Zeydan Karalar'ın medya ve tanıtım ekibi birçok zaman yaptıkları videolar ve hazırladıkları görsellere taraflı tarafsız her kesimden insandan takdir gördü. Belki de bu yüzden Zeydan Başkan'ın Seyhan Belediye Başkanlığı'ndaki aslında beklenenden düşük performansına rağmen Zeydan Karalar çok büyük bir farkla Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu.
Yalnız bu koltuğa sanırım ekipteki bazı isimler hazır değildi ki bu sefer işler istedikleri gibi olmadı. Yapılamayan hizmetlerin nedeni kamuoyuyla tam olarak paylaşılamadı, işçi maaşları bir önceki dönemdeki gibi ödenmez oldu (ki belediye işçilerinden Zeydan Karalar'a oy verenlerin çoğu bu yüzden vermişti) ve meclis toplantıları hizmetlere yönelik alınan kararlarla değil de diğer partilerden meclis üyeleri ve belediye başkanlarıyla laf kavgalarıyla gündeme geldi.
Başkan Karalar'ın seçimin hemen ardından yaptığı balkon konuşmasında bile teşekkür ettiği bu ekip şimdiye kadar yaşanan bütün olumsuzlukları bir şekilde tolere etti. Fakat Öğretmenler Günü nedeniyle hazırlanan afişler nedeniyle sağcısından da solcusundan da, liberalinden de siyasetle hiç işi olmayandan da tepki gördüler. Böyle bir şey gerçekten gerekli miydi bilmiyorum ama en kibar tabiriyle bu kez baltayı taşa vurdular.
Öyle ya en çok da CHP'lilerin kullandığı bir terimdi kutuplaşma ama bu kez kutuplaşmaya imza atan kendileriydi. A SINIFI başlığı attıkları görselde çoğu dünyaya kendileri gibi bakan, aynı ideolojiye sahip insanları A Sınıfına koydular diğerlerini ise görmezden geldiler. Üstelik içlerinde öyle sanatçılar var ki onların fiziki olarak ulaştıkları noktaya bu afişi tasarlayanların hayalleri bile ulaşamaz..
Benim asıl merak ettiğim şu; Bu görsel Zeydan Karalar'a da gösterilmiştir. Deneyimli bir siyasetçi olan Başkan Karalar'ın bu afişin yol açacağı sıkıntıları ön görmemesi imkânsız. Peki, nasıl oldu da buna onay verdi? Hadi o yoğunluktan gözden kaçırdı ve onay verdi (belki de görseli hiç görmedi) onca basın danışmanı neden Başkan'ı uyarmadı?
Yoksa bu afişi tasarlayanlar, onay verenler ve şehrin her noktasına asılmasına müsaade edenler Başkan'a sorma ihtiyacı bile hissetmiyorlar mı? Eğer öyleyse durum vahim ancak amaçları toplumu sanatçılardan başlayarak kamplaştırmak ve bunu Başkan Zeydan Karalar üzerinden yapmak ise daha vahim.
YENİ SİSTEMDEN SONRA YENİ FOTOĞRAFLARA ALIŞMAK
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi örneklerini daha önce sadece batılı ülkelerde gördüğümüz ve halk arasında 'sabah başka akşam başka' şeklinde ifade edebileceğimiz söylem, eylem ve birlikteliklere şahit olmamızı da sağladı.
Geçmişte Süleyman Demirel'in meşhur 'Dün dündür bugün bugündür" söylemini unutmuş değilim elbet ama seçim zamanlarının dışında o sözler hep söylemde kalmış ve çok da fazla eyleme dönmemişti.
Şimdi ise her gün başka şeyler söyleyen, bugün dün söylediklerinin tam tersini ifade eden, dün hakaret ettiklerine bugün iltifat eden, dün selam vermediklerini bugün sarılıp öpen siyasetçiler görüyoruz.
Bu fotoğraflardan biri de geçtiğimiz gün ortaya çıktı. Başbakanlığı döneminde Ahmet Davutoğlu'na en sert muhalefeti yapan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve AK Partilileri Milli Görüşe ihanetle suçlayan Temel Karamollaoğlu, Parti kurma hazırlıkları içinde olan Ahmet Davutoğlu ile çok samimi pozlar verdiler. Hatta grup toplantılarında Davutoğlu için demediğini bırakmayan Kılıçdaroğlu; "Siyasi hayatta duyduğum en güzel söz" diyerek Davutoğlu'nun sözlerine yer verdi.
Ben bu sahnelerin artarak devam edeceğini düşünüyorum. Üstelik bunun da kötü olmadığı kanaatindeyim. Tüm siyasetçiler dün ne derse desin bugün kendi dünya görüşüne (yada siyasi emellerine) göre düşündüklerini ifade edecek ve sonunda halk 'her zaman olduğu gibi' en doğrusunu kimin söylediğine sandıkta cevap verecek.
BİLİYORUM DEME
* Sezai Karakoç'u da bilmiyorsan şiiri...
* Mesut Uçakan'ı da bilmiyorsan sinemayı...
* İsmet Özel'i de bilmiyorsan edebiyatı...
* Ömer Karaoğlu'nu da bilmiyorsan müziği...
NE DERSEN NE OLMAZ
* Bu benden şu karşıdan dersen siyaset...
* Hep benim dediğim olsun dersen aşk...
* Aman sen de dersen arkadaşlık...