24 Haziran seçimlerinde CHP, SP, DP ile yaptığı ittifakı, AKP ile MHP'nin ittifak yapmasına ve AKP'nin toplumu "ayrıştırmasına" dayandıran Meral Akşener, 31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçimlerde MHP ile AKP'nin işbirliği yapmayacaklarına açıklamasına karşın, hala partisini ittifak içerisinde seçimlere sokmak için yoğun çaba harcıyor..
Başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP üst yönetimi ittifaka razı etmek için görüşme üstüne görüşme yapıyor..
Halbuki, aynı Meral Akşehner, kısa bir süre önce yerel seçimlere tek başlarına gireceklerini, Manisa ve Mersin'i MHP'nin elinden alacaklarını iddia etmişti..
Klasik davranışı yine gösterdi ve bu sözlerinin sıcaklığı geçmeden, iddiasını yalanlayan girişimlerde bulunmaya, eittifak için CHP'nin kapısını zorlamaya başladı..
Akşener, yerel seçimlerde partisi İP'i tek başına seçimlere sokmaya çekiniyor..
24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi CHP'nin kanatları altında seçimlere katılmayı arzu ediyor..
Akşener'in ittifak ısrarının nedeni belli..
AKP'nin toplumu ayrıştırması iddiası bir bahane..
Asıl neden, İP'in gerçek oy potansiyelini bilmesi ve bu gerçeğin ortaya çıkarak partisinin iki seçimlik parti olarak siyaset kabristanında yerini almasını önlemek..
Meral Akşener, yerel seçimlere de CHP'nin kanatları altında girerek, hem partisinin hem kendisinin siyasal ömrünü biraz daha uzatmaya çalışıyor..
Akşener'in CHP'nin gücünden yararlanarak partisini ve kendisini siyasette tutma hesaplarının farkında olan kişi sayısı da artıyor..
CHP üst yönetimi nasıl düşünüyor bilmem ama, örneğin 24 Haziran seçimlerinde CHP - İP ittifakını cansiparane bir şekilde savunan Fox Tv ana haber sunucusu Fatih Portakal, Meral Akşener'in ısrarla CHP ile yerel seçimde de ittifak yapma girişimine karşı çıktı ve her partinin kendi adıyla, logosuyla, ideolojiyle seçimlere girmesinden, halktan oy istemesinden yana olduğunu söyledi..
Fatih Portakal gibi düşünenlerin sayısı artıyor artmasına ama, Meral Akşener de CHP'nin kanatlarına altında seçimlere katılmak için son ana kadar çaba harcayacağından kimsenin kuşkusu olmasın...
Biliyor ki, bunu başarırsa kendisinin ve partisinin siyasal ömrünü uzatırken, CHP aracılığıyla başarılı da görünecek..
Aksi takdirde, ittifak olmazsa siyaset sahnesinden silinecek!..
************
Diyanet'in Türk alerjisi
Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi kurumu Diyanet İşleri Başkanlığı'nda anlamsız biçimde bir Türk, Türkçe karşıtlığı vardı..
Bunlara, hatta, son Diyanet İşleri Başkanı'nın bir meczupa yaptığı ziyaretleri bile kanıksamıştık ama, Duyanet'in Türk Lirası düşmanlığına hala bir anlam veremiyorum..
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Türk Lirası fobisi o kadar yüksek olmalı ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümeti Sisteminin ilk hükümetinin, yaşanan son ekonomik kriz olayşından sonra dövizle ticaret kaldırıp iç ve dış ticaretin milli para ile yapılması yolundaki girişimlerini dikkate almıyor..
Israrla ticaretini, pardon hizmetlerini döviz yani yabancı para ile yapmaya devam ediyor..
Bunun en çarpıcı örneği, şu yılın 12 ayı Türk insanının parasını Suudi Ardabistan'a akıtmaktan başka işe yaramayan "kutsal topraklara yolculuk", bildiğimiz adıyla umre seyahatleri..
Diyanet, hükümetin dövizli mücadelesi yok sayarak, umre ziyaretlerini yabancı para cinsinden yapıyor..
Umreye gitmek isteyenlere, fiyatların Suudi Arabistan Riyalı kısa adıyla SAR ile tahsilat yapılacağını belirtiyor..
Camilere astığı reklam afişlerinde, gezilerin ücretinin SAR ile tahbil edileceğini belirtiyor..
İnternet sitesinde, hazırladığı hac ve umre rehberinde tüm fiyatları SAR olarak açıklıyor ve rehberin tarifeler ve son bölümünde tahsilatın mutlaka Suudi Arabistan Riyali ile yapılacağını özellikle vurguluyor..
Diyanet, hazırladığı rehber ve camilere astığı ilanlarla, ekonomide yabancı saldırılarını önlemek çini döviz yerine Türk Lirası kullanılma için çağrı yapanAKP iktidarına açık açık meydan okumaktadır..
Hükümetin ekonomik saldırılarla ve enflasyonu düşürme seferberliğini takmadığını, tersine davranacağını, yabancı paradan vazgeçmeyeceğini ve Türk Lirasını yok sayacağını ilan ediyor..
İşverenleri, Türk Lirası ile ticarete çağıran Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, özel sektörden önce Diyanet İşleri Başkanı'ndan hükümetin kararlarını yok sayan Suudi Arabistan Riyalı ile ticaret yapmasının, camilere kadar saran SAR sevgisinin hesabını sorması gerekmektedir..
****************
Demokrat Parti'nin örnek kararı
Demokrat Parti Adana İl Başkanlığı siyasal açıdan örnek bir karar aldı..
Başka partilerde siyaset yapan belediye başkan ve belediye meclis üye aday adaylarının toplantılarına katılan partililerin disipline sevkedileceğini ve üyeliklerinin düşürüleceğini açıkladı..
DP'nin kararının siyasal açıdan doğru buluyorum..
Zira son günlerde, yoğunluk kazanan adaylık açıklamalarında, adaylar kendilerini güçlü göstermek ve diğer partilerdeki yurttaşların da kendisini desteklediği imajını yaymak için yoğun çaba harcıyorlar..
Başka partilerin üyesi, hatta yönetimlerinde yer alan tanıdıklarını rica minnet adaylık açıklama toplantılarına çağırıyorlar..
Yurttaş acısından bakınca gitsin bir türlü, gitmesen bir türlü..
Gitmezseniz, başka partide de olsa siyaset yapan bir tanıdığını kırmış olacaksınız..
Giderseniz, yaşamın boyunca oy vermeyi düşünmediğin bir partiye oy verecekmiş algısının oluşmasına neden olacak, dolayısıyla da siyasi omurgasız bir insan gibi görüneceksiniz..
Mensubu olmadığın partilerin adayların toplantılarına katılıp "destek verdiğini" göstermek siyasal etik açısından son derece tehlikeli bir durum aslında..
Hem adayın, hem onun isteğini kırmayıp o tür toplantıya katılanların siyasal etiğe sahip olmadıkların işaret ediyor..
Aday da, onun toplantısına katılan başka partililer de hem siyasal parti yönetcilerini, hem halkı kandırmış oluyorlar..
O bakımdan, Demokrat Parti'nin aldığı karar siyasal etik açısından son derece doğru ve yerinde bir karar..
*************
Kim demiş gençler okumuyor diye..
Klişe bir söylem var, "yeni nesil okumuyor" diye..
Kime sorsan, yeni kuşakların okumadığından, sosyal medladan çıkmadıklarından, ellerinden telefon ve tabletin düşmediğinden yakınır..
İstanbul'da devam eden Kitap Fuarı, bu söylenenleri yalanlayan görüntüler ile dolu..
Okumuyor denen genç kuşaklar okuyor..
Hem de seçerek, neyi ve kimi okuyacağını bilerek okuyor..
Türkçü kandışımız Mithat Akar Kitap Fuarı'na katıldı..
Kaleme aldığı "Doğumundan Ölümünde Atatürk", "21. Yüzyılda Türkçülük" ve "Türk-Amerikan Savaşı ve 15 Temmuz" adlı kitapları, fuara gelen çocuklar ve gençler tarafından kapış kapış alındı..
Mithat Akar gibi, aynı yayıninevinin standında yer alan diğer Türkçü kitaplarda gençlerimizden büyük ilgi gördü..
Koca yürekli gençlerin, kitapları alırken yaptıkları konuşmalar, sordukları sorular, kitap seçimini bilinçil yaptıklarını gösteriyordu..
Seçerek kitaplarını aldılar..
Ulu Önder Atatürk, gençlere güvenmekle ne kadar haklı olduğunu kitap fuarı bir kez daha bizlere gösterdi..
artık, gençleri eeltirmeyi bırakalım, onlara güvnmeyeli öğrenelim..
Tıpku ulu önderimiz gibi...