Evet, CHP’nin 1989 yanlışını yapmadan, 31 Mart seçim başarısını sürdürmesi gerektiğini, emeklinin/ dar gelinin/ çalışanın/ ev kadının buna gereksinim duyduğuna daha önce birkaç değindim! Elbette bu başarının ilk koşulu yerel yönetimin, oluşturduğu kadroyla yurttaşı kucaklaması gerekiyor! “Ben kazandım” kibrine kapılmadan, “iş titizliklerini” ortaya koymaları gerekiyor! Seçim öncesi nasıl yurttaşın etrafında fır dönerek sözler vermişlerse, şimdi sözlerini yerine getirmeye odaklanmalılar!
Gözümüzün önünde, Adana’da olanlar bizim için yeterli değil mi? Yurttaşın içinde bulunduğu sıkıntıları ne denli düşünüyorlar bilmiyorum! Avuç içindeki bir küçük damla kadar düşünmüş olsalardı eğer o milletvekilinin kardeşini, o belediye başkanının yeğenini, o bilmem hangi yönetim kurulunun kızını işe alma yarışına girmezlerdi, yanlarındaki “halk desteğini” umursarlardı! Yapmadılar!
***
Oturup sakince düşündüğümde, bildiğim bazı belediye başkanlarının “yurttaşın geleceğine” ilişkin planları olduğunu da düşünmemeye başladım! Biraz daha ileri ideyim; Genel Başkan’ın sözleri bazı belediyelerin hiç de umurunda değil! Duymuş olmak için kulak kabartıyorlar; hepsi o kadar!
Ne sözleri belli, ne duruşları belli, ne yaptıkları belli! Bir şey yayılmaya çalışılıyor; çok yoğunlar! Neler yapılıyor, hangi yapının temeli üzerinde çalışıyorlar, yurttaşın hangi yarasına merhem oluyorlarsa artık!
***
Şimdi bir mini öykü anlatmak istiyorum: Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’ydı. Basına birçok yerden kutlama açıklamaları gelirken “bir oradan” gelmemişti! Tanıdığından önce başkanı aradı; seçim sonrasındaki gibi yanıt vermedi! Ardından wharsapp’dan şu iletiyi yazı: Yarın 19 Mayıs… Birçok kurumla kuruluşlardan basına “kutlama” bültenleri gönderilir. Şu an birçokları sayfalarında yer vermesine karşın (…) Belediyesi’nden gönderilmedi. Biliyorum, şu an yoğun bir süreç yaşıyorsunuz, ancak bunun da bir başka sorun olarak karşınıza çıkması olası… Kanımca basın danışmanınızla iletişime geçmeniz durumunda sorun çözülecektir. Sağlıklar, iyi çalışmalar…
Whatsapp’ta ileti görüldü! Dönüş bekledi ya da bir sözcük; “ilgileneceğim!” Hiçbirisi olmadı! Bu arada sosyal medya hesabına baktı hem belediye başkanının hem de belediyenin; orada da kutlama sözü yoktu! Günlerden cumartesi, özel kalem müdürünü aradı; hayret, telefon açıldı! Durumu anlattı! Ya/ hımmm/ bakalım gibi umursamaz yanıtların ardından, “pazartesi görüşelim” dedi müdür; “tamam” dedi!
***
Bir gün sonra bayram kutlandı, pazartesi oldu; kutlama yayımlanmadı! Anlaştıkları gibi, öğleden önce belediyeye vardı! Adını yazdırdı, salonda beklemeye başladı! Bir saatten fazla zamanı yoktu, onu da getirdiği Murathan Mungan’ın 995 km adlı romanını okuyarak geçirecekti! Öyle de yaptı! Salonda İki/ üç güvenlik dolaşıyordu, müdürün hem sekreteri hem de yardımcısı vardı, ortada dolaşan üç/ beş kişi daha vardı, çaycı vardı! Özel kalem müdürlüğünde on kişi; ne yaptıklarını anlamadı!
Zaman geçiyor, kalabalık azalmıyor/ çoğalıyordu! Koridordan salona gelen biri “müdür dışarı çıkmış” dedi! Salonda bekleyenler birbirlerinin gözlerine baktılar! “Neden” dedim yalnız! “İşi” varmış! Salonda bekleyenlerin hiçbirinin işi yoktu ya, yürüyüşe çıkınca uğramışlardı! Bu tokluk, bu yerel yönetim anlayışı mı Chp’ye “iktidar” kapısını aralayacak? Kızarak salondan çıktı!
***
Son günlerde yapılan anketlerin sonucu “iktidar” için olduğunca, birinci parti Chp’nin de oylarının indiğini söylüyor! Sakının “ciddiye almıyoruz” demeyin! Diğer partilerde ne denli var bilmiyorum; ancak Chp seçmeni “kibri” unutmaz, yanlışı bağışlamaz! Gördüğümce belediyelerin oluşturduğu/ yurttaştan kaçan/ söz verip yerinde durmayan/ uyarılara kulak asmayan/ belediyeyi zora sürüklemekten kaçınmayan kadrolarla genel başkan Özgür Özel’in verdiği sözün gerçekleşmesi olanaksız!
Halk olmadan ne yapabilirsiniz ki? Yirmiiki yıldır yapılan yanlışlar yurttaştaki “karşı koyma” gücünü ortadan kaldırdı! Burada “iktidarı” yaptıklarından ötürü suçlarken “muhalefeti” paklamak doğru bir saptama olmaz! Sözün özü: 31 Mart’ın arkasından göreve “yeni” gelen belediyeler halkla bütünleşmeden, halkla olduğunu göstermeden, halkın doymasına/ yaşamasına katkı sağlamadan “verilen sözlerin” hepsi oyalamaktan başka bir anlama gelmez! Bilin istiyorum!