Unutmayalım ki, Bu fâni dünyada birer misafir olarak bulunuyoruz.
Gözümüzü çevirdiğimiz her yerde Allah’ın nimetlerini görüyoruz.Her nefeste O’nun bize bağışladığı hayatı yaşıyoruz. Biliyoruz ki bütün bunlar bizim içindir.
Bir an için duralım ve sahip olduğumuz nimetleri şöyle bir hatırlayıp saymaya çalışalım. Rabbimizin bize bağışladığı bunca nimetler arasında şükretmenin ayrı bir yeri olduğunu göreceğiz.
Onun içindir ki, Yüce Rabbimize şükür etmemiz gerekir
Şükretmek, Allah’ın emaneten verdiği nimetlerin kadrini bilmektir.
Şükretmek, arzu ve isteklerin, hırs ve tamahın esiri olmaktan kendimizi koruyabilmektir.
Şükretmek, yaratılış gaye ve hikmeti doğrultusunda yaşamanın bir göstergesidir.
Şükretmek sadece dille “Elhamdülillah, Ya Rabbi şükür” demek değildir.
Asıl şükür, her nimeti, Allah’ın razı olacağı şekilde değerlendirmektir.
Mükerrem bir insan olarak yaratılmış olmamızın şükrü imandır.
Kalbimizin şükrü, kin, nefret gibi kötü duygulardan uzak durmaktır.
Zihnimizin şükrü Allah’ın yüceliğini tefekkür ve tezekkürdür.
Dilimizin şükrü, Allah’ı zikirdir.
Bedenimizin şükrü, her daim Allah rızası doğrultusunda yaşamak ve ibadetlerimizi eda etmektir.
Malımızın şükrü, sadaka ve zekât vererek ihtiyaç sahiplerine infakta bulunmaktır.
Öyleyse dostlarım! Zihnimizi, kalbimizi, dilimizi, bedenimizi şükür nimetinden mahrum bırakmayalım. Ömrümüz, şükrümüzle bereketlensin. Şükrümüz, nimetlerimizin artmasına vesile olsun.
Hamdimiz, bizleri Rabbimize yakınlaştırsın ve yüceltsin.
“Allah’ım! Seni anıp zikretmek, nimetlerine şükretmek, sana en güzel şekilde kulluk etmek için bana yardım eyle!” ……..
BİR SÖZ
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın
BİR AYET
Şüphesiz, 'Safa' ile 'Merve' Allah'ın işaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka'be'yi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim de gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir.