Adana’nın merkeze en yakın ve merkezin dışında nüfusu en kalabalık olan ilçelerinden birisi olan özellikle bulunduğu konum itibariyle gözde ilçesi Ceyhan'da sular durulmuyor.
Ceyhan gerek ulaşılabilirliği, gerek hükümet yatırımları içerisinde bir enerji üssü olarak konumlandırılması, gerek uygun coğrafyası ve tarihi misyonuyla herkes için önemli bir yerleşim alanı.
Öyle bir ilçe ki Ceyhan, Adana dışında yaşayan insanlara;"Adana'ın bir ilçesini söyle" deseniz sanırım Seyhan'dan sonra Ceyhan'ın ismini söyler insanlar.
Bu kadim ilçe uzun yıllardır hep tartışmaların odağında yer alıyor. Anlaşılan o ki bir süre daha bu odaktan ayrılmayacak.
Ceyhan’da bugün yaşanan sorunları doğru bir şekilde analiz etmek için biraz geçmişe gitmek gerekiyor. Öyle çok uzağa da değil belki 30 belki 40 hadi diyelim 50 yıl öncesine.
Adana'nın o eski şaşalı günlerinde yani tarımın, sanayinin, kültürün, ticaretin en önemli kentlerinden birisi olduğu, hayatın sıradan bir şekilde devam ettiği değil adeta aktığı, kısacası Adana’nın Adana olduğu o günlerde Ceyhan, göçle gelen nüfusun ilk durağıydı. Zaten en büyük yanlış da burada başladı. Her gelen, kanun nizam dinlemeden bir gecede dikti evi ve bu çarpık yapılaşmaya kimse ses çıkarmadı. Hatta her seçim öncesi çıkarılan aflarla adeta ödüllendirildi kenti keşmekeşe kurban edenler. Tabi burada kendine rant çıkaran etkili ve yetkili, atanmış ve seçilmiş insanları da unutmamak gerekiyor.
Adana’nın gözbebeği ilçelerinden birisi olan Ceyhan her geçen yıl daha tanınmaz hale geliyordu. En çok da ilçeye katma değer sağlayanların rahatsız olduğu bu durumu düzeltmek yerine daha da karmaşık hale getirmeye başlayanlar yüzünden kent, terörün Adana’daki merkezi konumuna bile gelmişti.
Sokaklarında bölücü terör örgütü ve lideri lehine sloganların yükseldiği, terör örgütü yandaşlarının gösteriler düzenlendiği, güvenlik güçlerinin şehit edildiği, her türlü kirli işin döndüğü bir ilçe haline geldi Ceyhan.
Hal böyle olunca yerel yöneticiler de ilçeyi bir siyaset malzemesi olarak kullanmaya başladı. Öyle ki FETÖ'nün de gözünü diktiği enerji havzası konumundaki Ceyhan’da arsalarla ilgili rant devşirme planları önce siyasi çekişmeye sonra aleni kavgalara döndü. Ak Parti tarihinde belki de ilk kez Ak Partili bir Belediye Başkanı hakkındaki suçlamalar dolayısıyla görevden alındı ve hapis yattı. İşin tuhaf kısmı Alemdar Öztürk, hakkındaki suçlamaların hiç birisinden ceza almadı. Öztürk'ü birileri,'Sözlerini dinlemediği için' cezalandırmak istediler ve amaçlarına ulaştılar.
Yine FETÖ'cüler marifetiyle gerçekleştirilen MİT TIR'ları operasyonuyla FETÖ'cüler tam ikinci golü atıyorlardı ki dönemin kudretli Valisi Hüseyin Avni Coş onlara bu fırsatı vermedi ancak ilçe yine çok büyük bir yara almıştı.
Sular duruluyor, her şey yoluna giriyor derken son yerel seçimde Ceyhan tarihinin en yüksek oylarından birisini alarak ilçeye başkan seçilen Kadir Aydar hakkındaki iddialar Ceyhan'ı yeniden gündeme getirdi. Aydar görevden alındı.
Belediyedeki yolsuzluk iddiaları nedeniyle geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen operasyonda ise aralarında Kadir Aydar ile aktif olarakhala görev yapan Başkan Yardımcılarının da olduğu kişiler hakkında gözaltı kararı verildi.
Şimdi yönünüzü hangi tarafa çevirseniz oradan farklı bir ses geliyor.
İktidar kanadı, Belediye'de bir rüşvet çarkı kurulduğunu söyleyerek siyasi bir çıkar sağlamaya çalışırken muhalefet ise konuyu aynı sığlıkta değerlendirip "Bizimle uğraşıyorlar" havasına indirgiyor.
Ben geçmiş tecrübelerimden yola çıkarak önümüzde Alemdar Öztürk örneğini de göz ardı etmeden biraz daha meselenin aydınlatılması gerektiği tarafındayım. Şimdilik bu meseleyle ilgili yayın yasağı getirilmesini doğru bulsam da en kısa zamanda sorumlu makamların bir basın açıklaması yaparak konuyu kamuoyuna net bir şekilde açıklaması gerektiğini düşünüyorum.
Eğer rüşvet operasyonu ile ilgili yayın yasağı olmasa yazacak çok şey vardı aslında ama biz kurallara uyalım ve devletin yapacağı açıklamaları bekleyelim. Günün geldiğinde elbet biz de eteğimizdeki taşları dökeriz.