Bazılarının “işbilirliği” becerilerinden midir, şanslarından mıdır, kıvraklıklarından mıdır, “kimseyi incitmeyeyim, giden ağam/ gelen paşam, kazanın yanında olmak benim işim” demesinden midir? Ama biraz da “omurga/ duruş” gerekmiyor mu insanda? Ezenle ezenin, haklıyla haksızın, güzelle çirkinin, aç kalanla aç bırakanın, açlıkla tokluğun olduğu bir yaşamda “birinin” yanında olmak/ “onun” yanını korumak gerekirken “işini bilirciliğin” savunuculuğunu yapabilmek “ayrı bir” dünya gibi…
Yaşanan “haksızlıklar” insanları “bir yanda” tutmaya zorluyor olmalı! Yirmiiki yıllık “iktidar”, dargelirlilerin ekmeğini her yıl biraz daha küçültürken, “iktidarın” yanında yer almak gibi bir “yanlış” içinde olmanın “tek tutar” yanı, “iktidardan” rant sağlamaktır! Her kim olursa/ olsun, “rant” uğruna “iktidara” yakın duranın, “iktidardan” umudunu kestiği anda “bir yana” savrulacağı öngörüsü öyle yabana atılacak bir düşünce değildir!
***
Yıllardır “iktidar” partilerinin içinde “politika” yürütürken, günlerce süren görüşmeler gerçekleşirken, “görüşmelerin” içeriğinin “ne” olduğu konusunda çeşitli söylentiler kulislerde dolaşırken, “kendini” birden “iktidar” olmaya adayan “anamuhalefet” partisinin içinde bulunanların/ onları kucaklayan “muhalefetin” açlıklarını anlamak benim işim değil! Bir “ziyaret” için gittiğim Akp il örgütünde, tanıdığım kişinin “partimize kayıtlı değilsiniz sanırım, bir gazetede yazıyorsunuz üstelik” dediği günü anımsıyorum! Oturduğum yerden kalkıp, koltuğunun yanın varıp, diyeceklerimi söyleyip “orayı” terk etmiştim! “Kaydımı yaptırırım, sizinleyim, köşemin konuğu olacaksınız” demem beklenirken!
İYİP’li Bilal Bilici’nin, neden Chp’ye geçtiğini bilen var mı? Şu ana dek “Chp, gönlümden geçen, dünya görüşüme uygun, demokrat, emeğe olan saygısıyla benim partim” benzere sözler söylediğini duyan oldu mu? Ben duymadım! Bu “alışılmışlık” değişmeyecek demek ki! Yarım yüzyıla yakın “babanın” sürdürdüğü “politik” varlık, bundan sonra da “oğul” Bilal Bilici ile sürdürülmek isteniyor demek ki! Üstelik, “en küçük” düşünce uyumu olmayan Chp içerisinde, Chp’li yetkililerinin “eşsiz/ dayanılmaz/ partili umursanmaz” tutumuyla! Yeniden, bir kez daha yeniden yazık!
***
31 Mart’ta Seyhan Belediye Başkanlığı’nı kazanan, Adana’da bir “kadın başkan” olarak başarılı olmasını yürekten istediğim, ancak geçen süreçte “umudumu” yerle/ bir eden, “iş titizliğini” ortaya koymak yerine “tartışmalı” olayların yaşanmasına neden olan Oya Tekin’in “işbilirliği” becerenlere yakınlığı konuşulmaya başlandı!
Birlikte “yola çıktığı” arkadaşlarını yarı yolda bırakan, yolda yürürken “birlikte hareket” edeceklerini zaman zaman vurgulayanların, seçimin ardından “başkalaşması” hoş bulmayacağım bir tutum! Birçok kişi gecesini/ gündüzüne katmıştı, kazanması için tanıdıklarıyla/ bildikleriyle yeri gelmiş tartışmıştı, çoğu zaman “cebinden” harcadığı bile olmuştu! Ne için? Chp ile ilişkisi olmayan, “iktidar” partilerine yakınlığı ile bilinen iki ismin “yanında” olmasını sağlaması için mi?
Haberin alt başlığı şöyle: “Oya Tekin'in belediyedeki iki müdürlüğe AKP ile MHP'li bilinen iki ismi ataması İl Örgütünde huzursuzluk oluşturdu!” Elbet olmalıydı! Yıllarını Chp’de/ çeşitli birimlerinde uğraş vererek geçir, ancak parti disiplini, partiye verilen emek, çaba konusunda partiden uzak dur! Karşınızdaki/ “iktidarın” ergilerinin her türünden zaten yararlanırken, çevrenizde “bu işe” hem daha yatkın, hem de yaşamsal gereksinim duyan/ yirmiiki yıldır “imli” dolaşanlar varken “bu” yaptığınızı nasıl tanımlayacaksınız bilmiyorum! Süreniz beş yıldı, her gün “bir” eksiliyor; bilin istiyorum!