İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.
Allah’tan geldiğimize ve bireysel ya da kitleler halinde yeniden O’na döneceğimize dair İlahi bir beyan…
Müslümanlar için acziyetin ancak aynı zamanda varılan yerin azametinin ve merhametinin de yüceliğini ifade eden bir cümle…
Ağızların tadını nasıl da bozuyor adı ölümün ancak biz o kutlu tavsiyeye rağmen nasıl da hiç anmadan ölümü, sanki sonsuza dek yaşayacakmışız gibi umarsızca tüketiyoruz ömrümüzü. Hâlbuki büyüklerimiz şeb-i arus (düğün günü) derler o güne. Biz ise ya lanetliyoruz ya da kara gün deyip geçiyoruz. Aradaki fark bizim yaşayış şeklimiz ile mi ilgili?
Bazen isyanlardan isyan beğenip salıyoruz gökyüzüne. Belki aklımız başımızda olsa etmeyeceğimiz lafları ardı ardına sıralıyoruz isyan namına. Oysaki o acziyete teslim olursa büyüyor ve dinginleşiyor insan. İşte o zaman anlıyor o ana kadar yaşadığı her güzel ya da kötü şeyin mutlaka bir sonunun olduğunu. Ölümden öte köyün/durağın olmadığını…
Bazen de normal zamanlarda saçma bulacağımız ne bahanelerin ardına sığınıyoruz kendimizi avutmak için. Sevdiğimiz insanın ölüm şekli, günü, mezar yeri, katılanların çokluğu vs…
Ailemiz açısından çok uzun süren bir hazan mevsimi yaşıyoruz. Güneşe hasret kaldı gönlümüz. Ruhumuzun dinlenmeye, gönlümüzün felaha ihtiyacı var ancak imtihan devam ediyor bizim için. Kısa aralıklarla ne çok parçasını bitirdik canımızın.
Son olarak korona salgınına da bir şehit (inşallah) vermiş olduk. (Öyle ya, inancımız o ki; şehit sevabı verilir salgından, yangından, selden ve amansız hastalıktan ölen Müslümanlara.) Çaresizliğimizi bir kez daha yüzümüze vurdu bu illet hastalık.
Allah’tan geldiğine elbet iman ediyoruz hayrın da şerrinde. Zaten bizi ayakta tutan en önemli etmen imanımız ancak dünya genelinde yaşanılanlara, konuşulanlara, yazılanlar, çizilenlere bakılırsa bu meselenin bir de 'doymayan' insan boyutu var. İşte veylimiz onlara. Kahrımız ve isyanımız da…
Farkında olmasalar da onlar da ölecek yakında. Biliyorum ki ilk insanın yaratılmasıyla Kabil ve Habil’den beri devam eden bu kirli savaş da devam edecek sonsuza dek. İnsanlığın var olduğundan bu yana şahit olduklarımıza bakarsak iyiler mutlaka kazanıyor/kazanacak ancak kötüler de görev olarak üstlendiklerini yapmaya devam edecek.
Üzerine bombalar yağdırılmış, bütün ailesini kaybetmiş o dünyalar güzeli Suriyeli çocuğun yaptığı gibi; kötüleri Allah’a şikâyet etmekle yetiniyoruz şimdilik sadece ancak o büyük gün geldiğinde kapanacak hesap. İşte o gün hesap görenlerin en hayırlısı olan Rabbimiz bizim adımıza soracak hesabımızı ve alacak haklarımızı.
Yok oluş sanılan ancak gerçekte bir var oluş hikâyesine kapı aralayan ölüm tüm insanlığı gelip bulduğunda o gün bizim için yeniden doğuş olacak. Defterlerin dürüleceği, hesapların kapanacağı ve mazlumun zalimden hesap soracağı o günü bekliyoruz sabırsızlıkla.
Aynı sabırsızlıkla bekliyoruz, sevdiklerimize yeniden kavuşacağımız, onlarla yeniden hemhal olacağımız o büyük günü... Bizi sadece güzelliklerin bulacağı ve sonsuza dek vaat edilen nimetlerin bize sunulacağı o büyük günü. O zamana kadar başımıza gelen her musibette söylemeye devam edeceğiz; Allah’ım doğrusu bize vereceğin her hayra muhtacız. Bize kaldıramayacağımız yükü yükleme ve emanetini geri alırken onu hakkıyla koruyan ve hakkıyla sana teslim eden kullarından eyle bizi.
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.