Biri açılırken ikisi kapanan otoban bağlantı yolları, henüz iki yıl önce yapıldığı halde çöken karayolu ve son günlerde yeniden gündeme gelen 'Avrupa’nın çöplüğü Adana' haberleri nedeniyle ortaya çıkan tartışmalar hepimize bir kez daha bu güzel kentin sahipsiz olduğunu gösterdi.
Sahipsiz Adana cümlesi zamanla klasikleşti ve deyim oldu. Şimdilerde atasözü vasfına ulaşma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu sözü ilk kez 1992 yılında henüz ortaokula başlamış bir öğrenciyken Adana Demirspor’un Galatasaray’ı konuk ettiği karşılaşmada görmüştüm. O karşılaşmada göğüs reklamı bulamayan Demirspor karşılaşmaya göğsünde Sahipsiz Adana yazısıyla çıkmıştı. O dönemde büyük yankı uyandırsa da zamanla hepimiz gördük ve şahit olduk ki Adana gerçekten sahipsizmiş.
Otoyoldan Türkmenbaşı Bulvarı’na bağlantı kavşağı, tamamlanmasına rağmen yaklaşık 6 ay boyunca açılmamıştı. Bunun üzerine kavşağı uzaylıların açacağına dair espriler dahi üretilmişti. Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar 26 Mart’ta bir paylaşım yaparak Türkmenbaşı kavşağının açılmasının Hüseyin Sözlü döneminde yapılan protokol nedeniyle mevcut Kasım Ener - Alparslan Türkeş ve Tellidere - Mavi Bulvar Otoyol bağlantılarının kapatılmasıyla mümkün olduğunu belirtmişti. Türkmenbaşı açılıp diğer iki kavşak kapatılınca da Adana Büyükşehir Belediyesi hesaplarından uygulamanın yanlış olduğunu ve Adana’nın hakkının arandığına dair paylaşımlar yapıldı.
Karayolları Genel Müdürlüğü de Adana Büyükşehir Belediyesi ile imzalanan protokole uygun bir şekilde işlemlerin yapıldığını, uygulamanın trafik güvenliği açısından hayata geçirildiğini ve Adana Büyükşehir Belediyesi’nin vatandaşı yanlış bilgilendirdiğini açıkladı. Hatta Adana Büyükşehir Belediyesi alternatif üretmemekle suçlandı.
İki taraftan ise hiç ses çıkmadı. Birisi bu protokole imza atıldığı ifade edilen dönemde Başkan olan Hüseyin Sözlü diğeri de oda ve borsa başkanlarının ana muhalefet partisinin sözcüsünü ağırlaması üzerine çok sert tepki gösteren Ak Parti Adana İl Başkanı Mehmet Ay’dan.
Öncelikle şunları soralım; Karayolları bir kavşağın açılması için iki kavşağın kapatılmasının trafik güvenliği ile nasıl bir bağı olduğunu neden açıklamaz? Konu,'teknik bir neden' denilerek geçiştirilecek kadar basit bir şey mi?
Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna 3 yıl önce oturan Zeydan Karalar yanlış olduğunu savunduğu protokolle ilgili bu süre zarfında ne yaptı? Karalar bu protokolden ne zaman haberdar edildi?
Hüseyin Sözlü sosyal medyayı iyi kullanan bir siyasetçi. Çoğu zaman sosyal medyadan insanlarla polemiğe dahi giriyor. Bu konu, bu kadar önemsiz bir mesele mi ki günlerdir sessizliğini koruyor? Böyle bir protokole neden imza atıldığını niçin açıklamıyor?
Mehmet Ay konuyla ilgili neden elini taşın altına koymuyor? Konuyu muhataplarıyla görüşüp çözüme bağlasa hem partisi için hem Adana için önemli bir kazanım olmaz mı? Gerçekten oda ve borsa başkanlarının muhalefet partisi temsilcisiyle görüşmesinden daha mı önemsiz Adanalının çilesi?
Bu kısır tartışmalar iki yıl önce yapılan ve geçtiğimiz günlerde çöken karayolu konusunda da yaşandı. Yol Karayolları’na mı ait, Büyükşehir’e mi? Tartıştıkları konu bu. Yolun çökmesi, vatandaşın mağdur olması hiçbir yöneticinin umurunda değil sanki.
Peki, katı atık meselesinin yeniden gündeme getirilmesine ne demeli? Daha önce çöp konusyla ilgili iki yazı yazmış bir kişi olarak soruyorum; Katı atık meselesini sürekli gündeme getirenlerin amacı gerçekten Adana mı? Konu elbette önemli ancak sürekli gündemde tutulmasının katı atık bertaraf tesislerinin başka bir şehre taşınması projesinin bir ayağı olabilir mi?
Kurumlara ceza kesmek yetiyor mu? Katı atık tesisleri yeterince denetleniyor mu?
Çöp meselesi bu kadar çok konuşulurken Türkiye’de en çok kazana sektörlerden birisi olan katı atıkçılar neden bu kadar sessiz. Neden bu firmalar çıkıp da bir basın açıklaması düzenlemez? Neden basın mensuplarını tesislerinde misafir ederek konuyu aydınlatmaya çalışmaz? Korktukları bir şey mi var?