Yalan insana hoş geliyor, çünkü onu Cennet'ten kovulan şeytan hoş gösteriyor.
Yalan iyi bir şey mi?
Olamaz çünkü onun yanında Şeytan var, Şeytanın yanında ve içinde olduğu hiçbir olay iyi olamaz. O zaman bizde şeytanın içinde olduğu yalandan uzak duralım.
Yalan, kulak çöpü gibidir, kişi nasıl bir defa çöp ile kulağını siler atarsa, yalanda hiçbir değeri olmayan bir sözdür, ama getirdiği felaket insanlara Zarar verir.
Bir söz vardır, “Gerçek, ayakkabılarını giymeden yalan, dünyayı üç kez dolaşır”
Neden yalan bu kadar hızlı? Yalan neden bu kadar kabul görüyor? Yalan haber doğru bilgiden kat kat daha hızlı yayılıyor. Her gün, yalan kovalamaktan yorulduk artık. Ülkede hiç mi pozitif gündem yok.
Neden bu hiç konuşulmuyor, konuşulsa da sadece bir gün... Ertesi gün hemen unutuluyor, gündemde, sabun köpüğü kadar sosyal medya gündemi olmaktan öte geçmiyor.
Ama ne yazık ki, hiç bir zerre miktarı faydası olmayan yalan veya buna benzer olaylar ülkenin en önemli gündemine dönüşebiliyor.
Ama unutmayalım ki, Bu ülke bizim, hepimiz bu geminin içindeyiz...
Hep diyoruz ki, Yalan Dünya. Ama yaşantımız bu dünyada kalıcı gibi yaşamaya çalışıyoruz. Hiç bundan sonraki dünyayı düşünmüyoruz, yalandan, dolandan dolayı hesap vereceği günü neden düşünmez insan?
Hani bazen bu yalanlar için ne deniyor. Bu kadar da olmaz dediğimiz her ne varsa gün gün hepsini yaşıyor, yine de şaşıyoruz! Bu kitlenin adı değişiyor ama dertleri asla değişmiyor.
Yalan hususunda, bir vakıf, bir hoca, hani nedir dertleri? Asıl dert bunlar üzerinden İslam dinine zarar vermek mi? Korkuları, Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan vakıflarımızda yetişen gençlik mi?
Ama bakınız, Her gün biraz daha fazla; zulüm sıradanlaşıyor, haksızlık kanıksatılıyor, yalan yaygınlaşıyor. Ve yeryüzünde hakkı, adaleti ve eşitliği tesis etmek için gönderilmiş olan insan yırtıcı bir canavara dönüşüyor. Bu ülkenin onurunu ayağa kaldıran vatanseverleri biz unutmayız .. Unutmayınız! Şeytan besmele çekenin yanında durmaz gider ama yine de şeytanlığını yapar. Ama aynı şeytan yalancının yanından ayrılmaz. Ya biz acaba, bu şeytanları çok mu önemsiyoruz?
Şeytanlaşmış, insan kılığında yaratıklar, şeytan fikirli işler ile meşgul oluyorlar ve o kadar saldırıyorlar ki, onlara bu kadar reaksiyon göstererek vakit kaybediyoruz gibime geliyor.
“Her insan nefsinin çobanıdır. Nefsini özgür bırakırsan ya şeytan kapar ya da şeytanlaşmış insanlar.” (Ebu Umudani) Nefsine hâkim olan insanın takvası artar, Allah rızasını gözetir, cahillik yapmaz, sükût eder, yalandan uzaklaşır.
Hal-i pür melalimiz o ki, her gün bir yalanın peşinden sürüklenen bu mecrada ve ülkede doğrunun, hakikatin bir önemi kalmıyor artık. Kanmak istemeyeni hiçbir mantık kandıramaz ise görünen ve anlaşılan o ki, raydan çıkanlar gönüllü olarak yoldan çıkmış. Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum.
Teşbihte hata yoktur denir.. “şeytan taşlamaktan” yeri geliyor “tetikte olmaktan” tam manasıyla muhabbeti huzurla yapamıyoruz. Hayır ola, şerler defola, feraset refikimiz ola…
Kalın sağlıcakla..