Sadaka İslam dininde ayrı bir yere öneme sahiptir. Allah’ın insana verdiği nimetlerden bir başkasının faydalanmasından daha değerli ne vardır?
Samimi bir Müslüman ve kul bunun bilincinde olur ve paylaşmasını bilir. Rabbim, Şu mübarek ay ve günlerde bizleri bu bilinçle paylaşan kullardan eylesin. (Amin) Bu zaten kulluk bilincinde olan her insan(Müslüman) için geçerlidir.
Çünkü Kur’an-ı Kerim’de de açıkça belirtildiği gibi bir insanın sahip olduğu veya olabileceği her şey aslında Allah’a aittir. Yeryüzündeki her şey insanlar için sadece bir imtihan aracıdır. Bu yüzden sahip olunan malların sadaka olarak verilmesi birçok ayet ve hadis ile Müslümanlara (Burada dikkat etmek lazım kişi Müslüman’sa buna uyacak kardeşim) buyrulmuştur.
*
Sadaka; “Sıdk” kökünden türeyen bir kelimedir.
İslam dininde önemi Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetler, Peygamber Efendimiz tarafından buyrulan hadisler ve sünnet ile oldukça açık bir şekilde ortaya konmuştur. Allah rızası için Allah’a yakınlaşmak, şükretmek ya da farklı amaçlar ile hiçbir karşılık beklemeden ihtiyaç sahiplerine yapılan her yardım aslında sadaka olarak tanımlanmaktadır.
Yani kişi ihtiyaç sahibine yardım ederken aslında Dinimize göre bir görevi ifa ediyor. Yani fakir fukaraya bir lütuf değil, dinin emirlerini yerine getiriyor bir Müslüman olarak.
*
Fıtır Sadakası, halkımız arasında fitre diye bilinen fıtır sadakası (sadaka-i fıtır); insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrüdür.
İslam Dinine göre, zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen her Müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır
Yani Fitre, Nisap miktarda mala sahip yani dinen zengin sayılan bütün Müslümanların Ramazan ayına ulaşmanın bir şükrü olarak verdikleri Müslümanlar için vacip olan sadakadır.
Dinimize göre aklı başında, ergenliğe ulaşmış ve dinen zengin sayılan her Müslüman bir farz olarak zekât sadakasını vermek ile yükümlüdür. Aynı şekilde fitre de Müslümanlar için vacip yani yerine getirilmesi gereken ibadetlerden biridir.
*
Fidye niçin verilir?
İhtiyarlıktan veya iyileşme ümidi olmayan bir hastalıktan dolayı tutulamayan oruçların ilerde kazası yapılamazsa bedel olarak fidyesi verilir. Eğer oruç tutacak sağlığa kavuşursa fidye vermiş olsa bile orucu tutması farzdır.
Bu durumda verdiği fidye ise sadaka olur. Kişi fidye vermeden vefat ederse bıraktığı mirastan borçlar çıktıktan sonra geriye kalanın üçte biriyle ödenir. Yetmezse varislerin insafına kalmıştır. Fidyeyi verip vermemek de serbesttirler. Bu gibi işleri ölüm sonrasına bırakmamak gerekir. Ölüm her an gelebilir. Bu konuda vasiyet etmek iyi olur.
Bir fidye bir fitre miktarıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bulunan Din İşleri Yüksek Kurulu her yıl fitre miktarını tespit eder. Fidye bir kişiye de birden fazla kişiye de verilebilir. Fidye, kendilerine zekât verilen fakirlere verilir.