Adana öncü şehir. Hep böyle denmiştir. Evet, birçok konuda öyleydi. Bir zamanların pamuk ağalarının bol olduğu şehirdi.
Bu şehirde kimse aç kalmazdı. Bu şehir kendine kış gününde bile misafir olan kimseyi üşütmez korurdu. Bu şehre “Fakir” gelen, şehirden “Zengin” olarak ayrılırdı. Bu şehrin zaten plakası bile “01”dir.
xxx
Ya şimdi sigara, tütün ve uyuşturucu ile gündemde. Bu maddelere çocuk ve çocuk yaştakiler kolayca ulaşmamalı. Sadece uyuşturucuya değil, sigara ve tütüne de kolayca ulaşılmamalı.
Sokakta bile bunu ilkokul seviyesinde yani küçük yaşta sigara kullananları görüyoruz. Görüyoruz, sadece seyrediyoruz, ikaz edecek olsan zaten dinlenmiyorsun. Dinleyende kendine göre bir cevap veriyor.
İşte burada yine görev, aile ve idarecilere düşüyor.
xxx
Uyuşturucu ticaretini yapan mutlu. Bu işle uğraşanlar payına düşeni kar olarak kasasına koyuyor. Komisyon alan mutlu. Kuryelik yapan mutlu. Yevmiye alan mutlu. Taşıma yapan mutlu.
İşin garip tarafı satın alan da mutlu. Çünkü oda kendi ifadesiyle kafayı buluyor. Günün stresinden kurtuluyor.
xxx
Üzülen kim? Anne, baba, bacı, abi, dost ve sevenleri…
Toplum ve mahalle…
Birçok aile bu konudan mustarip… Ailede sıkıntı var, ıstırap var. Aile sızlıyor. Aileler gözyaşı döküyor.
xxx
Belki şu denebilir, uyuşturucu uluslararası bir iştir. Dünya’da, ülkemizde hatta şehrimizde bu işten para kazananlar var. Var ki, bu olay şiddetle ve hızlıca maalesef şehrimizde de hızla yayılıyor ve kullanıcı sayısı hızla artıyor.
Birileri bu işten para kazanırken, bu öncü şehrin kıymetli evlatları ise uyuşturucu yüzünden sağlığından, malından, ailesinden oluyor.
Nice ocaklar sönüyor. Gülen değil hızla ağlayanlar çoğalıyor. Bu konuda ilk sıralarda bu şehir olmamalı.
Üzerine görev düşen kimseler, önce aileler, komşular, arkadaşlar, idareciler ve herkes üzerine düşeni yapmalı. Üzerimize düşeni yapalım ki, çocukları için ağlayan aileler çoğalmasın.