Adana pek çok konuda olduğu gibi istiklal ve istikbal mücadelemizde de öncü şehir olmuştur. Ordumuz, 1918 yılının Ekim ayının son haftası Afrin Katma bölgesinde son zaferini İngilizlere karşı kazanarak 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasıyla Katma’dan Adana’ya gelmişti. Mustafa Kemal; 5 Kasım 1918’de 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa’ya emir vererek, İskenderun Körfezi’ne çıkacak İngiliz ve Fransızlara karşı ateş emrini verdi.
Yani bu şu demek; Kurtuluş Savaşı’nın ilk ateş emri Adana’dan verildi.
Mustafa Kemal daha sonra bu olayı; “Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü, bu memlekette, bu güzel Adana'da doğmuştur” sözüyle de tasdikliyor.
Bu sözü hepimiz biliriz, konuşuruz, hep bu söz aklımıza gelir ancak nedense kimsenin aklına Kurtuluş Savaşı’nın başlamasına vesile olan bu muhteşem şehrin destansı mücadelesiyle ilgili, 5 Ocak’la ilgili bir film çekip dünyaya servis etmek gelmiyor. Geliyorsa da uygula(ya)mıyor.
Belgeseller bile bir elin parmağını geçmeyecek sayıda ve maalesef onların da büyük çoğunluğu bu zaferin yüceliğini anlatmaktan çok uzak.
Geçtiğimiz günlerde Ova Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yürekli bir istişare toplantısına davet etti. Bu yazıyı da o toplantının ardından yazmaya karar verdim.
Yürekli öncülüğünde bir heyet Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılını bir dizi etkinlikle kutlamaya hazırlanıyorlarmış. Bu etkinlikleri üç güne yaymak istediklerini söyleyen Yürekli; Adana'nın kurtuluşunun 100. yıl etkinlikleri adında bir internet sitesi kurduklarını da söyleyerek yapmayı planladıkları etkinlikleri şöyle sıraladı;
Şair ve belgeselci Mustafa Yürekli, "Bayrak Şairi" Arif Nihat Asya'nın hayatını anlatan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen "Kanatları Arayanlar" belgeselinin yönetmenliğini üstlendi.
Bir başka belgesel projesi de "5 Ocak Adana'nın Kurtuluşu" adını taşıyor.
Bununla birlikte bir sempozyum ve bir panel düzenlemeyi de düşünüyorlarmış.
Bitmedi; açılacak fotoğraf sergisi ile geçmişinden uzaklaşan gençleri gerçeğe çekmek ve yaşanılanları en doğru şekilde belgeleriyle anlatmak istiyorlar.
Ayrıca düzenlenecek olan fotoğraf, kısa film, kompozisyon, resim ve şiir yarışmaları ile kamuoyunun da bu etkinliklere katılmasını sağlayacaklar.
Bir de içerisinde Adana’ya has türkü ve şarkıların yer alacağı müzik dinletisi sunmayı düşünüyorlar.
Ova Yayıncılık’ın Adana Eyüp Sultan Sosyal Bilimler Enstitüsü ile birlikte şehrin önde gelen akademisyen, STK temsilcileri, siyasetçi ve iş adamlarının da katılımıyla düzenlenmeyi planladığı bu proje tam anlamıyla gerçekleştirilebilirse müthiş bir farkındalık oluşturabilir.
Burada en önemli iş Adana Valiliği’ne düşüyor. Sayın Valimiz Süleyman Elban elbette Adana’nın 100. kurtuluş yıldönümüne yakışan bir program tertip edecektir ancak bunun ötesinde resmi programların dışında düzenlenecek program ve etkinliklere de destek vermesi gerekir.
Açıkçası ben projeyi duyunca heyecanlandım. Sadece Valiliğin değil başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediyelerinin de bu organizasyona destek olmasını isterim.
Şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yıldönümünde resmi kurumlar ve STK’lar el ele vermeli ve dosta düşmana Adana’nın farkını göstermeli.
15 Temmuz’un yıldönümünde düştüğümüz yanlışa 5 Ocak’ta düşmeyelim. Gelin bu muhteşem zaferin 100. Kutlamalarını adına yakışır, öncü şehre yakışır bir şekilde kutlayalım. 5 Ocak’ın bir bürokrasi etkinliğine dönüşmesine izin vermeyelim. Başta Adana Valiliği öncülüğünde halkın, özellikle de gençlerin katılımını sağlayacağımız etkinlikler yapalım. Sayın Valimiz bu etkinliklerin tamamına destek versin. Kurtuluş coşkusu tüm şehre yayılsın. Bunu başaracak etkimiz de yetkimiz de var.
KURTULUŞ KILINÇ'I KUTLUYORUM
................