Size öğretilen her bilgiye körü körüne inanır ve doğruluğunu düşünüp, akıledip, araştırmazsanız beyninizi kiraya verdiniz demektir.
Okuduğu kitaplar, araştırdığı konular ilkokul kitaplarının ötesine geçmeyen güruh için bazı tabular vardır. Din gibi inanırlar onlara ve asla gerçeği öğrenmek için çaba harcamazlar. Hasbelkader bir ortamda doğru zannettiği bir konuyla ilgili farklı bir cümle duyduklarında da ezberletilmiş cümleleri papağan gibi tekrar etmekten başka bir şey yapmazlar. Sonra o kendilerine özgü cahil cesaretiyle konuyu kapatmak için olmadık hikâyeler uydurmaya devam ederler.
Bu durum inandıklarını tek bir kaynağa bağlı olarak öğrenen her ideoloji mensubu için böyledir.
Misal ülkemizde resmi tarih bir din gibi algılanır. Özellikle yakın tarihimiz hakkında yalanlarla dolu olan o kitaplar genellikle, kendisini okumuş/çağdaş olarak tanımlayan insanların başucu kaynak kitaplarıdır.
Bir ortamda ezberledikleri konunun dışında bir söz söyleyen olursa tartışmaktan da çekinmezler. Bu insanları tanımanın en güzel yolu şudur; cehaletlerini yüksek sesle bastırmaya çalışırlar.
Bir de Kur'an'ın deyimiyle; "Kitap yüklü eşekler" vardır. Bunların ilk guruptakilerden bir farkı vardır. Okurlar, her şeyi okurlar, dinlerler, konuşurlar. Bunun dışındaysa bu guruptakiler de inandıkları konuyla ilgili farklı bir düşünceyi asla kabul etmezler.
İşte bu ikinci gurupta yer alanlardan birisinin geçtiğimiz gün bir canlı yayın sırasında ifade ettiği sözler beni bu yazıyı yazmaya itti. Yunanistan’ın terör örgütlerine destek verdiğini ifade ederken geçmişte de Çerkes Ethem Bey üzerinden aynı şeyleri yaptığını ifade etti. Yani Ethem Bey’e de dolaylı yoldan terörist demiş oldu.
Ethem Bey, Kurtuluş Savaşımız sırasındaki kahramanlıklarıyla başta Mustafa Kemal ve İsmet İnönü olmak üzere herkesin takdirini kazanmış bir askerdir.. Bazı hatalarıyla birlikte henüz düzenli ordumuz yokken kendi askerlerini düzenli ordu haline getirmiş, atlı süvarileri ile iç isyanları bastırırken dış düşmana da kök söktürmüş kahraman bir komutandır.
"Çerkes Ethem vatan haini değildir. Cesur ve inançlı biri. Hiç evlenmedi. Kendini bu işe adadı. Yarı eğitimli kişiliğinin gururu muhtemelen milletvekili ağabeylerinin de etkisiyle İsmet Paşa'yla çekişti. Ters tarafa düştü. Cezalandırılacağı korkusuna da düştü.Bir tarafa sığınmak zorunda kaldı. Bilinçli bir şekilde Yunan'a sığınma durumu yok. Yunanlılarla bir olup saldırma gibi bir olay da yok. Bu vatan ihaneti değil. Zaten kendisi çok büyük isyanları bastırmış ve önemli işler yapmış biri. Herkes vatan haini diyerek bu işler olmaz bu kez gerçek vatan hainlerini es geçiyoruz."
Bu cümleler ünlü tarihçi İlber Ortaylı'ya ait. Bir de daha sonra yurda dönmesi istenilen ve affedildiği söylenilen Ethem Bey’in kendi dilinden hatıralarına bakalım;
"Suçlular affedilmeyi kabul eder, ben suçlu değilim. Aziz vatan için herkesten önce yola çıktım, mevki ve şeref düşünmedim. Bu durumda dönmektense iftiraya uğramış bir mağdur olarak ölmeyi tercih ederim. Bugün dahi sebeplerini bilmediğim için izahtan mahrum olduğum sebeplerle memleketim, vatandaşlarım ve tarih huzurunda ihanetle tescil edilmiş durumdayım. Kesinlikle ithamların ağır mesuliyetine layık bir günahkâr değilim; fakat gerçekleri tarafsız bir mahkeme huzurunda izah edebilecek miyim? Hayır. O halde gurbette devam edecek ve gurbette öleceğim. Ta ki akıbetim günün birinde o ilk günlerin tarihini yazmak isteyen kimselerin dikkatini çeksin ve meseleyi baştan sona ele alsınlar. Belki çok hatalarım olduğunu, fakat asla vatan haini olmadığımı tespit etsinler."
Aslında bu konuyu çok daha farklı kişilerden, özellikle de aynı dönemde yaşamış ve tarafsız olarak meseleyi değerlendirmiş siyasetçi, gazeteci, askerlerin hatıralarından örnekler vererek daha da uzatabilirim ancak Ethem Bey’in vatana ihanet etmediğinin belgelerini görmeyi bırakın o döneme dönüp görme imkanı olsa bile resmi tarih âşığı yobazların fikirlerinin değişmeyeceğini biliyorum.
Sadece İzmir’in işgali sırasında Yunanlılara karşı ilk hezimeti yaşatan kişilerin başında olduğunu ve TBMM’ye yönelik tüm isyanları bastırdığını söylesem bile yeterli olur Ethem Beyi’in kahramanlıklarını anlatmaya ama biliyorum ki resmi tarih goygoycuları görmek, duymak ve bilmek istemezler.
Bütün bunlara rağmen, sırf dönemin güç odaklarıyla anlaşamadı ve onların siyasi oyunlarına yenildi diye mensup olduğu bir milleti hain olarak nitelendirmek için adının önüne koydukları sıfatı ile Çerkes Ethem Bey’i ve hatta daha sonra hain ilan edilen aslında gerçekler ortaya çıksa kahraman diye bilinenlerle hain diye bilinen çoğu kişinin yer değiştireceği aşikâr olan kişileri rahmet ve minnetle anıyorum.