Öfke, hemen yanımızda. Hatta o kadar yakın ki içimizde. İçimizde olmasına rağmen bazen kontrol edemiyoruz?
İçimizde ama kontrol nasıl olacak? Bunu sağlamak kolay mı? Bir tarafta saldırganlık durumu var. Öfkenin saldırganlık durumuna geçmemesi lazım.
Ama bu her zaman öyle olmuyor. Arkadan gelen araç şoförü öfke ile kornaya basıyor, yani kızıyor selektör yapıyor ve öfke hat safhaya ulaşıyor.
Öndeki araç şoföründen bu öfkeyi yatıştırıcı ve öfkeyi kontrol edici hareket beklemek olur mu?
Olursa o kazanır. Çünkü arkadaki saldırgan davranışına devam ediyor. Birilerinin burada öfkesine hâkim olması lazım.
*
Öfke de acizlik var. Öfke de zarar verme var. Öfke de yalnızlık var. Öfke de endişe var. Bunlar öfkenin kaynağını oluşturuyor.
*
İnsan öfkeyi tamamen yok etmeyebilir. Belki, ama öfkeyi frenleyerek çevreye zarar vermesini önler. Çünkü öfke, doğaldır. Öfke, geçici bir duygudur, her insan yaşar. Burada önemli olan sinirimizin ve öfkemizin saldırgan davranışlara ve kine dönüşmemesidir.
*
Bazen öfke kontrol edilmezse haklı olduğunuz durumda bile haksız duruma düşebilirsiniz. Sinirinizi doğru bir şekilde ifade edememeniz, geri dönülmesi imkânsız durumlara ve pişmanlıklar yaşamanıza sebep olabilir.
Öfkenizi sağlıklı bir biçimde aktarabilmek için önce kendinizi tanımanız ve isteklerinizi bilebilmeniz gerekir. Öfkeli insan bazen olayları istemeden de olsa abartılı ve çarpıtılmış olarak algılayabiliyor. Öfkeli insanlar genellikle düşünmeden olayın üzerine gidiyor.
Aklına gelen ilk şeyi söylüyor. Öfke anında neden derin bir nefes almıyor veya alamıyoruz. Yaşam da her zaman engeller vardır,
Bunun akabinde ise öfke var. Önemli olan bu öfkeyi kontrol edebilmektir. Peygamber efendimiz (sav) ne tavsiye ediyor. Onun bildirdiğine göre öfkeli insan ayaktaysa oturmayın.