Ak Partililerin uzun zamandır sürekli tekrarladıkları bir şey var. Muhalefetin algı yaparak yalan ve dezenformasyonla halkı yanlış yönlendirdiğini söylüyorlar. Bunu bana söyleyen tüm Ak Partililere şunu soruyorum; Neden?
Gerçekten merak ediyorum. Diyelim ki her şey onların dediği gibi olsun. Nasıl oluyor da birileri yalan ve algıyla sizin gerçeklerinizin üstünü örtebiliyor?
Aslında cevap basit; Siz doğruları anlatamıyor, insanları söylediklerinize inandıramıyorsunuz. Çünkü yanınızda, yörenizde danışman diye gezdirdiklerinizin ne bu konuda bilgileri var ne de sahadan haberdarlar.
Sağda solda, üniversitede kaptıkları bir masa yüzünden işi biliyor sandığınız insanların bırakın algı yönetimi ve halkla ilişkileri dünyayı bilmediğini, medyayı okuyamadığını sizden ve kendilerinden başka herkes biliyor.
Her zaman söyledim, yazdım, paylaştım. Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bu yana milletimizin en çok teveccüh ettiği lider. Kurucu unsurları da dâhil kimseye nasip olmayan bir sürede iktidara mazhar oldu. Hem de her seferinde halkın oylarıyla iş başına geldi.
Allah var. Müthiş bir devrime de imza attı. Hayal edilen birçok şeyi gerçeğe dönüştürdü ama bununla birlikte özellikle yol arkadaşları ile yaşadığı ayrışmalar veya yeni yol arkadaşlarının kendisine uyum sağlayamaması, vatandaşa hizmet yerine aile efradına hizmet etmesi, bir kısmının milletin refahı yerine kendi kasasındakileri arttırması nedeniyle bir ara Ak Parti’nin oy oranları yüzde 25’lere kadar düştü.
Özellikle yerel seçimlerde aday seçimindeki yanlışlar yüzünden Ak Parti’nin kalesi olarak görülen yerler bile kaybedildi. Bu kendilerine hatırlatıldığında da dostlarını düşman bellediler, düşmanlarına hakaret ettiler.
Bu ülkedeki en büyük sorun eleştirilen insanların; "Bu eleştirilerde haklılık payı var mı?" diye düşünmeden eleştiri getirene saldırması ya da onu yanlış düşünmekle suçlaması.
Geçtiğimiz gün bir otelde ben de bunu yaşadım.
Biliyorsunuz CHP’li İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Eskişehir, Aydın, Antalya, Muğla, Mersin, Tekirdağ ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanları uzun zamandır farklı illerde buluşarak toplantılar düzenliyorlar. Bu toplantıların büyük çoğunda yerel yönetimlerde yaşadıkları sorunları anlatmaktan çok sanki alternatif ana muhalefet partisi gibi iktidara ve Cumhurbaşkanı’na eleştirilerde bulunuyorlar.
Ak Partililer de buradan esinlenerek aynı illerin Meclis Gurup Başkan Vekilleri ile bir basın toplantısı düzenleme kararı almıştı. Salı günü de Adana’ya geldiler.
Buradan itibaren birkaç itirazım var.
Birincisi bazı grup başkan vekilleri kendilerini 15 saniye ile tanıtarak başka tek bir cümle bile kurmadan toplantıdan ayrıldı. Türkiye’nin bir ucundan gelen bu insanların sadece 'boy göstermek' için orada bulunması tek kelime ile israftır.
İkincisi; Bu toplantı tarzını hangi aklı evvel icat ettiyse taklitçilik ve takipçilik olarak anlaşılacağını düşünmemiş. CHP'liler bir iş başlatmış Ak Partililer de peşinden gitmiş.
Üçüncüsü; Toplantıda gazetecilere soru sormaları için yeterince zaman ayırılmadı.
Dördüncüsü; Sorulan sorulara doyurucu cevaplar verilemedi.
Beşincisi; Toplantıyı yöneten başta Mehmet Tevfik Göksu olmak üzere bazı grup başkanvekillerinin gergin görüntüleriydi.
Kendilerine yerelde sürekli kan kaybetme nedenlerini sordum. Tabi beni tanımadıkları için soruyu gelişigüzel sorduğumu sandılar. Hemen rakamlardan örnekler verdiler. Oylarının azalmadığını aksine arttığını söylediler. Şu an en yakın rakipleriyle aralarında 10 puan fark olduğunu ifade ettiler. Kendisi ile 2019 seçimleri öncesinde program ve röportaj yaptığım Payas Belediye Başkanı ve Ak Parti Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Altan arama motorundan üç saniyede elde ettiği bilgiler ile benim tezimi çürütmeye çalıştı. Hâlbuki benim anlatamadığım ya da onların ısrarla anlamak istemedikleri ve bugünkü İstanbul’u, Ankara’yı, Antalya’yı ve birçok kenti, onlarca ilçeyi kaybetmelerine neden olan konuyu ısrarla görmezden geldiler.
Sonra iş polemiğe döndü. Onlar yüzdelik rakamlarla başarılı olduklarını iddia ettiler ben de kaybettikleri belediye sayısı ile başarısız olduklarını iddia ettim.
Aslında yazının başından beri tam da anlatmak istediğim bu. Eleştirilmeye gelmiyorlar. Hemen kızgınlıklarını ortaya koyuyorlar ve bunu sözlerine de yansıtıyorlar. Karşısındakilerin doğruluk payını düşünmüyorlar.
Ak Parti’de makam sahibi olanlara şunu sormak isterim; Recep Tayyip Erdoğan gerçeğini çıktığınızda kendi özgül ağırlığınız ne kadar bunu hiç muhasebe ettiniz mi? Edin sonra gelin yine konuşalım, Erol Olçok’tan sonra neden yalana, algıya yenildiğinizi… Hani gerçek algıyı/yanlışı yenerdi?
Kurucular daha çok yer verilmeli
Adana özeli için diyorum ak parti teşkilatı Yolda bulduklarını Yola çıktıklarına tercih etmeleri en başat sorundur parti kuruluşundan bu yana büyük emekler veren özgül ağırlığı olan insanların bir kenara itilmesi en bariz hataları
Helal olsun. Güzel gazetecilik örneği çıkarmışsınız.tebrik ederim