İşsizlik oranının yüzde onikiyi, genç nüfusun yüzde yirmiikiyi aştığı bir dönemde, çeşitli kurumların ‘personel alımı’ için yaptıkları duyuru kiminin yüreğine su serperken birçoğunu da içinde bulundukları ‘paranoyadan’ uzaklaştıramıyor.
Duyurunun yapıldığı ilk dakkadan sonra ‘işsizlikle’ boğuşan katman ‘iktidardan’ bir tanıdık, bir bildik aramaya koyuluyor! Kpss puanı, ön lisans, lisans, yüksek lisans belgeleri ne denli ‘zorunluluk’ da olsa, ‘iktidardan’ bir tanıdık, bir bildik olmadıkça ‘ağzıyla kuş tutması’ bile ‘personel alımında işe başlatılması’ çok düşük bir olasılık… Sıkça ‘liyakata’ uyulmadan söz edilir ya; sözde ‘layık olan, yeterli olan, yaraşan’…
Milenyum denilen bir çağı yaşadığımızı ileri sürenler, dünya ergilerinden herkesin kendince yararlandığını savunanlar, her şeyin hak-hukuk ilişkisi içerisinde yerine getirildiğini belirtenler, bu ülkede herkese ‘aynı yakınlıkta’ olduklarını ‘Liyakat’ denen kavrama uyduklarını söyleyenler bunu bir de bana anlatmalılar! İşsizlerden ‘iktidar’ gibi düşünmeleri koşuluyla ‘iş sahibi’ olmalarını beklemek; insanlık adına acı! *** Neler oluyor irdeleyelim…
Bir kamu kuruluşu duyurusunu yapıyor; 500 personel alınacak…
Onyedi bölge için 290 görevli, 210 mühendis… Başvurular onyedi bölgeye yapılıyor! Osmaniye’de Adana’da, Hatay’da başvuru işlemleri yok; Mersin’de yapmak zorundasınız… Toplam 500 personelin 7 tanesi için başvuru yapabiliyorsunuz…
Mersin’ e gitmeden önce hazırlamanız gereken belgeler var; eksiksiz onları bir araya getirmek zorundasınız. Neler mi?
*
Nüfus Cüzdanı tasdikli (onayın neren olduğu, neden buna gerek duyulduğu belirsiz.)
*Yüksek Öğrenim Diploması ya da mezuniyet belgesi aslı-onaylı örneği…
*Nerede ikamet ettiğini gösterir Nüfus Müdürlüğünden alınacak adres bilgileri raporu
*İki fotoğraf.
*2016 yılına ait KPSS Sonuç Belgesinin çıktısı
*Adli Sicil Kayıt Belgesi
*Transkript (öğrencilerin öğrenim süreleri boyunca kayıt durumlarını.) Bunların yanında bir de ‘talep formu’ var… ‘Talep Formu’nda yukarıda istenen belgelerden başka bilgiler de istenmiş… Adaylar, özenle doldurdukları form ile diğer belgeler ‘başvuru masasına’ teslim etmekle ‘başvuru’ yapılmış sayılıyor… Düşündüğümde ‘çile’ gibi geldi bana…
Adaydan istenen belgeleri yeniden gözden geçirelim. ‘Nüfus Cüzdan, Diploma, KPSS örneği’ dışındaki belgelerin ‘başvuru’ için neden gerek duyulduğunu, adaydan bu denli kabarık belge istendiğini anlamaya çalışıyorum; anlayacak, düşünecek, bilecek, umutlanacak, sevinecek yerlerim ağrıyor. Birini gördüm: Hatay’ın bir ilçesinden gelmişti ana-kız.
Nüfus Müdürlüğü’nden alınması gereken ‘ikametkah belgesi’ internet çıktısı olduğundan dolayı ‘başvuru’ yapılmamış. Nüfus’tan ‘adres bildirimli ikametkah belgesi’ alması gerekmiş! Kalabalıkta bulunanlar birbirine bakındı. Kiminin rengi attı.
Kimi tedirgin bakışlarıyla yerlerinde duramaz oldular. Kız ‘en yakın nüfus müdürlüğü veriyormuş, oradan alacağım’ deyince kalabalık sakinleşti. Birlikte yola düştüler… Böyle bir tedirginlik içerisinde ‘başvurularını’ yapanlar, kontenjan sayısının beş katı arasına girmeyi, ardından da ‘sözlü’ sınava çağrılmayı bekleyecekler… ‘Sözlü’ sınavı…
Adayların iş ya da bilgi konusunda donanımından daha çok; ‘iktidarın’ yapısına uygunluğu, ‘tanıdık-bildik’ bir referansının olup-olmadığı üzerine odaklı olduğunu bilmeyen ne bir aday var, ne de bir başkası… ‘Keşke’ dememek için verilen bir çaba, bir uğraş, bir umut…
***
Yaşamlarının ilkyazını ‘böyle’ kabarık kıskaçlar arasında budayan ‘gençlik’, gördüğü eğitimin bedeline kavuşabilmek uğruna ‘önlerine çıkan koşulları’ yerine getirmelerine karşın yine de ‘umut’ taşımıyorsalar eğer; düşünmek gerekmez mi?
Hemen yarın işe başlatılacakmış gibi, ‘varları-yokları’ önlerinde olsun isteyen ‘başvuru sistemi’ geride bıraktıkları binlerce işsiz genci yüzüstü bırakmış sayılmıyor mu? Yurdumuzun genç ‘bakışı’, çağdaş ‘duruşu’, ‘geleceği’, ‘umudu’, ‘yarını’ olduğu varsayılan ‘gençlik’; bu yaşadıklarıyla salt kendine değil tüm ülkeye ‘zarar’ verici duruma getirilmiyor mu?
Ülkenin ‘gelecek’ denilen bir katmanını ‘liyakat’ denilen kavramla barıştırmanın zamanı bugün değilse ne zaman? ‘Gençlik liyakatle buluşmadıkça gelecek karar’ diyorum…