Bende İmam-Hatip Lisesi mezunuyum…
Neden bugün bunu yazıyorum.. Bu hafta imam-Hatipler haftası da ondan. O günleri şöyle bir hatırlarsak. Biz Adana İmam-Hatip lisesinde yatılı idik, yatılı okullar tabir caizse Askerliğe, arkadaşlığı ise Asker arkadaşlığına benzer.
Yatılı okurken etüd vardı, o etüdlerde hocalarımız bizlere çok emek verdiler, bizi hiç yalnız bırakmadılar. Çünkü burada o hocalarımız için zaman mefhumu yoktu, gece geç saatlere kadar yatılı olduğumuz okulda yeni adıyla etüd, eski adıyla mütalaalarımızı yapardık.
Okulumuz mezunları arasında siyasetten bürokrasiye, iş dünyasından sivil toplum faaliyetlerine kadar her alanda çok önemli başarılara imza atmış isimler var. Okulumuzda insanları başarıya yönlendiren bir ruh, bir maya ve bir iklim vardı.
Çünkü buradan, Belediye başkanları yetişti, milletvekilleri yetişti, ve daha niceleri ama şunu da hemen belirteyim ki, bizler için Ölü yıkayıcısı olacaksınız ..neden buralara geldiniz denirdi. Ölü yıkama bile aşağılanıyordu o zamanlar.
Ama ne ölü yıkayıcısı buradan ilim adamları, nice akademisyenler, profesörler yetişti. Bu okullara milletimiz, yok edilmek istenen değerlerine sahip çıkmak için sahip çıktı. Bu okullar öncesi cenaze yıkayacak insan yoktu, cenazeler ortada kalıyordu.
O Dönemlerde Allah Rızasını her şeyin üzerinde tutan büyüklerimiz ülkenin dört bir yanında yollara düşüp kapı-kapı dolaşarak halkımızı bu okulların inşasına ve ihyasına katkıda bulunması için davet ederek çaba sarf ettiler. Ne yapmamışlar ki, sırtlarında çimento torbası taşıma, demir bükerek, duvar örerek, boya-badana yaparak imam hatip liselerinin inşaatlarında çalışmışlar.
Hele benim bir hocam vardı ki, O’nun dersi geldiği zaman benim için o gün çok sıkıntılı bir gündü. Hiç yazılılarda iyi bir not alamazdım, yani zar zor geçerdim. Normalde başarılı bir öğrenci idim her dönem Teşekkür ve takdirim vardı. Bir sıkıntılı dersim vardı Fransızca.
O dersin hocası Merhum Hilmi Topal’ dı ama benim diğer derslerde başarılı olduğumu öğrendiği için benim sınıf geçmem için elinden geleni yapardı.
Öyle bir nesil vardı ki, ele avuca sığmayan öğrencilerin okuduğu bir dönemde,yan evin bahçesinden okulun duvarlarına sarkan meyve ağacından tek bir meyve koparmayacak ahlakta gençler yetiştirmiştir bu okul..
Evet, Bu okullar böyle bir nesil yetiştirebilirse veya yetiştirebiliyorsa.. Ne mutlu o öğrenci ve öğretmenlere.. Selam ve dua ile…