Siz ister, idareci, yönetici, müdür, başkan deyin. Belki mülki idare amiri de aklınıza gelebilir. Atalarımız ne derdi; İdareciliğin mektebi yoktur. İdareci kabiliyetli değilse, yaşamı, eğitimi , kültürü ve "inanç" noktasında. Helal, haram ve Allah korkusu yoksa bu idareci nasıl olur.
İdareci, kendini pişirecek. Kendini hizmet ettiği vatandaşın yerine koyacak. Bu olmazsa tek başına diploma yetmiyor. İşini iyi yapan yok mu? Var. Zaten var olmasa, daha neler kaybedilir..
Merhum Recep Yazıcıoğlu vali hakkında yazılan bir yazıya göz atalım. Gümüşhane’den muhtar kızının evi Erzincan depreminde yıkılınca, muhtar devletin
deprem mağdurlarına vereceği evi almak için kızının yanına gider. Kızını alır, valilik binasına çıkarlar, öğlen arası olduğu için ellerinde evraklar beklemeye başlarlar.
Bu arada kot pantolonlu, yakası açık gömlekli biri gelir. "Amca buyur" der.
Muhtar derdini anlatır. Kot pantolonlu adam evrakları alır bir odaya gider, bir kaşe basar, diğer odaya gider başka bir evrak alır, doldurur, deftere kaydeder. En son kapısında "Valilik" yazan odaya girip çekmeceden bir mühür alarak kağıtlara mührü basar ve muhtardan da imzalamasını ister.
Muhtar, biraz da çekinerek, Yeğenim çok sağol ama vali bey sana kızmasın. Yok amca kızmaz. Sağ ol yavrum, adın nedir senin? Recep benim adım amca. Yoksa sen vali Recep Yazıcıoğlu musun? He ya. Bu millet kendine hizmet edenleri unuturmu..?
(Mekanı cennet olsun)
"Bir kadın Halife Ömer bin Abdulaziz'in evini sordu, halifenin hanımına derdini anlatacaktı. Gösterilen evin avlusundan girdiğinde çatısı yıkılmış eski, sıvaları dökülmüş bir ev gördü, şaşırdı ve o esnada halifenin hanımı Fatma binti Abdulmelik geldi. Avlunun kenarında bir adam da çamur karmış duvarları sıvıyordu. Kadın, halifenin hanımına; "Bir şey diyeceğim ama şu adam bize bakıyor, sanki bizi dinliyor gibi" dedi. Fatıma; "O Emirülmüminin Ömer'dir." dedi.
Hayretten ağzı açık kalan kadın "Burası emirülmüminin mi evidir? Burası bir harabedir." dedi. Halifenin hanımı şu ibretlik cevabı verdi; "Halifenin evi harabe gibi olduğu için halkın evi mamurdur, eğer halifenin evi mamur olsaydı halkın evleri harabe olurdu."
( Miftahu's Saade, s. 350)
İdareciler, İnsanları sevmelidir. Başarılarını her zaman Allahü teâlâdan, hezimetlerini günahlarından bilmelidir.
Kalın sağlıcakla