Makam,
Bu konuda çok şey yazılır, bu yazıyı okuyanlarda çok şeyler söyler veya yazar, Çünkü bu konu hakkında o kadar şey yazılabilir.
Bir kişi der ki, Helal olsun makamı , o kişiye. Bir başkası ise, Allah belasını nerden gelmiş bu makama. Makam sahibine ulaşan dua eder. Makam sahibine ulaşamayan ise beddua eder.
Bazı makam sahipleri vardır ki, Makamda olduğu sürece Allah korkusu ile o makamda oturur. Belki, bir başkası ise o makamı korumak için elinden gelen her türlü pis işleri yapar, o’nun için ne halk nede hak önemlidir. Bazı makam sahipleri için yalanın bile anlamı değişiktir.
Yani yalanın bile kıymeti nisbidir; Nasıl mı..? Kişinin yalan lehine ise “övme” der. Yalan aksi ise “yerme ve iftira” işte böyle …Yalan bile değişiklik gösterebiliyor.. İnsan ehliyetli makam sahiplerine gıpta ediyor, Yani buda kazandıkları makamdan dolayı değil.
Peki neden..? Kazandıkları ehliyetinden dolayı.. Binaaleyh; Büyük adamlar hizmet ederler, kendilerini kullanmaya çalışanlara hiçbir zaman razı olmazlar. Zaten hizmet edenlerde hangi zaman da olursa olsunlar, gönüllere girerler ise, hiçbir zaman gönüllerden silinmez ve unutulmazlar..
Makam sahipleri şunu hiçbir zaman unutmamalıdırlar; Makamlar, yüksek tepeler gibidir, koşarak hile ile yalan dolan ile oraya çıkanlar, o makamda kaldığı müddetçe kendilerinde hep bir sıkıntı olur. Acaba buradan iner miyim, yanlış yapar mıyım ve niceleri yazılabilir.
Zaten bu makamlar konusu hakkında ne söylenir..? “Yüksek tepelerde hem yılana, hem kuşa rastlayabilirsiniz, fakat biri sürünerek öteki ise uçarak yükselmiştir.” Uçarak makama ulaşanlar, Ne kadar gönül kazanabiliyor..?
Makamında; Halk ve Hak için çalışanlara selam olsun..
Kalın sağlıcakla..