Önce ne yapacağımız değil çünkü o vakit daha gelmedi. Ne yaptığımız ise ortada, ona bir beraber baksak.
Kişi ve kişiler, belediye başkanı, belediye meclis üyesi seçiliyor. Güzel bir şey bu millete hizmet etmek, yapılan hayırlı işlerde hayır dua almak.
Hatta geçen günlerde uzun bir süredir Büyükşehir Belediye Meclis üyeliği yapan , bir meclis üyesine bu kadar uzun süredir belediye meclis üyeliği yapıyorsunuz, keramet nerde ve neden vazgeçilmezsiniz?
Aldığım cevap "Telefonum 24 saat açık” vatandaşsın hizmetindeyim dedi.
Bu cevap inandırıcımı ne dersiniz?
Bence değil ama sizin görüşünüz nedir bilemem.
Seçilen belediye başkanlarının yanında Belediye Meclis Üyeleri de seçiliyor.. Bir yerde bir yanlış ve hata varsa Belediye Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri ve konu ile alakalı bürokratta konulardan ve attığı imzalardan sorumlu olmalı..
Bir yaşlı amca diyor ki, Devlete zarar verenler yıllar geçse de, o zararları kendi paralarından ödemeli, bakın bakalım o zaman atacağı imzaya nasıl dikkat edecek.
Amca haklı değil mi?
Hani her Adanalının ağzından düşürmediği bir metromuz var devamlı borç ödüyoruz borcun ne zaman biteceği de şu an belli bir zamanı göstermiyor.
İşte o borcu bitmeyen metronun istasyonları yağan yağmur sayesinde hem hastane hem de akıncılar istasyonu tavandan akmaya başladı, bu da kaygan zeminden dolayı, engelli, yaşlı ve diğer vatandaşları mağdur ediyor.
Burada bir ihmal var mı? Varsa bunun zararını kim ödeyecek?
Yoksa zaman aşımımı olacak veya sadece Belediye Başkanı sorumlu olurken imzası olan o dönemin belediye meclis üyeleri bu konudan muaf mı olacak?
Metro demişken engelliler, yaşlılar için yapılan asansörler Fatih durağında ki istasyon birçok kere çalışmadığı ve vatandaşın tabiri ise bu hatayı örtmek için ise asansör üzerinde "Bakımda" yazması, vatandaş bu yazıya inanmıyor.
Kimse iline hizmet edenleri aciz göstermez en azından biz yapmayız ama aciz yapılan işleri de nasıl alkışlayalım.
Yapılan iyi bir hizmeti kim yapar ise onu alkışlamak ve tarafsız şekilde takdir etmek boynumuzun borcudur. Bu konuda birçok kurumun basın bürosu aracılığıyla haber akışı oluyor ama yapılan yanlışı kimse kabul etmiyor.
Ülkemizde genel muhalefet algısı var. Neden tarafsız bir şekilde yanlışa yanlış, doğru işe doğru demiyoruz.
Samimi olmak lazım.
Samimiyet pahalı bir mülktür, satılık kalemlerde, kiralık kameralarda ve sahibi belirsiz çehrelerde bulunmaz ki.
Kişi hizmet siyaseti yapmalı. Eleştiren, hakaret etmeden eleştirmeli, öven ise Abartmadan gerçeği görerek yapmalı bunu.
Kişi, kuduz itini parlatıp, yağız atında ise kusur aramamalı. Hepimiz aynı gemideyiz. Asıl olan makamları işgal edenlerin işlerini düzgün yapıp yapmaması meselesidir.
Burada Makam sahipleri yarın ne yapacağım değil de, dün görevde iken ne yaptım diye düşünmeli.
Yarın gelmedi onun hesabı verilmeyecek ama dün yaşandı onun hesabı verilecek.
Dünün hesabını alnı ak olarak verecek olanları tebrik ediyorum.
Kalın sağlıcakla.