Hayat bir imtihandır. Müslüman imtihana her zaman hazır olmalıdır.
Müslümanların başına gelen felakete sadece münafıklar sevinir. Hayat her gün aynı şartlarla sürmez. İmtihanda bazen kolay sorular çıkar yani kolay günler olur, bazen de zor sorular çıkar yani zor günler olur.
İslam dini diğerkâmlık/din kardeşini düşünme, onun empatisini yapma, kendini onun yerine koyma dinidir. Komşun ağlıyorsa sen gülemezsin. Arkadaşının derdi varken ona şaka yapamazsın. Bir kişi iflas etmişse buna sevinemezsin. Hayat bazen çetin olur. Çetin günlerde sabır devrede olmalıdır. Sabır her şeyin ilacıdır.
*
Eşim bu hastalıktan iyileşirse Ankara’nın fakirlerine dağıtmak üzere bir koçu kurban kesip dağıtmayı adıyorum.“ diye adak adadım. Eşim, Elhamdulillah iyileşti. Ama biz şimdi Bursa’da yaşıyoruz. Adağımı koyun olarak Bursa’da kessem ve buranın fakirlerine dağıtsam olur mu?
Evet, caizdir. Adak, insanın bir musibetten kurtulması veya bir nimete nail olması üzerine, kendisine vacip olmadığı halde bir ibadeti yerine getirmek için Allah’a (cc) söz vermesidir. Adanan şey olursa o zaman kul Allah’a verdiği sözü yerine getirmelidir. Bu, şartlar uygunsa yerine getirilir. Uygun değilse şehirlerin, kişilerin farklı olmasının dinimiz açısından bağlayıcılığı yoktur. Hatta adanan kurban küçükbaş hayvansa koç yerine koyun veya keçi kesilebileceği gibi, büyükbaş kurbana da hisse olarak girilebilir. Ancak büyükbaş hayvan kurban olarak adanmış ise yerine küçükbaş hayvan kurban etmek caiz değildir. (H.Çınar)
*
Kabir azabı yoktur, diyorlar. Bu doğru mudur?
Hayır, doğru değildir. Kabir durağı vardır ve Hak’dır. Kur’an ayetlerinin işareti ve hadis-i şeriflerin delaletiyle sabit bir konudur. Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur. Münker ve Nekir melekleri kabre konulanlara sorular soracaktır. Doğru cevap verenler için bir pencere açılacaktır ve cennet gösterilecektir. Yanlış cevap verenler için cehennem kapıları açılacaktır. Tabi bu durum dünyadaki iman ve amellerimiz ile ilgilidir. Allah’a (c.c) ve Rasulüne iman eden ve salih amel işleyenler için kabir durağı huzur ve mutluluk yeri olacaktır. İnanmayanlar için ise kabir durağı azap yeri olacaktır.
*
İhtiyaç sahibine zekatımı verince; “Bu benim zekatımdır.“ demem gerekir mi?
Hayır, gerekmez. Zekat vermede niyet, zekatın sıhhatinin (geçerliliğin) şartlarından biridir. Niyetin kalben yapılması kafidir. Dil ile söylenmesi gerekli değildir.Fakire zekat verirken kişinin niyeti kalben zekat olur. Ancak diliyle bunun hibe veya bağış olduğunu söyleyerek de verebilir. Fakiri, muhtacı “Bu benim zekatımdır, fitremdir.“ diyerek, mahcup etmemek gerekir.
Zekat için mal ayırırken veya fakire verirken (temlik ) içimizden niyet etmemiz yeterlidir. Hatta para veya mal fakirin elindeyken de niyet etsek caizdir. Ama fakir, verdiğimiz parayı veya malı kullanmış ise, artık zekata niyetimiz caiz olmaz.
*
Allahım! Faydasız ilimden, ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten, kabul olunmayan duadan sana sığınırım.
Kalın sağlıcakla.