Hep deriz zaman hızla geçiyor. Evet öylede..
Ama zamanı öldürüyoruz. Zaman mı bizi öldürüyor yoksa biz mi zamanı öldürüyoruz?
Zamana yazmıştı, biz de zamandan emanet aldık. Bundan önce değildi düşünmeye başlamamız, bununla da kalmayacaktır. Zamanla iyi geçinmeli insan, yani zamanı iyi değerlendirmeli .
Bir başka olmalıydı insan. Körüklenen ateşi yücelten, emanet ruha sahip olan, öfkeyi güç sanan. Bilmem ki insan neydi? Gecen zamana aldırmadan, sanki sonsuza kadar yaşamaya mahkummuşcasına yaşıyoruz. Bu yaşam icinde zaman var. Sonsuz bir yaşam kaynağımız varmış gibi zamanı boşa harcıyoruz. Oysa bir kişiyle yada bir şeyle ilgilenmek için harcadığımız bir gün belki de ilk günümüzdür.
Hayatı suçlayamayız.. Hayat bize her şeyi veriyor, seçimler bizim, zamanı boşa harcıyoruz. Ama Akıllı insan zamanı boşa geçirmez. Yanlış tercih ve insanlar çalıyor hayatımızı. Üst modeli yeni versiyon daha hızlısı diye ömrümüzü sağlığımızı harcıyoruz, yaşamı ıskalıyoruz.
Yapmamız gereken önemli işler için sahip olduğumuz zamandan fazla zamana ihtiyacımız var. En azından olması için emek vermeliyiz ama yeterli olmayan zamanı da boşa harcıyoruz. İnsanoğlu tuhaf. İstediği hedefe, hedeften uzaklaşarak varmayı umuyor.
Sokrates, ”hayvanlar üç beş canlı yaratılmışken insan hayatı bu kadar kısa sürmemeliydi” der. Seneca ise ”insan hayatı kısa değil; sadece zamanı boşa harcıyoruz.” diyerek sokrates’i eleştirir.
Biz mi zamanı öldürüyoruz, yoksa zaman mı bizi? Bu soruyu kendimize ne kadar soruyoruz? Zaman değirmeninde öğütülmeden sorsak mı? Bu hayattan geçiyoruz sırayla, acılarlarla, sevinçlerle, kaybediyoruz annemizi babamızı akraba dostları. Seviniyoruz yeni doğanlara , Çünkü yeni bir hayata başlıyor onlar. Gelin zamanı iyi değerlendirelim..
Kalın Sağlıcakla