Yol olmalı, yanında yolcuda. Büyüklerimiz; yol yolcusuz, yolcuda yolsuz olmaz der.
Yola yolcu, yolcuda yola soluk katar. Yolun soluğunda akar gider yolcu. Yol öyküsünü çok dinlemişsinizdir. Adım adım giderken yolda, Adımlar yola düşer , yola düşen acaba yolun soluğu mu?
Bizlerde bir yolcu olarak gönderildik bu dünyaya..Unutmayalım ki; Yolcu değişir, yol değişir, ama menzil değişmez. Menzile giderken, Doğru, dürüst ve ahlaklı olmak lazım. Dürüstlük insanın sahip olduğu en önemli erdemlerden bir tanesidir. Dürüst olmak verdiği sözü yerine getirmek. Ne yapıyorsa yapsın işi ile sözü bir olmalı.
Dürüstlük ile yalan aynı yerde olamaz. Dürüst insan hata yapmışsa, hatasını anladığı an bunu kabul eder. Dürüst insan başkalarını kandırmaz. Gelin günümüze bir dönelim. Kişi ve kişileri dinlediğimiz zaman dürüstlük kavramı daha çok önem kazanıyor. Dürüst insanlara rastlamak eskiye göre daha zor.
Toplumun dürüst insanlara ihtiyacı var.
Gelin biz bir yerden başlayalım. Biz dürüst olalım, yol arkadaşımız dürüst olsun .
Dürüstlük ise sözde değil, davranışımız da, sözümüzde hal ve hareketimizde olmalıdır. Bunun akabinde ise güven gelir. Dürüstlük ve güvenin olmadığı yerde, yalan vardır. Yalanı olan kişileri kim sever.
Onlara, malını emanet etmez, sözüne inanmaz. Öyle bir yol arkadaşın olsun ki,
Sırat köprüsünden hatasız ve günahsız geçmen için çaba sarf etsin. Yolcuya bakıp, yolunu tanıma. Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver. Vahim olan, yolun yolcusuz olması değil; asıl vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır; Yol arkadaşın öyle olmalı ki; unuttuğunda hatırlatacak, düştüğünde kaldıracak, doğru yoldan ayrılmana izin vermeyecek.
Bir yol var ki, adamı yola getirir, yol var ki, doğru yoldan ayrı koyup yoldan çıkarır. Çünkü yolsuz olmaz. Yola girmeyen, yolun sonundakine ulaşamaz. Yolun O’na çıksın istiyorsan, yola çıkmalısın!
Kalın sağlıcakla