Çarşamba akşamı Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği tarafından düzenlenen 2019 Yılı MedyaOscarları Ödül Töreni vardı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen törende kazananlara ödülleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verildi.
Tören ile ilgili düşüncelerimi birazdan yazacağım ama ilk duyduğumda da ödüller verilip de törenle ilgili haberler gelmeye başladığında da aklıma takılan bir şey vardı; Törenin adı neden oskar?
Biliyorsunuz, Akademi Ödülleri veya popüler adıyla Oscar Ödülleri’nde verilen heykele verilen isim Oscar. Bir söylentiye göre Amerikalı oyuncu Bette Davis'in heykelciği ilk kocası Harmon Oscar Nelson ile özdeşleştirmesi sonucunda, başka bir söylentiye göre ise Akademi'nin kütüphanesinde görevli Margaret Herrick'in heykelciği amcası Oscar'a benzetmesi ile ödülün adı Oscar olarak kaldı.
Hani, biz her konuda yerli ve milli işlere tevessül edecektik. Hani, batı bizim kılavuzumuz olamazdı? Öyleyse neden basit bir törenin ismi bile batının düzenlediği tören adıyla aynı?
Her neyse, geçelim törenle ilgili düşüncelerime; sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, ödül töreni dostlar alış-verişte görsün tarzında düzenlenmişti.
Ödül alan kurum ve kişilere bakın tek bir tanesi bile hükümete muhalif isim değil. Hepsi mümkün olduğunca hükümetle ilgili ballı-kaymaklı işler çıkaran kişi ve kurumlar. Daha birkaç yıl önce o dönemlerde hükümete yönelik eleştirel işlere imza atan ve Yiğit Bulut ile ilgili ‘yalakalık’ göndermesinde bulunan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan bile ödül aldı diyeyim de siz anlayın neyin ne olduğunu. Açıkçası ben Ahmet Hakan’ı son dönemdeki en başarılı isimlerden birisi olarak görüyorum ama merak ediyorum bir-kaç yıl önceki hadi daha açık yazayım Aydın Doğan’ın şaşalı dönemindeki muhalif yazılarını bugün yazabilme cesaretini gösterse, hükümeti eleştiren televizyon programları yapsa bu ödülü alabilir miydi?
Bana göre açık ve net; Bu ödül töreni objektif kriterlerden uzak, hakkaniyet ölçülerine riayet edilmeden, hükümetin ‘bizden’ diye nitelediği isimleri taltif etme töreniydi. Ancak sanmayın ki hükümet değişmiş olsa ve şuan muhalefette olanlar devleti yönetse farklı olurdu. Onlar da yine kendi adamlarına vereceklerdi ödülleri.
Aslında o kadar uzaklara gitmemize de gerek yok objektif kriterler ve hakkı teslim etme noktasında. Yerelde düzenlenen yarışmalara bakın basın veya diğer sektörler hiç fark etmez. Hepsi kendi gibi düşünen insanları önceleyen, diğerini ötekileştiren, jüri üyelerinin daha yakından tanıdığı isimlere verir ödüllerini.
Ankara’da değil, İstanbul’da da bu iş böyle Adana’da da. Örneğin benim de üyesi olmaktan gurur duyduğum Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nin verdiği Basın Özendirme Yarışması’nda ödül alanların bir kısmı özellikle de çeşitli adlar altında ‘özel’ denilerek verilen ödülleri alanların çoğu hak ederek mi alıyor o ödülleri, yoksa başka nedenlerle mi? Pekiyi, ‘Onur Konuğu’ olanlar hangi objektif (!) kritere göre seçiliyor?
Her zaman yazdığım, söylediğim bir şey var; Tarafsızlık koca bir balon. Herkesin bir tarafı var ve o tarafta ne ürün çıkıyorsa ondan nemalanıyor. Olan bizim gibi ne İsa’ya (as) ne Musa’ya (as) yaranabilenlere oluyor. Umurumuzda mı? Bakayım? Vallahi değil.
EN SON NE ZAMAN
Güzel bir türkü ziyafeti çektiniz kendinize?
Sinemaya gidemiyor olsak da yalnız başınıza güzel bir film izlediniz?
Kendinizle baş başa kalıp hayatınızın bir muhasebesini yaptınız?
ÖZLEMEDİNİZ Mİ?
Ailenizle birkaç günlüğüne de olsa tatile çıkmayı
Gece yarılarına kadar süren Kalabalık dost sohbetlerini
Virüs belasını düşünmeden Sevdiklerinize sımsıkı sarılmayı