İmanın lezzeti ve tadı, Allâh'ı hoşnut etmek için kişinin gözünü çevirip bakmadığı haramdan daha tatlı ve daha hoştur. Çünkü Allah için bir şeyi terk eden kimseye Allah Teâlâ o terk ettiği şeyden daha hayırlısını verir.
Gönül, güzel şekillere bakmaya tutkundur. Göz ise onun gözcüsüdür. Gözcüsünü etrâfında olan şeyleri görmesi için görevlendirir. Göz, manzaranın güzelliğini haber verirse bakması için onu tahrik eder. Çoğu zaman bu uğurda kendisi yorulduğu gibi gözcü ve elçisi olan gözü de yorar. Nitekim şâir bu konuda şöyle demiştir:
“Ne zaman gönlün için gözcü edersen gözünü Yoracaktır seni seyreylediğin manzaralar Tâkatin yetmeyecek bakmak için pek çoğuna Pek çoğundaysa gözün mıhlanacak hep nâçâr
Gözüyle her şeyi inceleyip araştırmayan gönül, her şeyi görmeyeceği için onları elde etme arzusunu kapılmaktan kurtulur ve rahat eder. Bakışlarını serbest bırakıp her şeye bakan kimse ise gördüğü her şeyin hasretini çeker. Çünkü bakış sevgiyi doğurur.
Gözün baktığı şeyle kalp arasında bir ilgi oluşur. Daha sonra bu ilgi güçlenir tutkuya dönüşür. Kalp artık tamâmıyla ona yönelmeye başlar. Bir müddet sonra bu tutku fevkalâde bir hâl alır. Alacaklısının peşini bırakmayan bir borçlu gibi kalpten ayrılmaz. Sonra daha da güçlenir karşı konulmaz bir aşk olur. Daha sonra daha da güçlenir ve kara sevdâ olur. O, kalbin içine nüfüz eden sevgidir." Daha da güçlenirse insanı kul-köle eder. Araplar sevginin bu derecesine “kölelik” derler. Nitekim aşkın zillete düşürdüğü zavallılar hakkında “Aşk, onu köle etti” deyimini kullanırlar. Kezâ Allâh'a tapınan kişi hakkında da “Allâh'a ibâdet etti” derler.
İşte kalp, kölelik edilmeye lâyık olmayan kimselerin kölesi hâline gelir. Bütün bunların vebâli ise göze aittir. Kalp onun yüzünden esârete düşer. Hükümdar iken köle, hür iken mahpus olur. Gözünün cefâsından yakınmaya başlar. Ancak gözü ona şu cevâbı verir: Ben senin gözcün ve elçinim. Beni sen gönderdin!
Allah sevgisinden uzak kalplerin imtihânı işte böyle çetindir. Kalbin bir sevgiliye bağlanması kaçınılmaz. Eğer yegâne sevgilisi, ilâhı ve taptığı Allah olmazsa mutlakâ Allah'tan başka birine bağlanıp ona tapınır.
Kalın sağlıcakla