“Kozan şanssız bir kent” deyince, Meslek Yüksekokulu’nun arazisine TOKİ’nin el koyup iş makinelerini
alana girdirmesine tepki gösterince, betondan yapılar dikecek “başka alanların” olduğunu söyleyince
suçlama hazır; Kozanlı’nın ev sahibi olmasını istemiyor musun?
Bu düşünce “nasıl”, yazının içinden çıkarılıyor bilmiyorum! Herkesin içinde “anılar” saklayacağı “bir
evi” olsun elbette; istemeyenin, alanları rant sayanların, doğayı katletmekten uzak durmayanların,
insanların alım gücünü yok sayarak borçlandıranların/ “senin de evin olsun” diye özendirenlerin
beklentisi gibi olmasın! Ancak zeytinlik alanları kesmeden, Meslek Yüksek Okulu’na verilen araziye
göz dikmeden, tarıma elverişli arazileri bozmadan, “yaşam alanı” olabilecek özelliklerden
uzaklaşmadan, gökyüzüyle anlaşma yapar gibi yükselmeden, “beton yapı” sevicilerine ödün
vermeden…
***
Konu şu: Çukurova Üniversitesi Kozan Meslek Yüksekokulu’nun arazisine TOKİ resmen el koyarak,
konut yapmak istiyor! Neden Meslek Yüksek Okulu’na verilen araziye; neden Kozan’ın çevreleyen
birçok yer olmasına karşın okul alanı, neden Çukurova Üniversitesi rektörlüğünden “en küçük” bir
tepki yok? Böyle sessiz, böyle suskun, böyle “olanları” benimsemek mi gerekiyordu?
Ne düşünüyorum biliyor musunuz? Basında/ medyada sıkça karşımıza çıkar; açılacak yeni taş ocağı ya
da inşaat yapımı için düşünülen “doğa bozumlarında”, o yörenin kadınları/ erkekleri/ çocukları iş
makinelerinin önünü keser, “burada inşaat istemiyoruz” diye günlerce nöbet tutar! Kozan‘daki olanlar
“o” nedenle düşündürüyor beni! Kozan, Feke, Saimbeyli Hes’ler için “çocuklarımızı işe alıyor,
toprağımıza büyük bedel ödüyor” denerek sahiplenilmişti; bugün yaşanacak olanları söyleyenlere de
tepki göstermişlerdi! Şimdi ne düşünüyorlar acaba?
***
TOKİ, Kozanlı’nın ev sahibi olması için konut yapsın elbette! Ancak Meslek yüksek Okulu’nun alanına
dokunmadan! Başka “tarım yapılamayan” alanlara yönelerek! Böyle bir gelişme varsa da, Kozan’da
bulunan siyasi partilerin ilçe örgütleri, sivil toplum örgütleri, yurttaş “bu girişime” tepki göstermeliydi!
Bir CHP’li belediye meclis üyelerinin tepkisi yetmemeliydi! Bizim anlattığımız “olay” bu!
Kozan’ın sorunu çok! Yetiştirdiği tarımsal ürünlere “katma değer” katamaması, kent içinde trafik
akışının düzenli olmaması, anaparanın “emek veren” ellerden uzaklaşması, gençliğin karşı karşıya
olduğu işsizlik, büyüyen yoksulluk, Kozanlı’nın yaşamını iyileştirmeyecek yerlere yatırım yapılması, en
önemlisi de “tüm bunları” Kozan piyasasını elinde tutanların umursamaması…
***
Baştan bu yana “insana yatırım” ilkesini savunurum! Meslek yüksek Okulu bir eğitim yuvası! Sanki
başka yerler yokmuş gibi “okulun” alanına göz dikilirken “kimler” susuyorsa, geleceğin temelini de
onlar atıyor demektir! Zamanında “o bölgede” hiçbir şey yokken, uygun bulunup “okula” ayrılmış alan
salt “okul” içinde oluşturulacak birimler için kullanılmalı, “okulun” bilgisine/ birikimine katkı
sağlayacak işlere ayrılmalıydı; TOKİ’nin konut yapması için değil!
“Kozan şanssız bir kent” derken, “bunlardı” anlatmak istediğim; Kozanlı’nın evi olmasın, değil!
Yinelemem gerekirse; Meslek yüksek Okulu’nun alanına TOKİ’nin ne iş makinelerini göndermesi, ne
betondan yapılar çıkması, ne de Kozan’daki sivil söz sahiplerinin/rektörlüğün susması geleceğin
yararına değil, Kozanlı’nın hiç değil! HES’lerin kurulduğu yerlerde “doğal yapıya” ne olmuş, anlamak
isteyen görür!