Türk siyasi tarihinin en önemli ekollerinden birisi olan Milli Görüş’ün temsilcilerinden Saadet Partisi uzun zamandır bir kırılma yaşıyor.
Seçimlerdeki aldığı oy oranı ile kamuoyunda ve siyasetteki özgül ağırlığı arasında adeta bir uçurum olan Saadet Partisi artık yeni bir dönemecin eşiğinde.
Parti içinde bazı guruplaşmalar var. Açıkçası ben bu guruplaşmaların en çok Saadet Partisi'ne zarar vereceğini düşünsem de partinin içindeki gurupların başındaki 'büyükler' belli ki böyle düşünmüyor.
Genel Merkez bazı yerlerde tepeden inme bir şekilde il ve ilçe başkanlarını görevden alarak yerine kendi belirlediği isimleri atadı. Adana da o illerden birisiydi ve bugün de partinin il kongresi var.
Genel Merkez tarafından partiyi kongreye götürmesi için görevlendirilen ve kongrede Genel Merkez Adayı olarak seçime katılan Musa Ahmet Kaya ile Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Çelebi Keyhıdır İl Başkanlığı için yarışacaklar.
Bu yazının yayınlandığı gün (eğer kongre ertelenmez veya iptal edilmezse) yeni başkan da belirlenmiş olacak. Ertelenme ihtimali de var iptal edilme ihtimali de ancak Pazar günü öğlene kadar bu ihtimallerle ilgili bir gelişme olmayınca ben de bu yazıyı yazma gereği duydum.
Dün, hem mevcut Başkan Musa Ahmet Kaya ile hem de başkan adayı partinin Adana’daki 'Dayı'sı Çelebi Keyhıdır ile konuştum. Hatta ömrünü Milli Görüş'e vakfetmiş, kimsenin olmadığı zamanlarda partisine sahip çıkmış, gerçek bir gönül adamı, azledilen sabık İl Başkanı Mustafa Gözütok ile de konuştum.
Bu konuşmalarla ilgili izlenimlerime gelince;
Musa Ahmet Kaya kendi listesinin kazanacağından emin. Ona bu güveni veren şey ise Genel Merkez tarafından görevlendirilmiş olması. Özellikle Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun konuşması sonrasında kendisini tercih edecek partili sayısında artış olacağını düşünüyor.
Ben konuşmamız sırasında cümle içerisinde birkaç defa; "Karşı liste" deyince beni uyardı. "Bizde karşı liste yok" dedi. Partide tecrübeli (özellikle yaşlı demedi) isimlerle genç isimleri bir araya getirecek bir liste hazırladığını ve Adana'yı Saadet Partisi'nin kalesi yapacaklarını söyledi. Yine dikkatimi çeken şeylerden birisi de kendisini yenilikçi olarak lanse ettiğim cümleme itiraz etmesi oldu. "O ağabeylerimiz ne kadar gelenekçiyse ben de o kadar gelenekçiyim" dedi. Kendisinin etrafında tek liste ile seçimlere gidilmesi konusunda bir arzusunun olduğunu da söyledi.
Çelebi Keyhıdır da kucaklayıcı bir konuşma yaptı. "Biz sonuç ne olursa olsun Saadet Partisi içinde kalmaya ve Milli Görüş'e hizmet etmeye devam edeceğiz" cümlesi en çok aklımda kalan cümlesiydi. Neden karşı bir liste çıkardıklarını sorumu ise; "Parti içerisinde yaşananlara karşı çıkan arkadaşlarımız bize bu sorumluluğu bir vebal olarak yüklediler" cümlesiyle yanıtladı. Tek liste konusunda da şunları söyledi; "Biz partide gençleri görmek istiyoruz. Onlarla da yol yürümek istiyoruz ancak bunu yaparken de değerlerimizden taviz vermeden, Milli Görüş’e yaraşır bir şekilde yapalım istiyoruz. Kongrede benim başkanlığım onaylanırsa diğer listedeki arkadaşlarımızı da partimize küstürmeden, onları da yanımıza alarak seçimlere hazırlanmak en büyük dileğimiz."
Eski Başkan Mustafa Gözütok her zamanki temkinli üslubunu dünkü konuşmamızda da sürdürdü. "Ağlamak, dert yanmak benim özelliğim değil. Benim üzerinde durduğum konu Milli Görüş’ün devam ettiği bu çatı altında partimizin yara almamasıdır" diyen Gözütok bugünkü durumun kendisini üzdüğünü ifade etti.
Gözütok’a hangi adayı desteklediğini sordum. O da; "Ben böyle zamanlarda bazı kişilerin kenarda durarak olanları gözlemlemesinin ve ağabeylik yapmasının önemli olduğunu düşünüyorum o yüzden kenarda durmak istiyorum. Tek liste olursa harika olur ancak çift liste olursa kötü olur" dedi. Musa Ahmet Kaya ile görüşmesinde olumlu bir izlenim edindiğini Çelebi Keyhıdır'ın ise her zaman olduğu gibi bugün de dik bir duruş sergilediğini ifade etti. Gözütok, sonuç ne olursa olsun dün de bugün de Milli Görüş dediklerini yarın da Milli Görüş diyeceklerini söyledi.
Başkanların kendisini listelerine yazmak istemesi durumunda ne yapacağını sorduğumda ise bunun olmasını istemediğini ancak kongre saatinde bazı şeylerin netleşebileceğini belirtti.
Saadet Partisi tabanını Adana’da en iyi tanıyan gazetecilerden birisi olarak şunu söyleyebilirim ki bu kongre birçok şeyin başlangıcı olabilir.
Es geçilmemesi gereken iki durum var. Birincisi; Çalışkan Ailesi’nin durumu. Rahmetli Süleyman Çalışkan’ın canıyla ve malıyla Milli Görüş'e ömrünün son anına kadar hizmet ettiğini herkes bilir. Bu yüzden Çalışkan ailesinin kimi destekleyeceği önemli.
İkinci önemli husus ise ilçe başkanlarının kimi destekleyeceği. Açıkçası Musa Ahmet Kaya da Çelebi Keyhıdır da bu konuda iddialı.
Bazı ilçe başkanları bu konudaki tercihlerini açık bir şekilde yazmasa da net bir şekilde belli etti. Saadet Partisi'nde yaşanan değişim/dönüşümün hangi boyuta ulaşacağını kestirmek güç ancak Milli Görüş tarihindeki önemli dönemlerden birisine şahitlik ettiğimiz de malum.
Bugünler bana yaklaşık 20 yıl öncesini, Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının 'Yenilikçiler' adıyla Fazilet Partisi içerisindeki mücadelesinin yaşandığı günleri hatırlattı. Onlar partide değişim istiyordu. Partinin gelenekçi kanadı ise buna gerek olmadığını söylüyordu. Erdoğan ve arkadaşlarının (yenilikçilerin) adayı Abdullah Gül kongrede Necmettin Erbakan’ın (gelenekçilerin) adayı Recai Kutan’a karşı kaybedince Fazilet Partisi’nden ayrılmış ve Ak Parti’yi kurmuşlardı.
Şimdi de tarih (sanki tersten) tekerrür ediyor. Bu kez Genel Merkez değişmek istiyor. Yıllarca Milli Görüş'e hizmet etmiş bir gurup ise adeta; "Biz kendi kozamızda kalacağız" diyerek Genel Merkez'e direniyor.
Değişim isteyenler mi yoksa öze dönüşü savunanlar mı kazanacak bilmiyorum ama Saadet Partisi'nin diğer illerdeki seçimlerine de emsal olacak bir kongre yaşanacak bugün. Genel Merkez'in adayı Ahmet Musa Kaya kazanırsa diğer iller de Genel Merkez’in adaylarına sahip çıkacak Çelebi Keyhıdır kazanırsa birçok ildeki gelenekçilere ümit ışığı olacak ve illerde, ilçelerde iki belki üç listeli kongreler yaşanacak.
Saadet Partisi’nin geleceğini Adana İl Kongresi belirleyecek yazmak yanlış olmaz sanırım.
Pekiyi 2018 yılındaki son genel seçimlerde yüzde 1,3 oy alan 2019’daki son yerel seçimlerde Adana’da 1,9 oy alan Saadet Partisi'nin Adana İl Kongresi neden bu kadar önemli?
Başta da yazdım ya; Saadet Partisi oy oranı bakımından beklenen düzeyin altında ama özgül ağırlığı çok yüksek bir parti. Şu da bir gerçek ki Ak Parti iktidardan düşse bile Türkiye’yi yine muhafazakâr bir ismin liderliğindeki kadrolar yönetecek. Bu kadrolar belki de yine Saadet Partisi'nden çıkar. Olmaz mı?