Macaristan’da yapılan seçimlerde Macar milliyetçilerinin partisi Mi Hazánk başarılı bir sonuçla, macar siyasetinde varlığını güçlü bir şekilde hissettirdi.
Romanlara ayrıcalıklar sözü veren Peter Magyar adlı siyasetçi ve partisi Tizsa gerek geleneksel medya, gerek sosyal medyada küredel emperyalistler tarafıbndan öne çıkarmalarına, Başbakan Orban ve partisi Fidesz iktidar olanaklarının kullanmasına ve medyanın ambargo uygulamasına karşın, Mi Hazánk, üyelerinin olağanüstü çalışması, tüm engelleri yenmesiyle büyük bir baaşrıyı yakalamayı başardı.
Mi Hazánk, on dokuz ilçenin on sekizinde partiler arasında en çok oyu alan ikinci parti oldu ve ayrıca yerel yönetimlerin sayısını da beşe katladı. Birçok ilçede yüzde yirminin üzerinde bir sonuç elde etti.
Mi Hazánk’ın başarısından büyük gurur duydum..
Mi Hazánk’ın kurulduğu günden bu yana çalışmalarını sosyal medyadan Başkan Yardımcısı Dóra Dúró’nun paylaşımlarından takip ettim..
Dóra Dúró ve arkadaşlarının olağanüstü çalışmasına bu şekilde yanıklık ettim, o nedenle Mi Hazánk’ın başarısı benim açımdan sürpriz olmadı..
Dóra Dúró’nun şahsında tüm Mi Hazánk üyelerini, altivistlerini seçmenlerini, lideri László Toroczkai’yi gönülden kutluyor, başarılarının alkışlıyor..
Dóra Dúró ve tüm Macar vatanseverlerine Türkiye’den kucak dolusu selamlar..
Mi Hazánk’ı neden saldırıyorlar
Macar vatanseverlerin partisi Mi Hazánk, sadece Macaristan’da değil, avrupa çapında neliberallerin, kapitalistleri, ülkelerinin ABD’ye satan sözde solcu ve demokratların hedef aldığı parti..
Mi Hazánk’a düşmanlığın altında yatan ise Macar vatanının ve ulusunu hiç bir koşulda ödün vermeden savunması ve emperyalizmin oyunlarını boşa çıkarmasıdır.
Örneğin küresel güçlerin bütün dünyada olduğu gibi Macaristan’da da “LGBT haklarını” dayatmasına Mi Hazánk şiddetle karşı çıkmakta.
LGBT üyelerini ve etnik azınlıkları karakter olarak öne çıkaran bir çocuk kitabı olan Meseország mindenkié'nin yayınlanmasından sonra, partinin Başkan Yardımcısı Dóra Dúró, bir basın toplantısında kitabı "eşcinsel propaganda" olarak nitelendirdi ve hemen sayfaları yırttı. Hareket önemli tartışmalara neden oldu ve uluslararası ilgi topladı..
LGBT üyelerini ve etnik azınlıkları karakter olarak öne çıkaran bir çocuk kitabı olan Meseország mindenkié'nin yayınlanmasından sonra, partinin Başkan Yardımcısı Dóra Dúró, bir basın toplantısında kitabı “eşcinsel propaganda” olarak nitelendirdi ve hemen sayfaları yırttı. Hareket önemli tartışmalara neden oldu ve uluslararası ilgi topladı..
Mi Hazánk, sahte pandemic oyunna da karşı çıkmıştı..
Mi Hazánk, COVID-19 oyunun ortasında parti, hükûmet tarafından uygulanan karantina önlemlerini protesto ederek onları “paniği kışkırtmak” ve ülkeyi mahvetmekle suçladı. Parti ayrıca 12-15 yaş arası çocuklarda COVID aşılarının kullanılmasına karşı bir dilekçe başlatarak, henüz faz çalışmaları tamamlanmamış, neler içerdiği ve sonuçları bilinmeyen kimyasalların insanlara aşı altında zerk edilmesine de karşı çıkmıştı..
Mi Hazánk, tüm çalışmalarında Macar halkının ve Macaristan’ın çıkarlarının ön plana çıkardığı için, doğal olarak küresel emperyalistlerin, onların tetikçilerinin, ülklerinin ve uluslarının satan siyasetçileri ve medyanın hedefi haline geldiler..
Medya yoluyla sesinin kısmaya çalışmalarına karşın, Macar ulusu Mi Hazánk’a sahip çıktı..
Mi Hazánk’a iktidar yolundaki kutlu yürüyüşünde başarılar diliyorum…
Hayvan barınaklarını savunurken iki kez düşünün
Son günlerde, kimi çevrelerin sokak hayvanlarını katil göstrmesi ve sokak hayvanlarının hayvan barınaklarında toplanması için kampanyalar başlatıldı..
İnsanları sokakta yaşayan hayvanların barınakalrda toplanmasının isteyenler; isteklerini dile geitrmeden bir değil iki kez düşünsünler..
Belediyeyi arayıp alın bu köpeği buradan diye şikayet ettiğinizde ya da “hayvan ambulansı” diye tanıtılan 153’ü aradığınızda o köpeğe neler oluyor:
“BİR KÖPEĞİN BARINAĞA İLK GELİŞİ..
1- Önce korkudan ya büyüğünü, ya küçüğünü yapar.
2- Titremeye başlar.
3- Gözleri fal taşı gibi açıktır.
4- Bölmeye yerleştirildiğinde, kapının ağzından öteye gitmez. İki üç gün orada bekler.
5- Ağlamaya başlar çıkarın diye, saatlerce günlerce hem de…
6- En az 2 gün, ne yemek yer, ne su içer.
7- Diğer köpeklerden korkar.
8- Günler geçtikçe ortama ayak uydurmaya çalışır.
9- Kolay ayak uyduramaz, diğer köpekler onu hırpalar. Hatta bir gece bakmışsınız ki boğmuşlar.
10- Yemek verilme sırasında, yemek yemeye çekine çekine gelir diğer köpeklerin yanına.
11- Artık hastalık ve diğer köpeklerin güç gösterisi başlar üstünde.
12- Hayatta kalırsa alışması, günleri, ayları alır.
13- Sahipliyse terk edilen, zaten kahrından ölür. Bile bile intihar eder. Yemez, içmez, kalkmaz, dolaşmaz…
14- Yaşamayı başardıysa, artık alışmıştır ortama. O gözlerdeki korkuyu, umutsuzluk almıştır ve hiçbir zaman, bir daha gülmez
oradayken gözlerinin içi…
(“Ayy ne bu köpekler ayooll, alıp barınaklara toplasınlar şunları”) demek yerine, yemek artıklarınızı kıyıya köşeye bırakın, itip kakmak yerine sevgi gösterin. Barınaklar gül bahçesi değil, hastalık ve ölüm kampı, barınma yeri değil, hayvan hapishanesidir..
Onun için, sokak hayvanlarının barınakalrda toplanmasının isteyenler, talep etmeden önce iki kez düşünsünler..
Unutmayın, yoksak yoklar..
Onlar yoksa, fareler, sıçanlar, yılanlar var…
Türk Töreni Marşı
Molyer’in Türkçeye “Kibarlık Budalası” adıyla çevrilen “Le bourgeois gentilhomme” adlı yapıtı 1670 yılında Fransa Kralı Ondördüncü Lui’nin huzurunda sahnelendiğinde, saray bestekârı Luly’nin oyun için bestelediği “Türk Töreni Marşı-Marche pour la ceremonie des Turcs” adlı Barok müzik şaheseri sahnelenen eserden daha fazla ün kazanmıştı.
Bizde Mozart’ın “Türk Marşı” pek bilinir ama Luly’in yapıtı biraz gölgede kalmıştır. Luly’nin bu bestesi hayatının bestesidir desek yanlış olmaz.
O devirde kullanılan orkestra yönetmeni sopasının ucundaki çivinin ayağına batmasıyla oluşan yaranın kangrene dönüşmesiyle ölmüştür.
O nedenle bir saygı sunduklarından mıdır nedir nilmem ama, günümüzdeki orkestraların bu besteyi icra ederken yönetmenin elinde o sopayla orkestrayı idare ederler..
Bestenin, Molyer’in ve o devirdeki “Turquerie” modasının hikayesi çok geniş ve öğrenmesi zevklidir.
Bilmeyip merak edenlere tavsiye olunur.
“Türkiye milletine” bu harikulade Türk Töreni Marşı’nı dinlemelerini şiddetle öneriyorum..