Ramazan’ı takip eden Şevval ayında altı gün oruç tutmanın dinimizde yeri var mıdır?
Evet, vardır ve sahihtir. Ramazan ayından ve bir gün olan bayramından sonra, Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehabdır. Sanki Ramazan’la beraber bütün yıl oruç tutulmuş gibi sevap alınır.
Ayrıca Ramazan ayında tutulan oruçlardaki kusur ve noksanları telafi eder. Yani, kıyamet günü farz ibadetlerde meydana gelmiş noksanlıklar, nafile ibadetlerle giderilecektir. Bu altı gün, peş peşe tutulacağı gibi ara verilerek tutmak da caizdir. Şevval orucunu ara ara tutmak faziletlidir.
Bu altı gün Ramazanda tutulamayan oruçların yerine olmaz. Ramazanda tutulamayan oruçlar için kaza niyeti yapılır. Şevval’in altı günü için ise nafile niyeti yapılır. Her ikisine birden tek niyet geçerli olmaz.En doğrusu önce varsa kazaları bitirmek sonra altı günü tutmaktır.
*
İmam cemaate öğlen namazını kıldırıyorken ikinci rekatın secdesinde yetiştim. Ayağa kalkmalarını beklemeli miyim? İmama nerde uymalıyım? Namazı nasıl tamamlamalıyım? Sehiv secdesi gerekir mi?
İmam hangi rükündeyse niyet ve iftitah tekbirinden sonra imama uyarsınız. Size, ilk rekatı kaçırdığınız için *mesbuk* (rekat kaçıran) denir. *Niyetten sonra ayakta namaza başlama tekbiri alırsınız ki bu tekbiri ayakta almak şarttır.* Sonra imam secdede olduğu için siz de tekbir getirip secdeye varırsınız. Rükusunda yetişemediğiniz için 2. rekatı da kaçırmış olursunuz.
Bundan sonra 3. ve 4. rekatı imamla kılar, son oturuşta imam soluna “Es selamu...” deyince ilk iki rekatı kılmak için ayağa kalkarsınız. Sübhaneke, Euzü-Besmele, Fatiha ve ilave bir sure okur, rükû secde ile kaçırdığınız 1. rekatı kılarsınız. Sonra kalkar, Besmele-Fatiha ve Zamm-ı Sure okur kaçırdığınız 2. rekatı da tamamlar, son kadeyi yaparak selam verirsiniz. Sehiv secdesi yapmazsınız.
(HÇ)
*
Babanın kendisine iyi davranmadığından hatta kalbini kırdığından, eziyet ettiğinden dolayı çocuklarından birini mirastan mahrum bırakmak amacıyla evlatlıktan çıkarması caiz midir?
Hayır, caiz değildir. Bir kimsenin mirastan mahrum kalma sebepleri farklıdır. Bunun yanında evlatların baba ve anneye iyi davranmamaları, dinin gerekli gördüğü konularda yardımcı olmamaları, onları incitip, kalplerini kırmaları vb. büyük günahtır. Şüphesiz dinimize göre ebeveynin evlatları üzerinde, evlatların da onlar üzerin de hakları vardır. Her Müslüman üzerine düşen görevi yerine getirmek mecburiyetindedir.
Anne/babanın bu sebeplerden dolayı çocuklarını evlatlıktan çıkarmaları ve mirastan mahrum bırakmaları caiz değildir. Bundan dolayı bir kimsenin böyle davranan bir çocuğu için; “vasiyetim olsun, şu çocuğuma, bıraktığım mirastan vermenizi istemiyorum” sözünün hiçbir hükmü yoktur.
Kalın Sağlıcakla