Yaşlı bir bilim insanı ölüm döşeğinde yatmaktadır ve çevresinde sevdiği insanlar vardır. Son nefesini vermeden önce anlatmaya başlar. ‘Biliyor musunuz ben üniversiteden mezun olduğumda öğrendiğim bilgilerle bütün dünyadaki yanlışları, insanların yaptığı hataları düzeltebileceğimi zannediyordum. Mezun olur olmaz gittim bütün insanlarla uğraşmaya, yaptıkları yanlışları söylemeye başladım. Uğraştım, didindim ve bir müddet sonra fark ettim ki ben dünyadaki insanları ve onların yanlışlarını değiştirebilecek güce sahip değilim. Eee bu kadar eğitim aldım, deneyimim var bari gideyim de ülkemdeki insanlara faydam dokunsun dedim ve ülkemdeki insanlarla uğraşmaya başladım. Onu eleştirdim, bunu eleştirdim, şunun yanlışını söyledim. Yine bir müddet sonra fark ettim ki ben kendi ülkemdeki insanları da değiştirecek güce sahip değilim. Yaş da belli bir seviyeye geldi artık; ben de bari oturayım da kendi ailemdeki insanların yanlışını düzelteyim dedim ve ailemdeki insanlarla didişmeye başladım. Bunu böyle yapma, şunu şuraya koyma, bu yanlış, şu doğru diye söylenmeye devam ederken bir de baktım ki ömür gelip geçmiş ve şu an ölüm döşeğindeyim, ölümü bekliyorum. Halbuki ben üniversiteden mezun olduğumda suya atılan bir taşın kendi etrafında oluşturduğu dalgalar gibi önce merkezde kendimi değiştirseydim; ben değiştiğim için ailem, ailem değiştiği için onun çevresindeki insanlar, onlar değiştiği için diğer insanlar da dalga dalga bu değişimden faydalanacaklardı. Maalesef şu an ölüm döşeğindeyim ve bunu yeni fark ettim.’
Clarence S. Darrow’un dediği gibi; “Yirmi yaşındaki bir insan, önce dünyayı değiştirmek ister. Yetmiş yaşına gelince, yine dünyayı değiştirmek ister, ama yapamayacağını bilir.’’
İçinde yaşadığımız dünyamızı değiştirmek için önce kendimizi değiştirme cesaretini gösterebilmeliyiz. Çünkü evrende insanın kesin olarak düzeltebileceği tek bir şey vardır; o da kendisidir.
Kendimizi değiştirmeye nasıl başlayacağız diye soruyorsanız ilk yapmanız gereken hayatınızda istediğiniz değişimi olumlu bir dille ve net bir şekilde tanımlamak olmalıdır. Sürekli kurtulmak istediğiniz şeylere odaklanırsanız hedefinize ulaşamazsınız. Yani neyi değiştirmek istediğinizden ziyade onun yerine neyi koymak istediğiniz, neye ulaşmak istediğiniz önemlidir. Bu hedefinizi zihin gözünüzle net bir şekilde canlandırabiliyorsanız değişim yolculuğunuz başlamış demektir.
Peki yolculuk boyunca sizi kararlılıkla yolda ne tutacak? Süreç boyunca kendinizi doğru ve güçlü sorularla desteklemelisiniz. ‘Nereye doğru ilerliyorum? Hangi değerlerimi yanımda taşıyorum? Bu yolculukta hedefime ulaşmak için ihtiyacım olan başka neler var? Bir şeyler yolunda gitmediğinde nasıl başa çıkarım? Oraya ulaştığımı nasıl anlarım?’
Bu soruları cevapladıkça yolculuğunuz daha keyifli ilerleyecek ve aslında değişimin bir yolculuk değil yaşamın kaçınılmaz bir parçası olduğunu keşfedeceksiniz.
Sevgilerimle,