Bakmayın başlıkta bir türkü sözünü kullandığıma hiç birimizde (eski deyimle) "Türkü çığıracak hal galmadı." Yoksa hangimiz istemezdik cebimizde üç kuruş harçlık yokken bile dışarı çıkıp bu şehrin güzelliklerine dadanmayı?
Türkü olarak değil de çile olarak kullandım bu yazının başlığını. Sadece taştan da değil Adana’nın yolları; Çamurdan, balçıktan, tozdan, çukurdan…
Bir ara, sabık Büyükşehir Başkanlarımızdan birisi 'Adana’nın yolları baştan' diyerek PR yapıyordu ancak baştan yapılan yollar da ancak bu kadar oldu. Allah var, eski Başkan’ın hakkını yemeyelim biz her ne kadar; "Şehri geriyor, Vali’yle bile kavga ediyor, siyasi geleceği uğruna partisini bile terk ediyor, yanlış kişilerle/gruplarla yol yürüyor" derken o akıllı dokunuşlarla meğer ne büyük işler yapmış. Nasıl da rahatlatmış küçücük hizmetlerle şehrin trafiğini. Bugünkü hizmetleri (!) görünce anladık.
Demek ki şehre gerçekten hizmet etmek için öyle ajanslarla iş birliğine, algı yönetmeye çalışmaya, iş yapıyor gibi görünmeye gerek yokmuş?
Bugün özellikle Türkmenbaşı ve Öğretmenler Bulvarı başta olmak üzere yapılan kavşak düzenlemelerini görünce geçmişe rahmet okumamak elde değil. Gün geçmiyor ki trafiği rahatlatmak adına yapılan bu kavşaklarda bir kaza olup trafik daha da içinden çıkılmaz ve çekilmez hale gelmesin.
Sadece düzenleme yapılan kavşaklarda mı sorun var? Bir önceki başkan Hüseyin Sözlü döneminde başlanan ve 10 şeride çıkarılan Seyhan ve Yüreğir ilçeleri arasında ulaşımın en önemli noktalarından biri olan Girne Köprüsü'ndeki genişletme çalışmaları yıllarca sürdükten sonra geçtiğimiz yılın mayıs ayında tamamlanmıştı. Daha bir yıl dolmadan asfaltta çukurlar oluşmaya başladı ve yeniden yamandı.
Peki, Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğundaki diğer ana arterlerin durumu farklı mı? Mahallelerdeki büyük caddelere bir bakın Allah aşkına. Bana tek bir mahalle gösterebilir misiniz yolları doğru, düzgün ve yamasız olan?
Hadi yamayı anladık yahu bari Allah rızası için biraz matematik, biraz fen bilgisi ile rahatlıkla halledebileceğiniz rögar kapaklarının yoldan ya aşağıda ya da yukarıda kalmasını nasıl değerlendirelim?
Havsalamız almıyor ama hadi bunu da anladık diyelim peki yeni yapılan yollarda gelişi güzel yerlere konuşlandırılan kasislere ne diyeceğiz? Geçtiğimiz aylarda Seyhan’da asfalt çalışması yapılan bir caddede binaya özgü kasisler kondurulmuş. Okul geçidi değil, her hangi bir özel bölge (alan) değil. Bildiğiniz bir site önünden geçen yol. Sitenin sınırları gözetilerek başına ve sonuna kasis yapılmış. Öyle böyle kasis de değil üstelik. Küçük bir tepe gibi adeta.
Araç trafiği böyle de yaya trafiği çok mu düzgün sanki?
Düzeni bozulmuş kaldırımlar yetmiyormuş gibi bir de gelişi güzel konulan engeller var. Hele iş yerlerinin kaldırıma koydukları masa ve sandalyeler ile kaldırıma park edilen araçları da düşünürseniz yaya yollarında da ilerlemek maalesef büyük bir çileye dönüşüyor.
İnternet üzerinden bir araştırma yapın şehirle ilgili en çok şikâyetin bozulan araç ve yaya yolları nedeniyle olduğunu görürsünüz. Gerçi bu şehirde yaşıyorsanız araştırmaya da gerek yok. Her gün bu çileyi yaşıyorsunuzdur zaten.
Elbette bu sorun sadece Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğu altındaki yerlerde değil. Maalesef ilçe belediyelerimiz de bu konuda adeta Büyükşehir ile yarışıyor.
Son tahlilde belediyecilik noktasında efsane işler yapan, adını toplumun geneline rahmet ile andıracak bir belediye başkanı hatırlıyor musunuz?
Ben yaşadığım şehir ve ilçe (Seyhan) için böyle bir ismin son 40 yılda olduğunu söyleyemem. Belki de bu yüzden her geçen gün geriye doğru hızla yol alıyoruz.
Ben böyle yazdığım zaman bütün bu sorunları her gün yaşayan bazı insanlar ideolojik saiklerle itiraz edip bana sitem dolu mesajlar gönderiyorlar ama yapmasınlar. Yapıcı eleştiriler bu şehri bir yere taşıyacaktır. Aksi halde; "Herkes aya, biz yaya" ya da klasik deyimle "Herkes gider Mersin’e, Adanalı gider tersine."
Onlarca siyasi parti il başkanı ilçe başkanları bir o kadar gazeteci var ama şehrin trafiği hastanesi gibi onlarca sorunu olmasına rağmen hiç kimse bu konuları gündemine alıp tartışmıyor. Adana sahipsiz...