır ekonomik koşullar elbette ülkemizi de etkiledi. Burası acı ama gerçek olan taraf. Ancak Türkiye’de gençlere iş imkanı sağlama konusundaki olumsuzluklar her geçen gün daha kötü noktalara doğru seyir etti.
Satıldı var olan değerler, kapatıldı. Yabancı sermayenin eline geçti. Özelleşti…
Emeğin ve insanın kıymeti, değeri azaltıldı. Ucuz işçilik tercih edildi. Savunuldu, arkasında duruldu…
Ümit ederim ki bunlar kısa zamanda tersine döner, yeni yetişen gençlere iş imkanı, çalışma ortamı temin edilir
Kalın sağlıcakla…